DNA’nın ‘Airbnb’si olmayı hedefliyor

DNA dizilemesi, bir DNA molekülündeki nükleotit bazlarının sırasının belirlenmesi anlamına geliyor. DNA dizilerinin bilinmesi, biyoteknoloji, adli bilim, tıbbi tanı koyma gibi pek çok alanda büyük önem taşıyor.

Çok sayıda bilim insanının DNA dünyasının sırlarını çözmeye çalıştığı bir dönemde, DNA dizilemesi hizmetine yönelik talep de çok hızlı bir şekilde artıyor. Fakat, DNA dizilemesi yapan cihazlar bugün hala oldukça pahalı ve birçok şirket, üniversite ve sağlık merkezi için ulaşılabilir değil.

Meenta, DNA dizilemesinde Airbnb ile Uber benzeri hizmet vermeyi hedefl eyen ABD’li bir start-up. Aynı zamanda bilim alanında ilk kez paylaşım ekonomisini hayata geçiriyor. Meenta sayesinde, bilim insanları araştırmalarını çok daha uygun maliyetle, hızlı bir şekilde gerçekleştirebiliyorlar.

Meenta, sunduğu teknoloji ile DNA dizileme sürecini kolaylaştırıyor. Start-up tarafından geliştirilen algoritmalar, benzer deneyimler yapan bilim insanları ile eşleştiriliyor ve her bir deney, en uygun cihaza yönlendiriliyor. Kullanıcılar mail atıp, onay beklemek yerine; Meenta uygulamasından hemen bir dizileme şeridi kiralayıp, örneklerini gönderebiliyorlar. Meenta CEO’su ve kurucularından Gabor Bethlendy, “Bugün dünya genelinde kişiye yönelik tedavilerin uygulanamamasının en büyük nedeni, DNA dizilemesi yapan cihazlara erişimi sağlayacak altyapının bulunmaması. Kimse bu cihazların haritasını çıkarmakla uğraşmamış. Eğer bu cihazların nerede olduğunu bilmiyorsanız, DNA dizilimlerini buluta nasıl gönderebilirsiniz?” diyor.

Ortak DNA dizilim ağı
Bugün ABD’de DNA dizileme hizmeti veren 3 bine yakın kuruluş var. Her bir dizilimin fiyatı, sunulan genetik verinin kalitesi doğrultusunda, 80 bin ile 985 bin dolar arasında değişiyor.

Meenta bugüne kadar bu 3 bin kuruluşun üçte birini ‘ortak dizileme hizmetleri ağı’ içine dahil etmiş. Üniversiteler, araştırma hastaneleri, özel kurumlar ve şirketlerden oluşan hizmet sağlayıcılar, ağ çerçevesinde fiyatlarını yeniden belirlemiş. Meenta da, Airbnb ve Uber gibi, her işlem üzerinden küçük bir pay alıyor.

Meenta’nın asıl amacı ise gelir düzeyi çok daha düşük olan insanlara ulaşmak ve teknoloji sayesinde bilimin demoktratikleşmesini sağlamak. Bu kapsamda, sene başında, iSeq platformu adı verilen DNA dizileme makinesi test edildi. 20 bin dolar değerinde olan iSeq, bugüne kadar kullanılan en küçük ve en uygun fiyatlı makine. iSeq’in 50 binin üzerinde yeni müşteriye ulaşması bekleniyor.

Protein bilimi
Meenta sadece DNA dizileme ile sınırlı kalmıyor. Şirket, geçtiğimiz günlerde HarkerBIO ile bir anlaşma imzaladı. HerkerBIO, ecza şirketleri için proteinlerin 3 boyutlu yapılarını araştırıyor. Bu anlaşma sayesinde Meenta, protein bilimi işine de girmiş olacak. Böylece hem ilaç inovasyonu hem de bilimsel araştırmalar için sanal bir iş akışı sağlanmış olacak.

Gabor Bethlendy “Bilim insanları gerekli cihazlara sahip olmadan, deneylerini bulut üzerinde yapabilmeliler. Örneklerin hazırlanması, analiz edilmesi gibi taleplerini bilgisayar ekranından iletebilmeliler” diyor.

ABD Ulusal Sağlık Enstitüsü 1 milyon ABD vatandaşının DNA dizilemesini yapmayı planlıyor. Bunun nedeni kişiye özel ilaç üretimini artırmak.

Peki DNA, sağlığımız hakkında daha iyi kararlar vermemizi sağlayacak mı? İşte bilim insanları bu konuda henüz pek emin değiller.

Bilimde demokratikleşme
Airbnb, seyahat etme alışkanlıklarımızı radikal şekilde değiştirdi. Uber, ulaşım sektörüne farklı bir bakış açısı getirdi. Her ikisi de çok önemli bir misyon üstleniyor; çünkü tüketiciye hem daha iyi bir deneyim hem de alternatif sunuyorlar. Amaçları varolan sistemleri yok etmek değil. Fakat, rekabeti zorlaştırarak hizmet kalitesinin artmasını sağladıkları gerçek.

Meenta’nın da bilim alanında radikal bir değişime öncülük etmesi şaşırtıcı olmaz; çünkü teknoloji sayesinde bilimin demoktratikleşmesini; herkes için erişebilir hale gelmesini hedefliyor.

Wired dergisinde yer alan hikayeye yer vermek istiyorum bu noktada: Amit Verma kanser araştırmaları yapan bir bilim insanı. Pankreas hücrelerinin tümör üretme sürecinde, genlerin açılıp kapandığına dair bir bilimsel çalışma yayınlıyor. Bunun üzerine, Verma’nın New York Albert Einstein Tıp Okulu’ndaki laboratuarına bir talep geliyor. Çalışmanın yayınlandığı bilimsel derginin okurları kendisinden yeni bir araştırma yapmasını ve DNA’da izlenen değişim modellerini ortaya koymasını istiyorlar. Bu yeni analizleri bir kaç ay içinde tamamlamak zorunda olan Verma ve ekibi, okulun DNA dizileme cihazlarını kullanmak için uzun bir bekleme sırası olduğunu görüyorlar. Tam da bu sırada, bir meslektaşları sayesinde Meenta’dan haberdar oluyorlar. Meenta’nın uygulamasını bilgisayarlarına yüklüyorlar ve araştırmalarına dair bir kaç parametreyi belirtiyorlar. Bunun üzerine Meenta, üniversiteye oldukça yakın bir bölgede, işlerini görecek bir cihaz buluyor. Hem de uygun fiyata. Hemen bir dizilim şeridi kiralıyorlar ve hücrelerini bu adrese gönderiyorlar. Bir kaç gün sonra ise, Meenta’nın ağına girip, genetik verilere ulaşıyorlar. Verma, “Bu sayede analiz süremiz yarı yarıya azaldı” diyor.

Kaynak: Didem ERYAR ÜNLÜ / Dünya