Alkol ve hipertansiyon

Alkol alımının gün geçtikçe yaygınlaşması ve hipertansiyonun en sık karşılaşılan sorun haline gelmesi, alkol ile hipertansiyon arasındaki ilişkiyi ön plana çıkarıyor.

Hipertansiyonun ve içki çeşitleri arasındaki ilişki var mı?

Alınan alkol miktarı attıkça kan basıncında yükselme riski artmaktadır. 2005 yılında sonuçları yayınlanan bir Çin araştırmasına göre, alkol alımı arttıkça hipertansiyon sıklığı artmaktadır. Sonuçları 2004 yılında yayınlanan, Japonya’da yapılmış ve bira, saki, şarap, şoku ile viski türü içkilerin karşılaştırıldığı bir diğer araştırmada da, içki türünden çok alkol miktarı ile bağlantılı olarak hipertansiyon sıklığının arttığını ortaya koyulmuştur. Bira ve şarap içenlerde yapılan ve 2005 yılında Hypertension dergisinde yayınlanan bir araştırmaya göre ise, hipertansiyonu olmayan insanlar bu içecekleri 1 ay tüketiklerinde, kanlarındaki endotelin-1 maddesi artmakta ve kan basınçlarında yükselme başlamaktadır. Öte yandan hipertansiyonlularda alkol kısıtlaması ile kan basıncında 2.7-1.4 mmHg azalma sağlandığı rapor edilmiştir. Alkolün kan basıncına etkisinin olduğu ve bunun türünden çok, doğrudan doğruya alınan alkol miktarına bağlı olduğu anlaşılmaktadır. Yüksek alkollü içecekleri seçenler genellikle daha fazla alkol aldıkları için daha fazla etkilenmektedirler.

Alkolün damar fonksiyonları ve yapısına etkisi var mı?

Az miktarda alkol tüketiminin, iyi kolesterolü (HDL’yi) arttırması, trombosit ve fibrinojen gibi pıhtı yapımda yer alan etkenleri iyi yönde etkilemesi bir yanda, alkolün kan basıncını arttırması ve homosistein metabolizmasını olumsuz etkilemesi diğer yanda yer almaktadır. Bu konuda 2004 yılında yayınlanan bir araştırma, orta yaşlı ve ileri yaşlı insanlarda, alınan alkol ile ana atardamar olan aortanın esnekliği arasında ters veya J şekilli bir ilişki olduğunu ortaya koymaktadır. Orta yaşlı Japon erkeklerinde yapılmış 9 yıllık bir araştırmada da alkol kullanımı ile aorta esnekliğinin azalması arasında ilişki olduğu yayınlanmıştır.

Alkol, şeker hastalığı ve metabolik sendrom arasında ilişki var mı?

2005 yılında sonuçları açıklanan Western New York araştırmasında, karaciğer fonksiyonlarında etkilenme-nin bir belirtisi olan gama-GT düzeyi artışı ile hipertansiyon gelişimi arasında ilişki olduğu, ve göbekli olup karaciğe-rinde yağlanma saptanan olgularda riskin özellikle yüksek olduğu bildiril-miştir. Alkol ile metabolik sendrom arasında sadece kan basıncı artışı ile değil, aynı zamanda, trigliserid düze-yinde artış, göbeklenme (santral şişmanlık) ve ürik asit artışı arasında da ilişki vardır. 1998de sonuçları yayınlanan bir araştırma (Korean National Health and Nutrition Examination Survey) günde 30 gramdan fazla alkol kullanımının erkeklerde kan basıncını arttırdığı, kadınlarda şekeri yükselttiğini ve her iki cinsiyette de trigiserid artışına neden olduğunu ortaya koydu. Amerikada yapılan ve 4510 kişinin incelendiği NHBI Family Heart Study adlı aratırmada da alkol kullanımı ile metabolik sendromun tüm parametreleri arasında olumsuz bir ilişki olduğu, eğitim diyet ve bedensel aktivite artışı ile de, tüm parametreler-de iyileşme sağlanabileceği ortaya kondu. Aynı yöndeki bulgular Third National Health and Nutrition Examination Survey adlı araştırmada da yayınlandı. Sonuçta alınan alkol miktarı ile hipertansiyon ve metabolik sendrom arasında ilişki olabileceği anlaşılmaktadır.

Hipertansiyonu olanlar ne kadar alkollü içki içebilir?

ABD de yapılan Physicians Health Study adlı araştırmada yer alan 14125 hipertansiyonlunun izlem sırasında ölen 1018’i incelendiğinde, az ve ılımlı düzeylerde alkol almanın kan basın-cından bağımsız olarak kardiyolojik ölümleri azalttığı saptanmıştır. Benzer bulgular Fransa’da yapılan ve 36 583 şarap içicisi orta yaşlı erkeğin 13 ile 21 yıl arasında süren takiplerinden elde edilen verilere dayanan 2004 yılında yayınlanmış bir araştırmada da bulunmuştur. Günde 60 gramdan az alkol alkol alan erkeklerde bütün nedenlere bağlı ölümlerde azalma olduğu sonucuna varılmıştır. Daha fazla alkol tüketimi olanlarda veya bira ve diğer içkileri tüketenlerde ise alkolün herhangi bir yararı görülmemiştir. Bu araştırmalarda şarap içenlerin yedikleri yemeklerin göz önüne alınmaması, diğer gruplar ile olan yaşam tarzı ve beslenme alışkanlıklarındaki farklılıkların incelenmemesi hem elde edilen verilerin güvenilirliğini, hem de sonuçları bir miktar tartışılabilir yapmaktadır.

Dünya Sağlık Örgütünün Global Burden of Disease 2000 Comperative Risk Analysis çalışmasında tüm hipertansif hastalıkların yüzde 16 sının alkolle bağlantılı olabileceği bildirilmiştir. Sonuçta genel olarak hipertansiyonluların alkol kullanırken bir gün içinde 30 gram etil alkol düzeyini aşmamaları önerilmektedir. Alkolün hipertansiyonun oluşumunda ve sonrasında olumsuz etkilerinin olduğu unutulmamalıdır.

Son olarak özellikle aç karına veya yemek dışında alınan alkole bağlı olarak, hem kalp ve dolaşım sistemine bağlı, hem de tüm nedenlere bağlı ölümlerde artış olduğunu hatırlatmak istiyorum.

En içten saygı ve mesleki başarı dileklerimle.

 

Hekimce Bakış 77. Sayı