Türk Tabipleri Birliği (TTB) Pandemi Çalışma Grubu’nun hazırladığı “Pandemide Merak Ettiklerimiz” programlarının 42’ncisine TTB Pandemi Çalışma Grubu üyesi, Enfeksiyon ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Esin Şenol konuk oldu.
Hastane acil servislerinde ve aile sağlığı merkezlerinde solunum yolu hastalıklarına bağlı artışların etkenlerinden söz ederek konuşmasına başlayan Şenol; grip virüsü (H1N1), COVID-19’un yeni varyantı (JN.1), Respiratuar Sinsityal Virus (RSV) ve mikoplazma zatürreesi olmak üzere dörtlü kombo bir salgından söz edilebileceğini belirtti. Bu dört etken içinde grip virüsünün en önemli sorumlu etken olduğunu kaydeden Şenol, “Aslında grip salgın yapmamalıydı çünkü yüz yıldır etkili, koruyucu bir aşısı var. Tek doz grip aşıları ile hastalığın, bol ilaçlı tedavilerin ve sağlık kurumlarındaki yoğunluğun önüne geçilebilirdi” dedi. COVID-19’un yeni varyantı J1.N’nin yayılımının önümüzdeki haftalarda artabileceği uyarısında da bulunan Şenol, “Son doz aşılarımızın üzerinden iki yıl geçtiği ve COVID-19’un yeni varyantlarına karşı etkili aşılar Türkiye’ye getirilmediği için bu hastalığın da tırmanışa geçebileceğini öngörüyoruz” diye ekledi.
Grip ile COVID-19 hastalıklarının tedavilerindeki farklılıkları anlatan ve hastalıkları birbirinden ayırmanın önemine dikkat çeken Şenol, “Tek yolumuz test yapmak. Salgının başından beri dediğimiz gibi; birinci basamağa ve acil servislere yük bindirmeden, açık havada istasyonlar kurarak ücretsiz testler yapmak, hastaları test sonuçlarına ve hastalığın seyrine göre hekimlere yönlendirmek en doğru yöntem” dedi.
Virüslerde yeni varyantların oluşma sürecine ilişkin genel bir bilgilendirme yaparak COVID-19’un JN.1 varyantına sözü getiren Şenol; yeni varyantların hastalandırma gücünün azaldığına ilişkin iddiaları eleştirdi, hastalanma sayısındaki azalmanın aşılanmadan ve bağışıklığın güçlenmesinden geçtiğini vurguladı.
Şenol, programın son bölümünde topluma dönük önerilerini şöyle sıraladı: Toplu taşıma gibi kapalı ve kalabalık ortamlarda koruyucu maske takmalı, sıklıkla el yıkamalı, kapalı ortamları iki saatte bir yirmi dakika havalandırmalı, yüz yüze yakın teması sınırlandırmalı, vücuttaki oksijen dolaşımını artırmak için bol sıvı tüketmeli ve açık hava yürüyüşü yapmalı, kamu otoritesinden testler ve aşılar için talepte bulunmalı, sağlık okuryazarlığını artırmalı ve aşı karşıtlığı ile aşı tereddüdüne karşı bilimsel açıklamaları takip etmeli.
Alıntı: ttb.org.tr