6 yaşından beri iklim aktivisti olan Licypriya Kangujam: Bana ‘Hindistan’ın Gretası’ demeyi bırakın

Türkiye’den genç iklim aktivisti Atlas Sarrafoğlu, dünyanın dört bir yanındaki aktivistlerle röportaj serisine başladı.

Türkiye’nin genç iklim aktivistlerinden Atlas Sarrafoğlu, dünyanın dört bir yanından aktivistlerle konuştuğu bir röportaj serisine başladı. Sarrafoğlu, Yeşil Gazete’de yayımlanan seride ilk olarak Hindistan’da altı yaşındayken Çocuk Hareketi’ni kuran Licypriya Kangujam ile konuştu. Kanjugam, iklim krizine karşı başlattığı hareketin İsveçli iklim aktivisti Greta Thunberg’in izinde olarak görülmesinden duyduğu rahatsızlığı “Bana ‘Hindistan’ın Gretası’ demeyi bırakın. Greta Thunberg gibi görünmek için aktivizm yapmıyorum. Evet, bizim ilham kaynağımız ve bizi etkileyenlerden biri. Onunla ortak bir hedefimiz var ama benim kendi kimliğim, ve kendi hikayem var” sözleriyle anlattı.

İklim aktivisti Sarrafoğlu’nun Yeşil Gazete’deki röportajının tamamı şöyle:

“Licypriya Kangujam’ı ilk olarak COP25’e gittiğimde gördüm. Tam olarak neler yaptığını bilmiyordum ancak Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres ile görüşmesinden, duruş ve konuşmalarından iklim krizi için birşeyler yaptığı ve bu konuda başarılı olduğunu anlamak zor değildi.

Sonradan Hindistan’da altı yaşındayken Çocuk Hareketi‘ni (Child Movement) kurduğunu öğrendim. İklim ve çevre aktivistliği yanında “sessizlerin sesi” de olmaya çalışıyor.

27 Temmuz 2019’da Khwad Vakfı tarafından Dr. APJ Abdul Kalam Çocuk Ödülü’nü kazanmış. Küresel Barış Endeksi – Ekonomi ve Barış Enstitüsü tarafından 31 Ağustos’ta Dünya Çocukları Barış Ödülü’nü kazanmış. 30 Eylül 2019’da Dünya Gençlik Zirvesi’nde Gaur Gopal Das ve Dinesh Subasinghe ile birlikte Uluslararası Gençlik Komitesi tarafından Hindistan Barış Ödülü’nün sahibi olmuş. Washington DC’deki Earth Day Network Genel Merkezi tarafından 2 Ekim 2019 tarihinde Yükselen Yıldız ünvanına layık görülmüş. Birleşmiş Milletler’de konuşan en genç kişi olarak tarihe geçmiş.

Licypriya BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ile COP25’te, Aralık 2019

Hindistan’ın Greta’sı değil, Licypriya Kangujam
Ben Licypriya ile röportajımı gerçekleştirdiğim sırada, 1 Şubat 2020’de Nepal hükümeti tarafından Şerefli Vatandaş Ödülü’ne layık görüldü. Saymakla bitmeyecek ödülleri var Licypriya’nın. Son olarak sesini medyaya “Hindistan’ın Greta’sı” demeyi bırakmasını söylediğinde duyduk. Bir çocuktan böyle cesur ve gerçek bir söz! Bu yüzden ben de bir iklim aktivisti olarak ilk ona hikayesini anlatması için sözü vermek istedim.

Atlas Sarrafoğlu: İklim değişikliğini nasıl ve ne zaman öğrendiğin ve ardındaki hikayeyi bize anlatır mısın lütfen.

Licypriya Kangujam: Doğduğumdan beri, aynı zamanda yerel bir aktivist olan babama çeşitli uluslararası konferanslar, toplantılar, seminerler ve atölyelerde eşlik etmeye devam ediyorum. Sosyal çalışmalara adaptasyonumla çevreye olan sevgi ve özenin kanımda olduğunu düşünüyorum. 2015’te yaşanan Nepal Büyük Depremi gibi çeşitli olaylarda, kurbanların çocuklarına ve ailelerine yardım etmek için daha bir çocukken babamın topladığı bağışları ulaştırmak için ona eşlik ettim. Daha sonra yardım malzemeleri ve gıda ürünlerini taşıyarak Hindistan’dan Katmandu, Nepal‘e kadar karayolu ile gittik.

Afet tehlikesi nedeniyle çocukların ebeveynlerini kaybettiklerini ve insanların evsiz kaldıklarını gördüğümde ağlıyorum. Kalbim, felaket anında kendilerine yardım edemeyen insanlar için üzüntü duyuyor. Ayrıca erken çocukluk döneminden beri birçok toprak kayması alanını ziyaret ettim. Bu tür doğal afetlerin birçok temel nedeni iklim değişikliğinin etkisidir.

Temmuz 2018’de sadece altı yaşındayken, Moğolistan‘ın başkenti Ulaanbaatar‘da 3. Asya Afet Risklerini Azaltma Konferansı (AMCDRR 2018) adlı bir toplantıya katılma fırsatı buldum. Sesimi ilk olarak dünya liderlerine duyurdum. Bu benim hayatımı değiştiren olay oldu.

‘Çocuk Hareketi’ni başlattım’
Konferans sırasında dünyanın birçok ülkesinden birçok büyük lider ve binlerce delege ile tanıştım. Birçoğu çeşitli felaket ve iklim değişikliği konularını vurgulamıştı. Bu benim hayatımı değiştiren olaydı. Moğolistan’dan eve döndükten hemen sonra, 10 Temmuz 2018’de dünya liderlerini çevremizi, gezegenimizi ve geleceğimizi kurtarmak için hemen iklim eylemi gerçekleştirmeye çağıran “Çocuk Hareketi” adlı bir organizasyon başlattım.

İklim değişikliği ve afet risklerinin azaltılması ile ilgili kaygılarımı dile getirmek için her yere gidiyorum. Hareketimin bir parçası olarak bugüne kadar 32 ülkeyi gezdim. Harekete başladığımda yalnızdım ama bugün dünya çapında binlerce sevenim ve destekçim var.

Grevlerine başlamana sebep olan şey neydi peki? 2018’de pankartını alıp parlamento önünde oturmaya nasıl karar verdin?

İlk parlamento grevimi 2 Şubat 2019’da yaptım. Bundan önce, özellikle küçük çocukları ve gençleri hedef alan iklim değişikliği konusunda farkındalık yaratmak için oradan oraya gittim ve sesimi duyurmak için çeşitli önemli küresel toplantılara katıldım.

Greta Thunberg Şubat 2019’da beni çok etkiledi. O zamandan beri, Hindistan parlamento binasının önünde duruyorum ve Hindistan Sayın Başbakanı Narendra Modi ve milletvekillerine iklim değişikliği yasasını kağıt üzerinde eyleme geçmelerini söylüyorum. İklim yasası geçerse karbon emisyonlarını ve sera gazlarını kontrol edebiliriz. Ayrıca hükümete hesap verebilirlik ve şeffaflık da getirebilir.

“Okula gitmeyi bıraktım”
Bu iklim değişikliği yasasını kabul ettiklerinde, ülkede iklim değişikliğinin kurbanı olan özellikle yoksul ve ötekileştirilmiş topluluklardaki milyonlarca insana yarar sağlayacak. Parlamento binasındaki her hafta yaptığım protestolarım nedeniyle Şubat 2019’dan bu yana okula gitmiyorum.

Okulu bırakmaya nasıl karar verdin?

İki ana sebep var. Öncelikle, okulum Parlamento binasının bulunduğu Yeni Delhi‘ye yaklaşık 3000 km uzaklıktaki Bhubaneswar’da bulunuyor. Mali yükü nedeniyle ülkenin parlamento binasının önünde her hafta protesto edebilmem için her hafta Delhi’ye seyahat etmem mümkün değildi, bu yüzden okulumu bıraktım ve hareketimi güçlendirebilmek ve tüm dünyaya sesimi ulaştırmak için Bhubaneswar’dan ayrılmaya karar verdim.

İkinci olarak, birçok ulusal, yerel ve uluslararası kuruluş beni çeşitli etkinlikler için konuşmaya davet ediyordu. Çeşitli program davetiyeleri içeren çok sayıda e-posta alıyordum. Bu, davetleri kabul edip etmemekle ilgili kafamın karışıklığı, okula devam etmemde önemli sorunlara yol açtı. Eğer reddetseydim, insanlar propaganda yapacaklar, egomdan vb bahsedeceklerdi. Yani, 2019’daki zamanımın çoğu protestolarım, hareketlerim ve çeşitli etkinliklere katılmamla sona eriyor. Bu aynı zamanda okulu bırakmama da yol açtı. Ancak okulu bırakma döneminde evde eğitim alıyorum.

Ancak 2020 Ocak’tan bu yana, program davetlerini sadece sonu tatillerinde, BM resmi etkinlikleri dışında yaz ve kış tatili gibi tatillerde önceden planlanmış yıllık etkinlikleri kabul etmeye karar verdiğim için çalışmaya devam ediyorum.

‘Child Movement’ nedir ve Fridays For Future grevlerinden farkı nedir?

Child Movement, bizi etkileyen herhangi bir küresel konuda sesimizi duyurabilmek için çocukların gönüllü olduğu bir hareket. Konu, iklim değişikliğinden, haklarımıza kadar her şey olabilir. Şimdiye kadar, esas olarak çevre ve ilim değişikliğine odaklandım, çünkü zaten bizi etkiliyor ve birkaç yıl sonra bizim için daha da yıkıcı etkileri olacak. Şimdi bunun için savaşmazsak, okulumuzu bitirdiğimizde çok geç olacak.

Fridays For Future özellikle iklim değişikliği amacı için var. Tek fark, Child Movement’ın tüm endişe verici ve çocuklarla ilgili çeşitli konuları ele alması ve okul iklim grevinin esas olarak iklim değişikliğine odaklanması. Örneğin, bazen tecavüz kurbanlarının çocuklarına adalet için sesimizi duyurduk.

Daha önce de söylediğim gibi, protesto etmek, sokaklarda yükselen sloganlar bugünün liderleri için bir anlam ifade etmiyor. Hiçbir şey elde edemiyoruz. Ancak bunun kamuoyuna ifade edebilme yollarından biri olduğunu söyleyebiliriz ve ne konuştuğumuz ya da ne düşündüğümüz eyleme geçene kadar etkili değildir. Konuştuğumuzu evimizde ve çalışma yerlerinde uygulamalıyız, aksi takdirde bu davayı protesto etmenin hiçbir değeri yoktur.

Genel olarak, bu dünyada çevremizi, gezegenimizi ve geleceğimizi kurtarmak olumlu bir değişimdir. Ancak, bunu yapabilmek için lobi yapan bir stratejiyle devam etmeliyiz. Çünkü iklim değişikliğinde sadece çok sayıda çocuk ve gençlerin bulunduğu sokak protestoları yerine değişiklik getirebileceğimiz pek çok şey var.

Açık bir örnek olarak; 9 Ocak’ta Rajasthan hükümetinden iklim değişikliğini okul eğitim müfredatına zorunlu bir konu olarak dahil etmesini istedim. Hemen konuyu ele aldılar ve 13 Ocak’ta (bir hafta içinde) Rajasthan CM Milletvekili Sachin Pilot‘tan istendiği gibi yapmaya başladıklarına dair bir mektup aldım. Bu taleplerimizi sadece sokak protestoları ile kazanamayacağımız anlamına geliyor.

Bu nedenle, lobi odaklı stratejik bir yaklaşıma ve aynı zamanda anlattığımızı anlayacak liderlerimizin duyarlılığa ihtiyacımız var. Şimdi Hindistan İtalya‘dan sonra ikinci, Asya‘da ise okul müfredatında zorunlu olarak iklim değişikliğini ele alan ilk ülke olacak. Rajasthan, uygulamayı kabul eden Hindistan’daki ilk eyalet oldu. Bu, sadece 8 yaşında bir çocuğun getirdiği büyük bir değişiklik. Şimdi diğer eyaletler sırada.

Liderlerimiz taleplerimizi sesimizi duymadığında sokak protestoları son seçenek olarak tutulmalıdır. Ancak, FFF’yi tamamen destekliyorum ve Greta da beni destekliyor. Birbirimizi destekliyoruz.

Sence ülkenle, dünyanın geri kalanında iklim değişikliği durumundaki farklar nedir?

Bana Hindistan’daki iklim değişikliği durumunun ne olduğunu ve diğerlerinden nasıl farklı olduğunu soruyorsan, şu şekilde cevap vermek istiyorum, iklim değişikliği her yerde. Sadece bir eyalet veya ülkeye bakamazsın. Bazıları daha az etkiye sahip olabilir, ancak birçoğunun iklim değişikliği açısından etkileri büyüktür. Küresel liderlerle bir arada savaşmalıyız.

“Önemli olan ŞİMDİ”
Liderlerimiz arasındaki güven eksikliği nedeniyle, şimdi bu felaket noktasına varmak üzereyiz. Birçok biyoçeşitlilik sıcak noktaları artık iklim sıcak noktaları haline geliyor. Şimdi harekete geçmeliler, aksi takdirde geleceğimiz yakında ölecek. İstediğimiz şey bugün veya yarın değil, ŞİMDİ ne yapılması gerektiği.

Kısa süre önce çevre bakanının Delhi’nin hava kirliliği hakkındaki yorumlarını eleştirmiştin. Kanun yapıcılar iklim değişikliğini ciddiye alıyor mu sence?

Bir ülkenin saygın çevre bakanlarından birinin çok utanç verici bir ifadesi bu. Liderlerimizin gezegenimiz veya geleceğimiz hakkında asla ilgilenmediğini kanıtı… COP25 sırasında İspanya’nın Madrid kentindeyken duydum. yabancı arkadaşlarım bana bunu anlattığında aniden ülkem için utanç hissettim ve oradan ayrıldım. Liderlerimiz halka veya medyaya herhangi bir şey söylemeden önce çok dikkatli olmalıdır. Nasıl çevre bakanımız olabildiğini merak ediyorum. Her yıl 4,6 milyondan fazla çocuk hava kirliliği nedeniyle hayatını kaybediyor ancak bakanımız hava kirliliğinin sağlığımızı etkilemediğini ve hiç kimseyi öldürmediğini söylüyor.

Ayrıca Onurlu Başkabanımız, 2015 yılında Fransız Hükümeti ile International Solar Alliance’ı (ISA) kurdu. Ancak son 5 yılda, Hindistan’daki toplam kömür ithalatı yüzde 13 arttı. Çabaları takdir ediyorum ama iklim değişikliği ile mücadelede yeşil yeni anlaşma bu mu diye sormak istiyorum.

Bu, liderlerimizin iklim değişikliği konusunda asla ciddi olmadıklarının açık bir örneğidir. Bir şey söyleyecek, başka bir şey yapacaklar. Sayın Başbakanımız Narendra Modi‘ye Avustralya’dan kömür satın almayı bırakmasını söylemek istiyorum. Kömür satın almak için milyarlarca dolar harcamak yerine, daha ucuz olan yenilenebilir enerji üretmek için yatırım yapmasını istiyorum. Ayrıca bu, gençlerimiz için milyonlarca iş yaratabilir.

“İklim değişikliği değil, sistem değişikliği” beklediğini söylemiştin. Görmeyi beklediğin değişiklikler nelerdir?

İklim değişikliği ile mücadele etmek için tabandan küresel düzeye geçmemiz gerektiğini hissediyorum. Hindistan bağlamında, aşağıdaki üç ana politikayı değiştirmek için mücadele ediyorum:

İlk olarak, karbon emisyonlarını ve diğer sera gazlarını düzenleyebilmemiz için hükümetimizin iklim yasasını çıkarmasını istiyorum. Ve bu da liderlerimize şeffaflık ve hesap verebilirlik getirecektir. Bu, özellikle ülkenin milyonlarca fakir insanına fayda sağlayacaktır.

İkincisi, iklim değişikliğinin okul müfredatımıza zorunlu olarak dahil edilmesi;

Üçüncüsü, Hindistan’ın tüm öğrencilerinin bitirme sınavını geçmeleri için en az 10 ağaç dikmeleri… Hindistan’da 350 milyon öğrencimiz var. 350 milyon öğrenci her yıl en az 10 ağaç dikse yılda 3,5 milyar ağaç dikmiş olacağız. İnan bana, Hindistan 5 yıl içinde yeşil olur.

Yukarıdaki üç politikanın tümü değiştirilebilir ve dünyanın diğer ülkeleri de bunu izleyebilir. Bu, iklim değişikliği ile mücadeleye ve aynı zamanda dünya sistemini değiştirmeye yardımcı olabilir.

İklim değişikliği yasasının nasıl olmasını istiyorsun?

1) 2030 yılına kadar karbon emisyonlarını azaltmak ve güneş ve elektrikli araçlarla değiştirmek için fosil yakıtlı araçların tamamen yasaklanması;

2) Ağaçların kesilmesini durdurmak için katı bir yasa,

3) Asgari 20-30 ağaç yetiştirecek alanı olmayan hiç bir yeni binaya izin verilmemesi,

4) Sera gazlarının kontrolü vb.

COP25’e katılmıştın, ne düşünüyorsun?

Bunu iki açıdan görüyorum.

1) Bireysel bakış açısıyla: Çok fazla kişiyle tanıştım ve bu benim için yeni bir öğrenme deneyimi. Sesimi duyurabilme şansım oldu. Greta Thunberg ile tanıştım. Bunun için mutluyum.

2) Küresel bakış açısıyla: Dünya liderlerine bunun gerçek iklim acil durumu olduğunu söylemek için gittim. Şimdi gezegenimizi ve geleceğimizi kurtarmak için harekete geçmeliler.

Bu program sırasında Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri ve Greta Thunberg ile ve ayrıca birçok dünya lideriyle de görüştüm.

“COP25 başarısız oldu”
Liderlerimizden de bunu yapacakları konusunda birçok konuşma duydum, bunu yapacağız, elimizden gelenin en iyisini yapıyoruz, onlara söyleyeceğiz, yapmayacağız, tüm sesinizi dinleyeceğiz, yapacağız, yapacağız, yapacağız…Ama sonunda, COP25 başarısız oldu. Bu sadece dünyanın en pahalı şehrinde iki haftalık bir zaman ve para kaybı idi bence.

Liderlerimiz ben doğmadan önce bile, son 25 yıldır başarısız oluyor. Ben doğduğumda, liderlerimiz COP’larda 16 kez buluşmuş ve dünya iklim değişikliğinin kötü etkilerini zaten biliyorlardı. Dünyanın dört bir yanından karar alıcılar sadece COP’larda toplanıyor ve geleceğimiz için somut bir şey yapmıyorlar.

Ayrıca 2020 Dünya Ekonomik Forumu‘nda liderlerimize fosil yakıt ekonomisini terk etmelerini söyledik. Anlatmayı bırakıp bir şeyler yapmaya başlayalım. Çocuklar liderlerimizden daha akıllı ve daha fazla endişe duyuyorlar. Artık daha fazla zaman kaybetmeden iklim eylemi istiyoruz. [Greta, Isabella, Luisa, Vanessa vb. dahil olmak üzere 19 diğer iklim akitivstiyle birlikte, fosil yakıt ekonomilerini terk etmeleri için WEF 2020’nin tüm katılımcılarına verilen mektubun imzalacılarından biriydim]

İklim değişikliği konusunda harekete geçen dünyadaki diğer genç aktivistlerle tanışmak nasıl bir şeydi?

Birbirimizle karşılaştığımızda üzgündük. Çünkü liderlerimizin eylemsizliği nedeniyle sesimiz işe yaramaz hale geliyor. Ama oturduk, tartıştık ve gelecekteki eylem planını hazırladık. Liderlerimiz bizi görmezden geldi ve hala görmezden geliyorlar. Ve gençlerin acil iklim eylemi için seslerini yükseltmesine rağmen hala hiçbir şey başaramadık.

Sence iklim değişikliğine karşı mücadele sorumluluğunun çocuklar üzerinde olması gerekir mi?

Tam olarak değil. Eğer çocuklar mücadele etmek zorunda kalırsa, eğitim gibi pek çok şeyden vazgeçmeleri gerekir, ki bu gerçekten iyi bir fikir değil. Önemli olan soru; çocuklar o zaman neden okula gitmek yerine sokağa çıktılar? Bu esas olarak liderlerimizin hareketsizliğinden kaynaklanmakta. Bundan onlar sorumlu. Çocuklar gezegenimiz ve geleceğimiz için liderlerimizden daha akıllı ve endişeliler.

Medyayı sana “Hindistan’ın Gretası” dediği için suçlamıştın. Bu konu hakkında ne söylemek istersin?

Mesajı attığım sabah Google’da adımı aradığımda, çalışmalarımdan Hindistanlı Greta olarak bahseden bazı ulusal ve uluslararası medya gördüm. Aslında, Ağustos 2018’de harika başlamadan önce bile iklim değişikliği ile mücadele için bir harekete başladım.

“Medya bizi farklılaştırıyor”
Biz iyi arkadaşız. Birbirlerine bu şekilde hitap ederse, bazen onunla tanıştığımızda utangaç hissediyoruz. Çünkü birbirimize eşit saygı duyuyoruz. Medya bizi farklılaştırıyor gibi görünüyor. Ama hangi zeminde veya kapasitede olduğunu sormak istiyorum. Greta iklim aktivisti. Ben de iklim aktivistiyim. Aynıyız. Milyonlarca sesimiz var. Biz sadece biriz. Bu yüzden endişemi gidermek için doğru zamanı hissediyorum, aksi takdirde gelecekte kimliğimi, benzersiz hikayemi vb. kaybedebilirim.

Ayrıca COP25’te bile, Hindistan’dan Greta olarak adlandırılmamak için fon toplayarak Hindistan’dan Avrupa’ya kadar seyahat ettim. Dünya liderlerine hitap ettim, ancak bazı medya kuruluşları “Hindistan’ın Gretası dünya liderlerini iklim değişikliği konusunda harekete geçmeye çağırdı” diye vurguladı. Bence böyle bir haber başlığı adil değil. Sesimi mi ya da başkasının sesini mi öne çıkarmak istediklerini sorgulamak istiyorum. Greta zaten büyük bir üne sahip, küresel bir ses olarak başka bir seviyede duruyor. Bu yüzden Twitter’ımda öyle yazdım:

Bana Hindistan’ın Greta’sı diyorsan, hikayemi kapsamıyorsun. Bir hikayeyi siliyorsun.

Birkaç gün önce, birkaç konferansa katıldım, adımı söylemek yerine, beni çok acı veren “Hindistan’ın Gretası” olarak çağırıyorlar. Ve insanlar fotoğraflarımı çekmeye geldiğinde bile, bana “Hindistan’ın Gretası mısın?” diye sordular.. Bence bu şekilde hitap edilmek hiç adil değil.

“Kimliklerimiz siliniyor”
Bu sorun her yerde. Dünyanın herhangi bir bölgesindeki veya ülkesindeki her iklim aktivisti, ait olduğu bölgenin Gretası olarak adlandırılıyor. Medyaya karşı seslerini duyamıyorlar ama tanıştığımız zaman geçmişte birkaç kez konuştuk. Çünkü bu onların benzersiz hikayelerini, kimliklerini, isimlerini ve hareketlerini siliyor. Şimdi her medya üyesi yeni bir ders öğrenecek ve bir hikaye yazmadan önce daha dikkatli olacak, böylece Dünya’nın tüm iklim aktivistlerinin benzersiz hikayeleri ortaya çıkacak.”

 

Kaynak: t24.com.tr