Dünya Covid-19 salgınında virüsün mutasyonlarını, ortaya çıkan yeni şekilleri (varyant deniyor) tehlikeleri ve çarelerini konuşurken biz gençlerimize atılan dayakla sarsılıyoruz. Bilime, akademik özgürlüğe, geleceğine, haklarına sahip çıkan Boğaziçili gençlerin, ülkenin yüz akı insanların yediği dayak hepimize, tüm ülkeye atılıyor. Boyun eğmeyen tutumları ise tam bir onur kaynağı.
Salgınla baş etmenin temel koşulunun dayanışma ve bilim olduğunu biliyoruz. Bu baskıyla, şiddetle, ifade özgürlüğünü engelleyerek yönetme biçimi buna uymuyor. Belli ki ülkeyi yönetenlerin ihtiyaçları ile halkın yaşamsal ihtiyaçları arasındaki açı gittikçe büyüyor. Salgındaki gelişmeler gecikmeden akla, bilime kulak vermemiz gerektiğini gösteriyor.
SALGINDA ARTAN TEHLİKELER, VİRÜS VARYANTLARI
Gerek ülkemizdeki bilim çevrelerinden, uzmanlık derneklerinden, gerekse uluslararası sağlık kurumlarından peş peşe tespitler ve uyarılar geliyor. Virüste mutasyonlar sonucu son aylarda tanımlanan 3 varyantın üzerinde duruluyor. Avrupa Hastalık Kontrol Merkezi, bu varyantların topluma girme ve yayılma olasılığını “çok yüksek” olarak değerlendiriyor. Bulaşıcılığın artmasından, ileri yaştakiler veya eşlik eden hastalıkları bulunanlar başta olmak üzere tüm yaş gruplarında hastaneye yatışların ve can kayıplarının artmasından endişe ediliyor.
Özellikle İngiltere’de ortaya çıkan varyant hakkındaki çalışmalar bulaşma hızının daha yüksek olduğuna, öldürücülüğünün fazla olabileceğine işaret ediyor. İyi tarafı, bu varyant için aşı veya hastalığı geçirerek oluşan bağışıklık cevabının etkinliğini sürdürme olasılığı yüksek. Pek çok ülkede ortaya çıkan bu varyant ülkemizde de görüldü ve dünyada kısa süre içinde en yaygın etken olması mümkün. Güney Afrika ve Brezilya’nın Amazon bölgesinde ortaya çıkan varyantlar için ise aşı veya hastalık sonrası ortaya çıkan antikorların koruyucu olmayabileceği yönünde endişe yaratan bulgular var. Bu varyantlar da özellikle seyahat nedeniyle hızla yayılıyor, ülkemizde de tespit edildi.
Bilim insanları virüste mutasyonların devam edeceğini, yeni varyantların da çıkabileceğini belirtiyor. Bunların sınırlandırılması için bir an önce çok sayıda insanın aşılanması gerekiyor. Bu sağlanıncaya kadar yayılımı önlemek için daha sıkı tedbirlere ihtiyaç duyuluyor. Ne yazık ki rahatlama henüz mümkün değil.
NELER GEREKİYOR?
Yeni varyantlar bunların takip edilmesini, test stratejilerinde düzenlemeleri gerektiriyor. Hastalığın seyrinden, tedaviye cevaba kadar yeni belirsizlikler ortaya çıkıyor. Halk sağlığı önlemlerinin titizlikle uygulanması zorunlu. Hasta takibine, tedavisine, aşı çalışmalarına katkıda bulunacak, ülke şartlarına uygun, etkin, hızlı sonuç veren, virüs varyantlarına yönelik test işlemlerinin uygulanması, yaygınlaştırılması gerekiyor.
Ülkeye girişte test uygulaması ve özellikle riskli ülkelerden girişlerde ek olarak 10 günlük karantina ve test tekrarı öneriliyor. Şehirlerarası ulaşımın özellikle varyant saptanan iller için zorunlu nedenler dışında kısıtlanması ve hastalığın şehir bazında sıkı takibi çok büyük önem taşıyor. Toplumda aşılama ve bağışıklık oranları düşük olduğu için tedbirlerin gevşetilmesi konusunda temkinli olunması, Haziran 2020’deki gibi birden kaldırılmaması gerekiyor.
Hastalığın gidişi üzerine etkili olacağı belli olan varyantlar ortaya çıktıkça dünya hekimleri uyarıyor, şimdi bencillik değil dayanışma ve sağlıkçılarla birlikte çaba harcama zamanı. Salgınla tıbbi mücadelenin yanında ekonomik ve sosyal olarak daha çok etkilenen toplum kesimlerine kamu kaynaklarının yeterli olarak aktarılması gerekiyor. Sağlığın temel belirleyeni olan yoksullukla, işsizlikle, kimseyi ötelemeden mücadele edilmesi çok önemli.
Belli ki öğrenci dövmeye değil, onları anlamaya, demokrasiye, şeffaflığa, katılımcılığa, dayanışmaya ihtiyacımız var. Elde edebilir miyiz? Neden olmasın, hepimizin alacağı tutuma bağlı. Olursa sağlığımıza iyi gelecek, olmazsa daha fazla canımız yanacak.
Alıntı: https://www.birgun.net/haber/ogrenci-doverek-salginla-mucadele-olur-mu-333066