Glasgow’da yapılacak kritik iklim konferansına sadece iki hafta kala yayımlanan kapsamlı bir araştırma, Covid-19 krizinden çıkışın ekonomide yol açtığı canlanma ile fosil yakıt kullanımının büyük hızla yeniden arttığına işaret ediyor.
Yapılan yeni bir araştırmaya göre dünyanın en zengin 20 ülkesinin atmosfere saldığı karbon miktarları yeniden ve hızla yükselmeye başladı.
İklim Şeffaflık Raporu, G20 grubu olarak bilinen en zengin ülkelerin, 2020 yılında koronavirüs pandemisi nedeniyle yüzde 6 civarında gerilemiş olan karbondiyoksit salımlarının, bu yıl itibarıyla yeniden yüzde 4 civarında yükselmiş olacağını kaydediyor.
Çin, Hindistan ve Arjantin’in 2019’daki karbon salımları düzeyini aşacakları görülüyor.
Raporun yazarları fosil yakıt kullanımının devam etmesinin, küresel ısınmayı kontrol altına alma çabalarını boşa çıkardığını kaydediyorlar.
İskoçya’nın Glasgow kentinde yapılacak kritik iklim konferansına (COP26) sadece iki hafta kala, müzakerecilerin işi çok zor görünüyor.
Konferansın ana amaçlarından birisi daha önce tespit edilen, hayati önemdeki, küresel ısı artışını 1,5 santigrad derece ile sınırlama hedefini tekrar canlandırmak ve erişilebilir kılmak.
Dünyanın ortalama ısısının zaten sanayi devrimi öncesi döneme göre 1,1 santigrad derece yükselmiş olması, bundan sonra küresel ısı artışının sınırlamayı da aşırı güçleştiriyor.
Kısacası COP26 bu konuda başarılı olacaksa, en çok karbon salan ülkelerin çok iddialı politikalarla ortaya çıkması lazım.
Raporun bize gösterdiği ise bu konuda yeterince çabuk davranılmadığı.
Karbon salımlarının dörtte üçünden G20 sorumlu
Dünyanın zengin ülkelerinden oluşan G20 küresel korbon salımlarının yüzde 75’ini yapıyor. Ama geçen yıl Covid-19 nedeniyle bir çok ekonominin daralması, işyerlerinin kapanması nedeniyle bu salımlarda önemli düşüşler yaşanmıştı.
Fakat bu yıl ekonomiler yeniden canlanmaya başlarken yeniden fosil yakıtlar özellikle de kömür kullanımı arttı.
16 araştırma kuruluşu ve çevre kampanyası grubunun ortak çalışmasıyla hazırlanan rapora göre yıl sonuna kadar G20 genelinde karbon salımlarındaki yükselmenin yüzde 5’i bulaşacağı hesaplanıyor.
Bu da esasen yükselişin aşağı yukarı yüzde 60’ının gerçekleştiği Çin’den kaynaklanıyor. Ama ABD ve Hindistan’da da kömür kullanımında artış var.
Çin’de kömür kullanımı da küresel ekonomi yavaş yavaş canlanırken enerji talebinin artmasıyla birlikte hızla yükseldi.
Kömür fiyatları bir yıl öncesine göre yüzde 200 artış gösterdi.
Bu da kömürle çalışan enerji santrallerinin elektrik üretmesini ekonomik olmaktan çıkarınca elektrik kesintileri yaşanmaya başlandı.
Çin hükümetinin bu hafta bir politika değişikliğiyle, bu enerji santrallerinin, elektriği piyasada oluşan fiyattan satmasına izin vereceğini açıklamasıyla bu yıl kömür tüketiminin daha da hızlı artması beklenebilir.
Doğal gaza gelince, İklim Şeffaflık Raporu, G20 ülkelerinin 2015 ile 2020 arasındaki 5 yıl içinde doğal gaz kullanımının yüzde 12 arttığını bildiriyor.
Liderler, Covid salgınından çıkış sürecinin “yeşil odaklı” olacağını vaadettiler ama zengin ülkelerin taahhüt ettiği fonlar bunu sağlamaya yeterli değil.
Örneğin ekonomileri canlandırmak için ayırılan 1 trilyon 800 milyar doların sadece 300 milyarı yeşil projelere ayırılmış durumda.
Bu miktarı bağlamı içinde düşünebilmek için bir örnek verelim: Örneğin G20 ülkeleri 2021 Ağustos ayına kadarki 18 ay içerisinde sadece osil yakıt sektörünü desteklemek için bu kadar harcama yaptılar.
Çarklar dönmeye başladı
İklim Şeffaflık Raporu bazı olumlu gelişmelere de yer veriyor.
Bunlar arasında zengin ülkelerde güneş ve rüzgar enerjisi kullanımının, 2020 yılında rekor artış göstermesi de var.
Yenilenebilir enerji kullanımı şu anda 2020 yılına göre yüzde 12 artmış durumda.
Siyasi olarak da G20 grubunda çoğunluğun sıfır karbon salımı hedefinin yüzyılın yarısı civarında tutturulması gerektiğini kabul etmesi çok önemli bir ilerleme sayılıyor.
Grubun bütün üyeleri Glasgow Konferansı başlamadan önce 2030 yılı karbon salımı hedeflerini hazırlayıp masaya getirmeyi kabul etti.
Fakat şu ana kadar Çin, Hindistan, Avustralya ve Suudi Arabistan planlarını sunmuş değil.
Berlin merkezli kar amaçlı olmayan bir iklim araştırma kuruluşu olan Climate Analytics’den Kim Coetzee İklim Şeffaflık Raporu’nu koordine eden kişi.
Kim Coetzee, “G20 hükümetlerinin masaya daha iddialı ulusal salım azaltma hedefleriyle gelmesi gerekiyor. Bu rapordaki rakamlar bunu yapmadan bir şeyleri değiştiremeyeceğimizi doğruluyor. Bunu biliyorlar. Şimdi top COP26 öncesinde onların kalesinde” diyor.
Bu bakımdan gerek Hindistan gerekse Çin’in Glasgow’daki toplantı öncesinde, 1,5 santigrad derecelik ısınma sınırı hedefine katkısı büyük olacak yeni ulusal planlar sunması beklentisi yüksek.
G20 grubu COP26 toplantısı öncesinde Roma’da biraraya gelecek ve COP26 Konferansı’na başkanlık yapacak olan İngiltere hükümetinin bakanı Alok Sharma bütün ülkeleri artık hareketlenmeye çağırdı.
Sharma, “Bundan altı yıl önce Paris’de liderler dünyaya bir söz vermişti, şimdi bu sözü tutmak yine onlara düşüyor” dedi ve ekledi:
“Tek tek her ülke sorumluluk taşıyor ve hepimiz üzerimize düşeni yapmak zorundayız. Çünkü iklim konusunda dünya ya hep birlikte başaracak ya da hep birlikte kaybedecek.”
Alıntı: https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-58915845