Sağlık Bakanlığı tarafından Özel Hastaneler Yönetmeliği’nde yapılan ve muayenehanesi olan hekimlerin mesleklerini serbestçe yapabilmelerini engelleyip hastaneler zincirinin sömürüsüne terk eden düzenlemeye karşı hekimler, Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve İstanbul Tabip Odası’nın (İTO) çağrısıyla 8 Ocak 2023 günü Kadıköy’de bir araya geldi.
Bursa Tabip Odası Başkanı Dr. Levent Tufan Kumaş ve BTO üyelerinin de katılım gösterdiği eylemde konuşan TTB Merkez Konseyi II. Başkanı Dr. Ali İhsan Ökten, “Medipol Yönetmeliği”nin kabul edilemez olduğunu belirterek şunları söyledi: Bu yönetmelik değişikliğinin hiçbir bilimsel ve akılcı gerekçesi yoktur. Herhangi bir kamu yararı da içermemektedir. Hekimlerin serbest çalışma hakkı ve mesleki bağımsızlığı ellerinden alınamaz. Hekimlik mesleği özel sağlık sermayesine peşkeş çekilemez. TTB olarak bu düzenleme ortadan kaldırılıncaya kadar her türlü demokratik mücadelemizi sürdüreceğiz.”
Muayenehaneler Derneği’nden Dr. Selçuk Söylemez hekimlerin haklarını gasp eden ve kölelik sistemi dayatan yönetmeliklere karşı mücadele ettiklerini söylerken; İTO Asistan ve Genç Uzman Hekimler Komisyonu’ndan Dr. Betül Kaygusuz da “Sağlık Bakanlığı bir kez daha asıl derdinin bu ülkede verilen sağlık hizmetlerinin özel hastane patronlarının sermayesine sermaye katmak olduğunu gösterdi” diye konuştu.
“SERBEST MESLEK HAKKIMIZI VE MESLEKİ BAĞIMSIZLIĞIMIZI SAVUNUYORUZ”
6 EKİM VE 7 OCAK YÖNETMELİKLERİ GERİ ÇEKİLSİN!
Sağlık Bakanlığı, 6 Ekim 2022 tarihinde yaptığı yönetmelik değişiklikleri ile hekimlerin mesleki bağımsızlığına ve serbest meslek hakkına bir saldırı gerçekleştirmiştir.
Bu düzenlemeye göre 7 Ocak 2023 tarihinden itibaren serbest meslek hakkını kullanan hekimler özel sağlık kuruluşlarıyla sözleşmeleri yoksa hastalarının tedavilerini yarıda kesmek zorunda kalacak ve bir daha da hastalarına bakamayacaktır. Bu kuruluşlarla ancak çok az sayıda hekim sözleşme yapabilecektir.
Bu nedenle açtığımız davalar ve yapılan etkinlikler üzerine 7 Ocak 2023 tarihinde yönetmelikler yeniden değiştirilmiştir. Buna göre;
–Tüm hekimler için sadece bir (1) hastane ile yıllık sözleşme yapılması koşulu aynen korunmuş olup sadece belli koşullarda il sağlık müdürlüklerinin izni ile ameliyatların sözleşme dışı hastanede yapılabilmesine izin verilmiştir.
-Halen muayenehaneleri olan hekimler ve 60 yaş üstü hekimler için özel hastane ve tıp merkezlerinin toplam kadro sayıları üzerinden getirilen kısıtlama ( %15 lik kota ) kalkmış gibi gösterilmek istense de hali hazırda muayenehaneleri olanlara branş bazında kadrolu hekim sayısı üzerinden getirilen kısıtlamanın (ilgili branşta toplam kadro sayısını üçte birini aşmayacak ) devam etmesi nedeniyle, yine az sayıda hekim sözleşme yapabilecektir. 60 yaş üstü hekimleri için branş bazı kadro kısıtlaması koşulu söz konusu değildir.
-Yeni muayenehane açacak olan 60 yaş altı hekimler için ise 6 Ekim Yönetmeliği’ndeki tüm kısıtlamalar aynen devam etmektedir.
Sözleşme yapabilen azınlık hekim grubuna ise özel hastanelerce ağır koşullar dayatılmakta, adeta kölelik düzeni getirilmektedir.
Bu saldırı yalnız serbest meslek hakkını kullanan hekimlere yönelik değil, tüm hekimlere ve tıp mesleğini tercih eden/edecek olan tıp öğrencilerine de yöneliktir. Asırlardır hekimlik mesleğinin ve hekimlerin en doğal hakkı olan serbest meslek hakkı, sağlık sermayesinin isteği doğrultusunda Sağlık Bakanlığı eliyle gasp edilmektedir. 7 Ocak 2023 tarihli Yönetmelikler yeni açılacak muayenehaneler yönünden daha da ağırlaşan düzenlemeler öngörmekle, bu durumu apaçık ortaya koymaktadır.
Bilinmesini isteriz ki dün yapılan düzenleme ile hali hazırda muayenehaneleri olan hekimler ve 60 yaş üstü hekimlerin sadece bir yerde kadro sınırlamasından muaf tutulması ve belli koşullarda bazı ameliyatların istenilen yerde yapılabilmesine sağlık müdürlüğünün vaka bazında izin verilebilecek olması, hak ihlallerini gidermemiştir.
Yine bilinmesini isteriz ki bu düzenlemeler sadece hekimlerin haklarını değil, aynı zamanda halkımızın ve hastalarımızın özgürce hekimini ve sağlık kuruluşunu seçme hakkına yönelik de bir saldırıdır.
Ülkemizde 20 yıldır uygulanan Sağlıkta Dönüşüm Programı esas olarak halkın sağlık hakkına saldırırken hekimlerin mesleki bağımsızlığını da hedef almıştır. Öncelikle sağlık sermayesinin çıkarlarını gözeten bu programla ortaya çıkan tablo, hem vatandaşlarımız hem de hekimler için olumsuz sonuçlara yol açmıştır.
Bağımsız olarak çalışan hekimlere yönelik iktidarın bu son saldırısı olan bu yönetmeliklerle uluslararası sermaye ile bütünleşmiş özel ‘zincir’ hastaneleri ve şimdiden karadelik haline gelmiş şehir hastanelerinin sahibi olan müteahhitlerin çıkarları kollanmaktadır.
Oysa kamunun yararını gözetmesi gereken Sağlık Bakanlığı, hekimlerin mesleki bağımsızlığına ve serbest meslek hakkına karşı sağlık sermayesi güdümünde saldırı yapmak yerine hastaların ve hekimlerin haklarını korumalıdır.
Kendisi de bir özel hastane zincirinin eski sahibi olan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’yı 18 Ekim’de Sağlık Müdürlükleri ve Sağlık Bakanlığı önünde yaptığımız basın açıklamalarında uyardık, ancak sesimizi duymadı; 27 Aralık’ta eski sahibi olduğu Medipol Hastanesinin önünden uyarmak istedik, ancak bu kez biz hekimler güvenlik güçlerinin yoğun baskısına maruz kaldık ve anayasal hakkımız olan basın açıklaması yapmamız engellendi.
Bugün burada yer alan Türk Tabipleri Birliği, İstanbul Tabip Odası, Uzmanlık Dernekleri Eşgüdüm Kurulu, uzmanlık dernekleri ve diğer dernekler olarak meslektaşlarımızla, çalışanlarımızla, hastalarımızla ve halkımızla birlikte hekimlik mesleğinin ve tüm hekimlerin en temel hakkı olan mesleğin bağımsız icra hakkını ve hastalarımızın hekim seçme özgürlüğünü sonuna kadar savunacağımızı bir kez daha yineliyoruz.
Sağlık Bakanlığı’na bir kez de Kadıköy meydanından sesleniyor ve talep ediyoruz:
-Hastaların hekimini ve sağlık kuruluşunu seçme ve burada tedavi olabilme haklarını kısıtlayan,
-Serbest hekimlerin özel hastanelerde ameliyat ve girişim yapmalarını engelleyen,
– Anayasal güvence altındaki haklarımıza ve Rekabet Kanunu’na aykırı olan,
-Hekimlerin mesleki bağımsızlığını ve serbest meslek hakkını ellerinden alan,
-Sağlık alanında nitelikli iş gücü göçüne sebep olacak olan,
-Hiçbir kamu yararı içermediği gibi Anayasa’ya, kanunlara ve hukukun temel ilkelerine de aykırı olan,
6 Ekim ve 7 Ocak Yönetmelik değişiklikleri acilen geri çekilmelidir.
Alıntı: bto.org.tr