Samsun’da görev yaptığı hastanede 29 Mayıs 2015’te uğradığı silahlı saldırı sonucu kaybettiğimiz Dr. Kamil Furtun, yaşamını yitirmesinin sekizinci yıldönümünde önce mezarı başında, daha sonra ise adının verildiği SBÜ Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi Dr. Kamil Furtun Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Hizmet Binası önünde anıldı.
Anma etkinliğine TTB Genel Sekreteri Dr. Vedat Bulut, Samsun Tabip Odası Yönetim Kurulu üyeleri ile Furtun’un ailesi ve yakınları katıldı.
Etkinlikte bir konuşma yapan Dr. Vedat Bulut, sağlıkta şiddet sonucu yaşamını yitiren tüm hekimlerin ve sağlık emekçilerinin acılarını paylaşarak söze başladı. Şiddetin ve şiddete dönük politikaların bütünlüklü ele alınması gerektiğini söyleyen Bulut, TBMM’de çıkarılan yasanın yeterince etkili olamadığına dikkat çekti. Bulut, TTB olarak sağlıkta şiddetin son bulması için mücadeleyi sürdüreceklerini ifade etti.
Samsun Tabip Odası Başkanı Dr. Ömer Faysal Çadır tarafından okunan basın açıklaması metni ise şöyle:
Dr. Kamil Furtun’u Aramızdan Ayrılışının 8. Yılında Sevgi ve Özlemle Anıyoruz
Sağlık şehidimiz Dr. Kamil Furtun’un meslektaşları, çalışma arkadaşları, can dostları, basın mensupları hoş geldiniz.
Bugün burada sevgili arkadaşımız, Samsun tıp camiasının iyi niyet timsali, gülen yüzü ile insanın içini ısıtan, güven veren doktoru, mesleğinin çok başarılı bir aşığı, çalışma arkadaşlarının abisi,
Dr. Funda Furtun’un sevgili eşi, Taylan’ın sevgili babası,
Beyaz önlüğü içinde çalışma ortamında görevi başında katledilen Dr. Kamil Furtun’u ölümünün 8. yılında anmak için toplandık.
Evet; acımız büyük, yüreğimiz yanmakta. Fakat bugün burada acılanıp ağlamak için değil; bugünümüzü, yarınımızı, mesleki saygınlığımızı, hayatımızı ve Kamil Furtun’un yolunda can verdiği tıp mesleğini korumak için, konuşmak ve isyanımızı göstermek için toplandık.
Sağlıkta şiddet, sadece öfkeli hasta veya hasta yakınlarının saldırılarından ibaret toplumsal bir olgu değildir ve asla münferit adi bir suç olarak da kabul edilemez.
Sağlıkta şiddet, büyük oranda sağlık sistemindeki çöküş ile alakalıdır.
Sağlıkta Dönüşüm Programı ve sağlık hizmetlerinin piyasalaştırılması sonucu oluşan “kışkırtılmış sağlık talebi” ve buna bağlı olarak sağlık alanında yaşanan sorunlarla alakalıdır.
Hastayı müşteri, hekimi ucuz işgücü olarak değerlendirmekle alakalıdır.
Sağlıkta şiddet, hekimleri ve hekimlik mesleğini değersizleştirme söylemleri ile halkın gözündeki saygınlığımızın yok edilmesiyle alakalıdır.
Hatırlanacağı üzere yaklaşık bir ay önce, tüm Türkiye’deki hekimleri rencide eden ve hekimlerin, sağlık çalışanlarının, sağduyulu vatandaşlarımızın yoğun protestosuna neden olan bir video görüntüsü düşmüştü sosyal medyaya.
Hani “Doktorları artık beğenmiyoruz, dövüyoruz” diyen ve bunu sağlıkta gelişmişlik olarak değerlendiren vatandaş görseli.
Biz hekimler ve sağlık çalışanları olarak yıllardır, sağlıkta şiddetin en önemli nedenlerinden birinin, yetkili ve sözü dinlenen insanların yetişmiş ve değer üreten insanları değersizleştirme söylemleri olduğunu söylüyor ama sesimizi duyuramıyor, sözümüzü dinletemiyorduk.
Bunu vatandaş, 30 saniyede tüm açıklığı ve saflığı ile ortaya sermiştir. Sağlık çalışanlarını değersizleştirmenin nereden, nasıl kaynaklandığını söylemiş ve bu değersizleştirme algısının vatandaştaki karşılığının ne olduğunu açıkça ifade etmiştir.
Ülkemizi yönetenler, yani sağlıkta şiddet sizin söylemlerinizle alakalıdır.
Aynı zamanda sağlıkta şiddet; yetersiz ve uygulanmayan yasal prosedürler ve yetersiz güvenlik önlemleri nedeniyle; sorunlar karşısında şiddetten başka yollar olduğunu bilmeyen, öğretilmeyen, saldırganlığına sessiz kalınan, göz yumulan kişilerle, sağlık çalışanlarını karşı karşıya getirmekle alakalıdır.
Toplumumuzda hızla yayılan şiddet eylemleri, hekimleri ve sağlık çalışanlarını ciddi biçimde etkilemekte, şiddete uğrama endişesi bile çalışanların, tükenmişliğine ve verimsizliğine neden olmaktadır.
Hekimler, artık şiddet riski yaşamamak için önemli ve zorlu işlemlerin riski altına girmemekte, fırsatını bulursa da kendini daha değerli hissederek çalışabileceği ülkelere gitmektedir.
Bu tablonun sebebi; sağlık vermek, yaşatmak için çalışırken, hakaret görmek, darp edilmek ve ölmek istemeyen doktorlar ve sağlık çalışanları olamaz.
Bunun sebebi; olsa olsa bataklığı kurutmak için gerekli adımları atmayan, “Doktorumu, çalışanımı korumak, benim için bir varlık sorunudur” diyemeyen yöneticilerimizdir.
Biz sağlıkta şiddetin önlenmesini isteyerek, sadece bu anı ve çalışanları değil; aynı zamanda ülkemizin sağlık sisteminin geleceğini ve halkın sağlığını kurtarmaya çalışıyoruz.
Sağlıkta şiddet sorunu;
Ancak meselenin köküne inen, nedenlerini samimiyetle irdeleyen, iyi niyetli, akılcı ve kararlı politikalarla çözülebilir. Bunu yapmaya muktedir olan ve yapması gereken tek güç siyasi iktidar ve Sağlık Bakanlığı’dır. Ne yazık ki bu güç bu zamana kadar kullanılmamıştır, bundan sonra da kullanılacağına dair herhangi bir çaba içinde gözlenmemektedir.
Sorumlular bilmelidir ki;
Şiddet gören ve vefat eden hekim ve sağlık çalışanlarının sorumluluğu, kamu idaresindedir. Ve inanıyoruz ki,
Dr. Kamil Furtun’un elleri yakanızdadır.
Biliniz ki tüm kayıplarımız adına, bizim de iki elimiz yakanızdadır.
Sağlıkta şiddetin sona ermesi için vereceğimiz mücadeleyi sonuç alıncaya kadar sürdürmeye kararlıyız.
Dr. Kamil Furtun’u ve yaşamını sağlıkta şiddet sonucu kaybeden tüm sağlık çalışanlarını saygıyla anıyor; herkes için, sağlıkta ve yaşamın tüm alanlarında şiddetin olmadığı bir gelecek diliyoruz.
Dr. Kamil Furtun; seni unutmadık, unutmayacağız ve asla unutturmayacağız.
Samsun Tabip Odası
Alıntı: ttb.org.tr