Sayıştay’ın Sağlık Bakanlığı Denetim Raporu yayımlandı. Raporun büyük bölümü önceki yıllarda olduğu gibi kamu-özel işbirliği modeliyle yaptırılan şehir hastanelerindeki usulsüzlüklere ayrıldı. Ancak ne yazık ki Sayıştay yine belirlediği usulsüzlüklerin mali boyutunu hesaplamaktan kaçındığı yani oluşan kamu zararını belirlemediği için “yargılamaya esas denetim raporu” hazırlanmadığı da görüldü.
Sağlık Bakanlığı’nın şehir hastanelerine yapılan ödemelerin belirlenen muhasebe kurallarına aykırı tuttuğu tespitler arasında olmakla birlikte, raporda toplam ödemeye dair de herhangi bir belirleme yer almıyor. Dolayısıyla şehir hastanelerine Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan rutin ödemelerin gizlenmesinin ötesinde, şirketlere hak edilmemiş, teslim edilmemiş, kötü yapılmış veya yapılmamış işler için de ödeme yapıldığı, bunların tespit edilmesine rağmen şirketlere ve ödemeyi yapanlara herhangi bir yaptırım uygulanmadığı da görülüyor.
Sayıştay raporunda önceki yıllarda belirlenmiş ve son denetime kadar giderilmemiş usulsüzlükler de çizelge olarak verildi. Son rapordan öğrenilebilen usulsüzlükler arasında şehir hastaneleri mevzuatında “tıbbi destek hizmeti” olarak tanımlanarak şirketlere devredilen hizmetlerin de ayrıca “dışarıdan” alınması yer alıyor. Raporda, imzalanan sözleşmelerde “Laboratuvar Hizmetleri Kapsamında Aylık İstem Sayısı 200’ü Geçen Tetkiklerin Dış Laboratuvarda Çalışılmasına Devam Edilmesi” öngörüldüğü belirtiliyor. Ancak bu hükmün yasal dayanağına dair bir açıklamaya raporda da yer verilmiyor. Ancak sözleşmede esas hüküm “şirketin aylık istem sayısı 200 testin üzerinde olan tüm testleri Sağlık Tesisi bünyesinde kuracağı sistemlerle çalışacaktır. 200 testin altında olan testleri Sağlık Bakanlığı tarafından ruhsatlandırılmış, akredite bir laboratuvarda İdare Temsilcisinin onayını alarak çalıştırıp raporlayabilir” iken; sözleşmeye eklenen “Şirket özel testlerde kurulum maliyetinin yüksek olduğunu belirterek yukarıdaki test sayısından bağımsız olarak bu testlerin dış laboratuvarlarda çalışılmasını talep edebilir. Talebin idare temsilcisi tarafından onaylanması halinde testler dış laboratuvara gönderilebilir” istisnasının kötüye kullanıldığı da görülüyor. Rapora göre aylık istem sayısı 200’ün üzerine çıkan testler için şirketin istisna hükmüne dayanarak “kurulum maliyeti yüksek özel test” başvurusu yaptığı ve idare temsilcisinin de onayladığı anlaşılıyor.
Tespitlerin bir bölümü şöyle:
- Konya Karatay Şehir Hastanesi’nde L102260 SUT kodlu Doku transglutaminaz Ig A ve L102270 SUT kodlu Doku transglutaminaz Ig G adlı testlerin denetim yılı içerisinde düzenli olarak aylık 200’ün üstünde dış laboratuvarda çalışıldığı,
- İstanbul Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’nde L103190 SUT kodlu HLA B27 adlı testin 2021 yılı Eylül, Ekim, Kasım ve Aralık aylarında, 907.690 SUT kodlu Kabakulak IgG (ELISA), 907.700 SUT kodlu Kabakulak IgM (ELISA), 907.710 SUT kodlu Kızamık lgG adlı testin 2021 yılının 9 ayı boyunca test bazında aylık 200’ün üzerinde sayıda dış laboratuvarda çalışıldığı,
- Mersin Şehir Hastanesi’nde 2021 yılı boyunca L102260 SUT kodlu Doku transglutaminaz IgA antikoru adlı testin toplam 5644 kez, 906.780 SUT kodlu Anti nükleer antikor (ANA) adlı testin toplam 5395 kez, 907.101 SUT kodlu Cyclic citrullinated peptide (CCP) adlı testin toplam 4984 kez ve yılın tüm aylarında 200’ü aşacak sayıda dış laboratuvarda çalışıldığı,
- Kayseri Şehir Hastanesi’nde 908.150 SUT kodlu HBV-DNA, kantitatif adlı testin 2021 yılının muhtelif 7 ayında aylık bazda 200’den fazla kez dış laboratuvarda çalışıldığı ve yılın diğer aylarında da aylık istem sayısının 200’e yakın olduğu, tespit edilmiştir.
Yine şirketlere devredilen görüntüleme hizmetlerinde de şirketlerin taahhütlerine uymadıkları görülüyor.
Konya Karatay Şehir Hastanesi’nde;
- Nükleer tıp bölümünde gerekli cihaz ve alt yapı eksikliği dolayısıyla Ek-14’ün ilgili tablosunda yer alan 800.840 Myokard PET, 800.690 Beyin PET, 801.290 Lenfosintigrafi ve 800.970 Tiroid Uptake Çalışması (I-131 ile) SUT kodlu tetkiklerin istenildiği halde çalışılamadığı, – D. Portabl Görüntüleme’nin altında yer alan 800.310 Film ve 800.320 Digital SUT kodlu tetkiklerin çalışılabilmesi için Görevli Şirket tarafından mobil röntgen cihazlarının temin edilmediği ve bu tetkiklerin kamu hastanelerinden devralınan cihazlar ile İdare personeli vasıtasıyla çekildiği,
- Yöntem Beyanı’na göre J2-1BK-27 kodlu mahalde kurulması planlanan SPECT CT isimli cihaz parkurunun CT özellikli olmadığı, yalnızca SPECT özellikli cihaz parkuru ile hizmetlerin yürütüldüğü, Kayseri Şehir Hastanesinde; – Nükleer tıp bölümünde 800.960 Tiroid uptake çalışması (Tc-99m perteknetat ile), 800.970 Tiroid uptake çalışması (I-131 ile), 801.370 Intraoperatuar gama probe uygulaması, 801.410 Sentinel lenf nodu sintigrafisi SUT kodlu işlemlerin uygun cihaz parkuru ve altyapı sağlanamamasından dolayı istenildiği halde çalışılamadığı, – Radyolojik görüntüleme ve tedaviler arasında yer alan 804.500 MR, Girişimsel SUT kodlu tetkikin işleme dair spesifik prob bulunmamasından kaynaklı çalışılamadığı,
Mersin Şehir Hastanesi’nde;
- D. Portabl Görüntüleme’nin altında yer alan 800.310 Film ve 800.320 Digital SUT kodlu tetkiklerin çalışılabilmesi için Görevli Şirket tarafından mobil röntgen cihazlarının mülkiyeti Şirkete ait olmak üzere getirildiği ve bu cihazlarla ilgili çekim işlemlerinin İdare personeli eliyle yürütüldüğü,
Ankara Bilkent Şehir Hastanesi’nde;
- D. Portabl Görüntüleme’nin altında yer alan 800.310 Film ve 800.320 Digital SUT kodlu tetkiklere ilişkin hizmetin Görevli Şirket eliyle yürütülemediği, bu tetkiklerin İdare personeli vasıtasıyla çekildiği, tespit edilmiştir.
Görüntüleme hizmetlerinde şirketlerin rutin radyodiagnostik tetkiklerde 3 gün, radyoterapi için 15 gün içerisinde, acil hastaların tetkiklerini derhal yapacak cihaz parkuru ve personel planlaması yapmakla yükümlü kılınmıştır. Yerinde yapılan incelemelerde görüntüleme hizmetleri kapsamında, yoğunlukla nükleer tıpla ilgili olması gereken randevu verme sürelerinin aşıldığı belirlenmiş. Ancak şirketlere yaptırım uygulanmadığı da raporda belirtilmiştir. Yine raporda Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’nde tüp bebek için görevli şirket tarafından laboratuvar hizmeti sunulmamasına rağmen bu hizmete ilişkin garanti tutarlarının ödendiği de belirlendi.
Hizmet sunumunda belirlenen gecikmelere dair örnekler şöyle:
- Mersin Şehir Hastanesi’nde test grubu bazında rutin istemli tetkiklerde ortalama %8,28, acil istemli tetkiklerde ise ortalama %61,56’ya varacak seviyede gecikmelerin meydana geldiği,
- Konya Karatay Şehir Hastanesi’nde aylık bazda bakıldığında, 2021 yılı Ekim ayında yapılan toplam 1.045.394 adet testten 140.336’sında gecikme olduğu ve bunun %13,42 oranına tekabül ettiği,
- İstanbul Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’nde mevcut test rehberlerine göre belirlenen sonuç verme sürelerinde bazı test gruplarında %37’lik bir orana tekabül edecek düzeyde gecikmenin meydana geldiği,
- Kayseri Şehir Hastanesi’nde tetkik bazında hedef süre ve ortalama süre bakımından analiz yapıldığında, örneğin “Siklosporin” tetkikinde denetim yılının genelinde gecikmelerin meydana geldiği ve bu tetkikte hedef süre ortalama 210 dakika iken Aralık ayında ortalama sonuç süresinin 1.449,91 dakika olarak gerçekleştiği,
- Tekirdağ Dr. İsmail Fehmi Cumalıoğlu Şehir Hastanesi’nde yine test grubu bazında bakıldığında diğer test gruplarının aksine HbA1c’de yılın genelinde gecikmelerin meydana geldiği ve bu gecikme oranının Şubat ayında %26 olarak gerçekleştiği, tespit edilmiştir.
Yine yapılan incelemelerde laboratuvar ve görüntüleme hizmetlerine hizmet hata puanı hesaplanmadığı da kayda geçirildi.
Raporda önceki yıllarda belirlenen usulsüzlükler arasında sayılan, Bilkent Şehir Hastanesi’ni yapan şirketin, sözleşmesi feshedilen TİTCK-THSK inşaat alanından çıkmadığı, ipoteği kaldırmadığı da ve sorunun idare tarafından da giderilmediği görülmektedir. Dolayısıyla Hazine’ye ait olan ve üzerinde Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin müştemilatının bulunduğu taşınmaz ile Orman Bakanlığı’na taşınmaz üzerindeki ipotekleri kaldırmayan şirket aleyhine Sağlık Bakanlığı ve ilgili diğer bakanlıkların da herhangi bir işlem başlatmadığı belgelendi.
Kayseri Şehir Hastanesi’ne “teslim tarihi belirsizliği” iddiasıyla yapılan fazladan ödemelerin geri alınmasına dair başlatılan sürecin akamete uğradığı, tarafların “mutabakata vararak” tahkime gitmekten vazgeçtiği, ancak şirkete yapılan fazladan ödemenin geri alındığına dair belge bulunmadığı tespit edildi.
Ankara Bilkent Şehir Hastanesi’nde sözleşmede belirlenenin üzerinde ticari alan kullanılmasına karşın idareye ödeme yapılmadığı, Başakşehir Çam ve Sakura, Ankara Bilkent Şehir Hastanesi, Mersin Şehir Hastanesi ve Konya Şehir Hastanesi için görevli şirket tarafından kullanılan mevcut ticari alanların, idare tarafından onaylanan uygulama projelerinde yer alan ticari alanlardan daha fazla olduğu ve bazı şehir hastanelerinde idare kullanımında olması gereken depoların ticari alan işleticileri tarafından kullanıldığı idare ile izleme ve değerlendirme danışmanlık hizmet alımı kapsamında müşavir firmalar tarafından tespit edilmesine karşın ödemelerin revize edilmediği ve şirketlere yaptırım uygulanmadığı belirlendi.
Türk Tabipleri Birliği Hukuk Bürosu
Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi
Alıntı: ttb.org.tr