Uçakta doktor yolcumuz var mı?

Nerede olursa olsun, hukuken hekimin acil durumdaki hastaya müdahale etme yükümlülüğü ortaya çıkıyor. Ama burada işler karışabilir…

Uçakta doktor yolcumuz var mı?

Özdemir Aktan Prof.Dr.

Sık uçak yolculuğu yapanlar sanırım bu anonsu birçok kez duymuşlardır. Doktor olmayanlar için bu sadece ne olduğu konusunda bir merak uyandırır. İyi de doktor ne yapacak?

Uçak hekimliğini acil şartlarda hep Türkiye’de yaptım. Her seferinde kimliğimi sordular, kayda geçirdiler, form imzalattılar ve sorumluluğun bana ait olduğunu belgelediler.

Bir seferinde bir kongreye katılmak üzere İstanbul’dan uçağa bindik. Benimle beraber 10 kadar hekim vardı sanıyorum. Uçağa binip yerlerimize oturduk. Kalkıştan hemen önce hostesin “Yolcularımız arasında doktor varsa kendini bildirsin” anonsu geldi. Uçakta yeterinden fazla doktor olduğunu bildiğimden sesimi çıkarmadım ama başka kimseden de ses çıkmadı. Bunun üzerine yanımdan geçen hostese doktor olduğumu söyledim. Kalkış sırasında çok heyecanlı bir yolcu bulunduğunu, gerekirse benden yardım isteyeceğini söyledi ve öylece kalktık. Yolculuk sırasında doktorluk bir durum olmadı. İnince bizimkilere “Ayıp yahu, neden doktor olduğunuzu söylemediniz” dediğimde cevabı kolayca buldular: “Hocam siz varken bize söz düşer mi?” dediler. Verecek cevap bulamadım.

Böyle bir anonsa hekim mutlaka karşılık vermeli mi? İnsani açıdan bakarsak yanıt “elbette” olacaktır. Tıbbi Deontoloji Tüzüğü (1960 yılından bu yana yürürlüktedir) “Tabip, vazifesi ve ihtisası ne olursa olsun, gerekli bakımın sağlanamadığı acil vakalarda, mücbir sebep olmadıkça, ilk yardımda bulunur” diyor. Hekimlik Meslek Etiği Kuralları da “Hekim, görevi ve uzmanlığı ne olursa olsun, gerekli tıbbi girişimlerin yapılamadığı acil durumlarda, ilk yardımda bulunur” diyerek müdahalenin hukuki ve etik olarak zorunlu olduğunu belirtiyor. Müdahale etmeme nedeniyle bir zarar doğarsa TCK cezai yaptırımlar getirmiş.

Tokyo Sözleşmesi’ne göre (1963) uçak hangi ülkenin bayrağını taşıyorsa, uçakta o ülkenin kanunları geçerlidir. Peki yabancı bir uçak şirketi ile uçtuğunuzda ne olacak?

Türkiye’nin de taraf olduğu Biyotıp Sözleşmesi’nde “Acil bir durum nedeniyle ilgili kişinin sağlığı için gerekli olan herhangi bir tıbbi müdahale derhal yapılabilir” maddesi var.

Özetle, nerede olursa olsun, hukuken hekimin acil durumdaki hastaya müdahale etme yükümlülüğü ortaya çıkıyor. Ama burada işler karışabilir: Öncelikle uçaktaki ekipmanın yeterli olup olmadığı çok önemli. Ayrıca her hekimin o ekipmanı tanıması da mümkün değil. Üstelik uzmanlıkların çok ayrıştığı günümüzde her hekim her acil sorunu çözebilme yetenek ve bilgisinden uzak. Müdahale sırasında eksik veya yanlış bir uygulama sonrası hekim bir dava süreci ile karşılaşabilir. Bu noktada koruyucu kalkan, sigorta, eksik kalabilir. Hekimlerin zorunlu mesleki sigortası yurt dışında geçerli değil, yurt içinde ise durum bulanık. Uzmanlık dışı girişimler yasal olarak yasak olduğunda işler ters giderse durum karmakarışık bir hal alabilir.

Bunu önlemek ve toplumun menfaatine olan acil yardımın çekinmeden yapılabilmesini sağlamak için bazı ülkeler “The Good Samaritan” (iyi merhametli/yardımsever olarak çevrilebilir) kavramını kanunlarına yerleştirmişler ve acil durumlarda yardım edenlerin dava edilememesi için yasal bir şemsiye sağlamışlar. Bu kural sağlıkçı olmayanlar için de geçerli. Bu yasa Amerika Birleşik Devletleri’nin büyük kısmında, Kanada ve Avusturalya’da kabul edilmiş olmakla birlikte henüz Avrupa ülkelerinin birçoğunda yürürlükte değildir. Yanlış veya eksik müdahale nedeni ile açılmış davalar olduğunu da hatırlamakta yarar var.

Başka bir uçak anısı ile bitireyim.

Bir sabah 05.05 uçağı giderken, uçakta benden başka doktor olan bir karı-koca da bulunmaktaydı. Uçtuğumuz havayolu istediğimiz koltukları seçmemize izin vermediğinden uçakta ayrı ayrı oturmaktaydık. Ben koridor tarafında otururken klinisyen olmayan doktor arkadaşım benim önümdeki sırada, ortada oturuyordu.

Uçak kalkar kalkmaz herkes uyurken doktor anonsu geldi. Biraz bekleyip hiç hareket olmaması üzerine bir gözümü aralayıp önümdeki doktor arkadaşın koltuğuna baktım ve boş görünce çok takdir ettim: Bir klinisyen olmamasına rağmen hemen kalkıp hastanın yanına koşmuştu. Hekimlik işte buydu. Gönül rahatlığı ile uykuma devam ettim. Uçak indiğinde arkadaş soluk benizli ama gülerek yanımıza geldi ve “Yahu ölsem ne oda başkanım ne de doktor olan karım bakacak” dedi. Meğer hasta kendisiymiş. Klinisyen olmayan eşi zaten konu ile hiç ilgilenmemiş. Kendini kötü hissedip lavaboya gitmek üzere ayağa kalktığında sendeleyince yardıma gelen hosteslere doktor olduğunu söylemiş ama anons yine de yapılmış ve bizlerden ses çıkmamış. Daha ilginci ise doktor olmayan bir yolcunun acil yardım eğitimi aldığını belirterek duruma müdahale etmek istemesi olmuş. Gülerek “Doktor olma hevesi kursağında kalmış gibiydi. Zor gönderdim başımdan” diyordu.

Hekimler her durumda yardıma gereksinim duyan insanların yanına koşacaklardır. Bunun tartışılacak bir tarafı yok. Uçakta yaptığım hekimlikler için hosteslerden ve hastadan teşekkür aldım ama ilgili kurum bir teşekkürü bile gerekli görmedi.

 

Alıntı: https://t24.com.tr/yazarlar/ozdemir-aktan/ucakta-doktor-yolcumuz-var-mi,29021

 

 

*PROF.DR.ÖZDEMİR AKTAN KİMDİR?

Eğitim

  • Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi
  • Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı.

İlgi Alanları

  • Hepatobiliyer Sistem (safra ve karaciğer hastalıkları)
  • Tanı ve Cerrahi Tedavisi Gastrointestinal Sistem (mide barsak hastalıkları)
  • Tanı ve Cerrahi Tedavisi Endokrin Sistem (tiroit, paratiroit, endokrin pankreas ve adrenal) Hastalıkları
  • Tanı ve Cerrahi Tedavisi
  • Laparoskopi (fıtık)