Küresel sıcaklıkların içinde bulunduğumuz yüzyılda 3 ila 5 derece arasında artacağı öngörüleri yapılırken, bilim insanları Avustralya’nın büyük bölgelerini yıkıp geçen orman yangınlarının dünya genelinde “olağan” hale gelebileceği uyarısında bulundu.
2013’ten bu yana yayımlanmış 57 bilimsel makaleye dair yapılan bir incelemede, iklim değişikliğiyle, “yangın havasının” şiddeti ve yoğunluğundaki artış arasında net bağlantılar olduğu öne sürüldü.
İncelemenin ortak yazarlarından olan, Birleşik Krallık Meteoroloji Servisi Hadley İklim Tahminleri ve Araştırma Merkezi’nin Başkanı Richard Betts, “Akla gelebilecek herhangi bir zaman ölçeğinde iklim değişikliğini tersine çeviremeyeceğiz. Yani şu an yaşanmakta olan koşullar ortadan kalkmayacak” dedi.
İncelemede yer alan çalışmalar, iklim değişikliğinin dünyanın dört bir yanında görülen orman yangınları üzerindeki etkisini tespit etmek için analiz edildi.
Elde edilen bulgular, Avustralya hükümeti ve yerel medyada bazı kuruluşların yaklaşık 3 bin evi yok eden, en az 28 kişinin ve tahminen 1 milyar hayvanın da ölümüne neden olan son yangınlarda iklim değişikliğinin oynadığı rolü önemsiz göstermeye çalıştığı sırada geldi.
Yüksek sıcaklıklar, düşük nem, az yağış ve kuvvetli rüzgarların bir araya gelmesi nedeniyle yüksek yangın riski taşıyan dönemler olan “yangın havası” sezonlarında artan tehlike, küresel çapta yüzde 20 oranında daha uzun bir süreye yayıldı.
ABD’nin batısı ve Kanada, Avrupa’nın güneyi, İskandinavya, Amazonlar ve Sibirya da artışa geçen yangın riskinden olumsuz etkilendi.
Betts, karasal alanı, sanayi öncesi dönemden bu yana 1 derece kadar görülen küresel sıcaklık ortalamasındaki artıştan daha fazla ısınan Avustralya’nın bu yangınlara karşı bilhassa savunmasız durumda olduğunu söyledi.
Değerlendirmesinde Betts, “Avustralya’daki sıcaklık şartları şu anda en uç seviyede ancak bunlar küresel ısınmanın 3 derece olduğu bir dünyada ortalama olarak yaşanmasını beklediğimiz şeyler (…) Bu durum, iklim değişikliğinin ne anlama geldiğini kapınıza kadar getiriyor” ifadelerini kullandı.
Çalışmanın ortak yazarlarından olan, Imperial College London’da Levelhulme Orman Yangınları, Çevre ve Toplum Merkezi’nin Direktörü Iain Colin Prentice, “Söndürülmesi güç yangınlar önlenemez halde ve tehlikeler iklim değişikliği nedeniyle artıyor (…) Bu durum, insanlara yönelik riskleri azaltma yollarını göz önüne almayı acil hale getiriyor. Arazi planlaması yapılırken artan yangın havası riski dikkate alınmalı” dedi.
Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO), emisyon artışını durdurmak için hiçbir eyleme geçilmemesi halinde küresel sıcaklığın bu yüzyıl, 2015 Paris İklim Anlaşması’yla üzerinde ulaşılan sınırların 3 katından fazlası olan 3 ila 5 derece arasında artabileceğini belirtti.
Avustralya Başbakanı Scott Morrison, ülkesi kayıtlara geçmiş en kötü orman yangını sezonunu kontrol altına almakta boğuşurken bile iklim değişikliğiyle mücadele için daha fazlasını yapmadığına dair sert eleştirilere maruz kalmıştı.
Morrison, krizin bazı boyutlarını ele almada yetersiz kaldığını kabul etse de yönetiminin iklim politikalarıyla ve orman yangınları arasında hiçbir bağlantı olmadığını savunmuş, ülkesinin kömür sanayiine bel bağlamasının arkasında durmuştu.
ABC News kanalına verdiği röportajda Morrison şunları söylemişti:
Emisyonları azaltmak, elimizden gelenin en iyisini yapmak ve gittikçe daha iyi olmak istiyoruz (…) Bunu, Avustralya’nın daha geniş ulusal ekonomik çıkarlarını ve toplumsal menfaatlerini tanıyan dengeli bir politikayla yapmak istiyorum.
Kaynak: independentturkish.com