Galen’den Bugüne Bergamalıların Yaşam Mücadelesi…

İzmir’in tarihi ilçesi Bergama ülkemizdeki çevre mücadelesinde uzun yıllardan bu yana önemli bir yer tutuyor. Herkesin çok iyi bildiği gibi Galen’in (130-216) II. yüzyılda modern tıbbın ilk temellerini attığı; ilk bugünkü anlamda hastaneyi kurduğu Bergama’da; aynı toprakların üzerinde;  günümüzde; onun torunları ‘sağlıklı bir çevrede yaşam’ mücadelesini sürdürüyor… 1980’li yılların sonunda siyanür liçi yöntemi ile altın madenciliğine karşı başlattıkları mücadeleyi bugün Bergamalılar başka alanlarda da sürdürüyorlar. Bunun örneklerinden biri de Bergamalı iki çiftçinin kimya devi Monsanto ’ya karşı açtıkları dava…  Bergamalı iki çiftçi tohumlar, suni gübre ve tarım ilaçları vs. üreten çok uluslu Monsanto şirketine karşı hukuk mücadelesi başlatmışlar… Bu hukuk mücadelesinde avukatları ise 80’li yıllardan bu yana başta Bergama Altın Madenine karşı yürütülen çevre mücadelelerinin içinde yer alan ve gerek ulusal gerekse uluslararası hukuk arenasında birçok çevre ile ilgili dava açıp; çoğunluğunu da kazanan Senih Özay…

Peki, kimdi bu Monsanto; ne iş yapıyordu? Çevre alanında çalışan hemen hemen herkes tanıyor Monsanto’yu… Tarım alanında çeşitli sebze tohumları ve tarım ilaçları (pestisitler) üreten dünyadaki 10 büyük firmadan biri; bu şirket. 1901’de kurulan şirket; günümüzde 60’dan fazla ülkede faaliyet gösteren çok uluslu bir yapıya sahip… GDO’lu (genetiği değiştirilmiş organizma) sebze tohumlarının yanı sıra pestisit piyasasının da büyük oyuncusu…  Şirketin ürettiği tohumları çiftçiler o yıl için kullanıp; ertesi yıl yeniden almak zorunda… Çünkü hem teknik olarak hem de yasal olarak gelecek yıl için tohumluk ayıramıyorlar; o yılkı ürünlerinden… Ayrıca başlangıçta yüksek verimli ve hastalıklara dayanıklı olması ile çiftçinin aklını çelen bu tohumlar yerli türlerin de yok olmasına ve çiftçinin bu tohumlara bağımlılığına yol açıyor… Ama asıl tehlike ve tartışma konusu; şirketin ürettiği ve yabani otları öldürmek için kullanılan glyphosate içeren pestisit üzerine yapılıyor.

Dünya Sağlık Örgütüne bağlı Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı (IARC) tarafından 2017’den bu yana Grup 2 A *olarak kanserojen maddeler arasında gösterilen glyposate birçok ülke tarafından bu nedenle kullanımı yasaklanmış… Peki, 2 A’nın anlamı neye geliyor? Bir maddeyi IARC grup 2 A olarak sınıfladığında; bu maddenin hayvan deneylerinde kanserojen olduğu ispatlanmış ve insanlar için de güçlü olasılıkla kanserojen olduğuna dair bulgular ortaya çıkmış demektir.  Üstelik kısa bir süre önce şirket bu ilaç nedeni ile lösemi (kan kanseri) olduğunu belirten çiftçiler tarafından dava edilmiş ve bu davanın sonunda 289 milyon dolar tazminat ödemeye mahkûm edilmişti**,***.

İşte bu aşamada Monsanto Şirketine karşı glyposate içeren bu ot öldürücü ilacı için iki Bergamalı çiftçi avukatları Senih Özay aracılığı ile hukuksal mücadele başlattı. İlk olarak Tarım ve Orman Bakanlığına başvuran Bergamalı çiftçiler bu başvurularına yasal süre olan 60 gün içinde yanıt alamayınca davayı önce İdare Mahkemesine; sonra da Uluslararası Ceza Mahkemesine taşıdılar… Cumhuriyet Gazetesinde**** yayınlanan habere göre ‘Global Monsanto şirketinin zehirli olduğu tescillenen ürünlerinin yasaklanması için İdare Mahkemesi’ne giden Bergamalı çiftçiler Hamza Kural ve Tahsin Sezer’in avukatı Senih Özay, aralarında Monsanto ile onu satın alan Bayer şirketlerinin başkan ve CEO’ları ile bu zehirli ürünlerinin satılmasına göz yuman dünya genelindeki 194 ülke yöneticilerinin “insanlığa karşı suç” işlediğini ileri sürerek Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne de başvurdu’.  Monsanto ve benzeri tarım ilaçları üreten şirketlere karşı dünyanın pek çok yerinde açılmış tazminat davalar bulunuyor. Ama bugüne kadar Roma Sözleşmesi doğrultusunda savaş, soykırım ve insanlığa karşı suçları yargılamak için oluşturulan Uluslararası Ceza Mahkemesine başvuru yok; bu dava dünyadaki ilk örnek olacak…

Avrupa Birliği ülkelerinin birçoğunda da bu şirketin özellikle GDO’lu ürünlerinin kullanımı yasak veya kısıtlama altında. Şirket hakkında 8 binin üzerinde dava açıldığı da biliniyor. Ancak şirket bir süre önce kimya ve ilaç devi Bayer tarafından satın alındı. Şimdi Avrupalı çevreciler ve çiftçiler bu nedenle kısıtlamaya uğramaksızın Monsato’nun yasaklı ürünlerinin Avrupa pazarına girmesinden şüpheleniyor… Bergamalı iki çiftçi adına Uluslararası Ceza Mahkemesine başvuran Avukat Senih Özay Cumhuriyet gazetesindeki açıklamalarında ‘Uluslararası Ceza Mahkemesi Monsanto’yu acilen durdurmazsa, bu firma küresel operasyonlarını Bayer adı altında sürdürecektir. Bu bir yandan insanları ve besin zincirini kâr için zehirleyip öte yandan sağlıkları bozulan insanları tedavi edip para kazanarak yürütülecek şeytanca bir ticari yaklaşımdır’ diyor.

Bekleyelim; bu ilginç davanın ve gliofosat ile ilgili bilimsel çalışmanın sonucunu… Çünkü buradan çıkacak sonuç ‘geleceğimiz açısından; sürdürülebilir yaşam’ açısından çok ama çok önemli…

Ahmet Soysal

 

*https://monographs.iarc.fr/wp-content/uploads/2018/09/List_of_Classifications.pdf

**http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/monsantoya-289-milyon-dolarlik-kanser-cezasi-40926065

***https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-45155668

****http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/1154638/2_ciftci_devlere_karsi___insanlik_sucu_.html