Türkiye’de Covid-19 için yeni bir aşı programına ihtiyaç var mı?

Dünyanın farklı ülkelerinde olduğu gibi Türkiye’de de son haftalarda Covid-19 vakalarında artış yaşanıyor.

Hem Sağlık Bakanlığı hem de meslek örgütleri ve sahadaki doktorlar, vakalarda yükseliş eğilimi olduğunu bildiriyor.

Ortadaki bu durumun nedenlerinden birinin, koronavirüsün Eris gibi yeni varyantları olabileceği düşünülüyor.

Bu varyantın daha hızlı yayılmakla birlikte hastaneye yatırma ya da öldürme etkisinin, virüsün pandeminin ilk dönemlerine kıyasla çok daha az olduğu aktarılıyor.

Risk grubu içinde yer alanlar için kalabalıklardan uzak durma, kalabalık yerlerde maske takma ve hijyene dikkat etme önerileri yapılıyor.

Dünya Sağlık Örgütü, risk grubundakiler için yeni varyantlara karşı yeni aşıların yapılmasını da öneriyor.

Yeni bir aşılama programının başlatılması konusunda ise Türkiye’de hükümet ile bazı meslek örgütü ve uzmanlar farklı bir yaklaşım sergiliyor.

Sağlık Bakanlığı, yeni bir aşılama kampanyasının gerekli olmadığını belirtirken yeni aşıları öneren çeşitli meslek çevreleri ise yüksek risk grubundakiler için bu aşıların önemli olduğunu savunuyor.

Mevcut aşı programı ne durumda?
Türkiye’de halen 2021’de başlayan Covid-19 aşılama programı kapsamında eksik aşısı bulunanlar, ilgili sağlık kuruluşlarına başvurarak ya da Sağlık Bakanlığı’nın 184 numaralı telefonu gibi araçlardan bilgi edinebiliyor.

Bu kapsamda aşı yaptırması önerilenler, Merkezi Hekim Randevu Sistemi’nin (MHRS) mobil uygulaması, web sitesi ve 182 numaralı telefonu gibi kanallar üzerinden randevu talep edebiliyor.

Türkiye’deki aşılar; yeni varyantlara karşı dirençli, yenilenmiş aşılar değil.

Sağlık Bakanlığı yeni aşı programına neden karşı?
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, son günlerde yaptığı farklı açıklamalarda, Türkiye’de yeni bir Covid-19 aşılama kampanyasının yapılmayacağını söyledi.

Koca bu açıklamalarında, “küresel Kovid aşısı baskısına boyun eğmelerinin mümkün olmadığını” söyledi, “Hastalığı ve virüsü artık tanıdıklarını, var olan mutasyonların hasta yapma gücü daha az mutasyonlar olduğunu” belirtt.

Sağlık Bakanı, Eris varyantıyla ilgili de şöyle konuştu:

“Eris varyantının virülansı yani hasta etme gücü daha düşük fakat bulaşıcılığı daha fazla. Bu dönemde hasta sayısının arttığını söyleyebiliriz. Fakat hastaneye yatış oranları oldukça düşük. Ağır hastalık yapmıyor. Daha hafif seyrediyor.

“Covid-19, nezle ve grip gibi bir üst solunum yolu enfeksiyonuna dönüşmüş durumda. Bu beklediğimiz bir seyirdi. Paniğe gerek yok. Eski dönemi hatırlatan kısıtlama ve kapanmalar söz konusu değil.”

Bakan Koca, “Artık Covid-19 ile griple nasıl mücadele ediliyorsa öyle mücadele edeceklerini de” söyledi.

Aşı tartışmalarının devam etmesi üzerine Koca 4 Ekim’de yaptığı açılamada ise “Geldiğimiz noktada bir propaganda yürütülüyor. Toplu aşılama propagandası. (…) Covid-19 için mevcut kişisel tedbirler dışında yeni bir tedbir asla söz konusu değil. Türkiye, küresel propagandanın uygulama sahası olmayacak” diye konuştu.

Koca, geçtiğimiz günlerde yaptığı ayrı bir açıklamada ise 65 yaş üstü olan ve de 65 yaş altı olup kronik hastalığı olan vatandaşlar için grip aşısı uygulamasını başlattıklarını duyurdu ve “Grip aşılarımızı mutlaka yaptıralım” çağrısında bulundu.

Meslek örgütleri neden yeni aşıyı savunuyor?
Türk Tabipleri Birliği (TTB), Türk Toraks Derneği (TTD), Halk Sağlığı Uzmanları Derneği (HASUDER), Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği (KLİMİK), Türkiye Aile Hekimleri Uzmanlık Derneği (TAHUD), Türk Tabipleri Birliği Uzmanlık Dernekleri Eşgüdüm Kurulu (TTB UDEK) ise 26 Eylül’de bir açıklama yayımlayarak yeni aşının Türkiye’de de yapılmasını önerdi.

Meslek örgütlerine göre önerdikleri bu yeni aşılama programının temel amacı, “hastane yatışlarını ve ölümleri azaltmak”.

Bu örgütler, aşıları bütün toplum için değil Dünya Sağlık Örgütü’nün de tanımına paralel olarak yüksek öncelikli gruplar için öneriyor.

Bu tanıma göre yaşlılar, ağır hastalığı olanlar, bağışıklığı baskılanmış olanlar, gebeler, bakım altındaki hastalar ve bunlara bakım verenler ile sağlık çalışanları bu grup içinde yer alıyor.

Aralarında İngiltere, Fransa, Almanya, İspanya, Hollanda’nın da bulunduğu bazı ülkeler, son aylarda risk gruplarına yönelik yeni aşı programlarına başlamış durumda.

BBC Türkçe’ye konuşan Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alpay Azap, Covid-19’un ilk ortaya çıktığı dönemler ile bugünü kıyaslıyor ve “Hastalığın seyri o zaman belli değildi. Delta gibi çok ağır seyrli, akciğer yetmezliği ve ölüme sebep olan bir formda mı devam edecek yoksa daha mı hafifleyecek mi? Neyse ki yeni varyantlar daha hafif hastalık yapıyorlar” diyor.

Prof. Dr. Azap, bununla birlikte Covid-19’un; ileri yaştakiler, kronik hastalıkları olanlar ve bağışıklığı baskılanmış kişiler gibi kesimleri içeren yüksek riskli gruplarda hâlâ ağır hastalıklara ve ölümlere neden olduğunu” belirtiyor.

Bu risk nedeniyle bu gruptakilerin yeni varyantlara karşı etkili aşılarla aşılanmasının önemli olduğunu belirtiyor Prof. Dr. Azap. “Herkesin aşılanması, teknik olarak mümkün değil, bilimsel olarak da çok gerekli değil” diye de ekliyor.

Prof. Dr. Azap, aşıların maliyeti konusunda ise “Artık pek çok çalışmayla on yılları aşan gözlemlerle gösterilmiş bir şey var; Hastalıklardan korunmak o hastalıkların tedavisinden daha az maliyetlidir. Sadece tıbbi maliyeti kastetmiyorum, ekonomik makliyet anlamında da bu böyledir” diye konuşuyor.

Covid-19 artık grip gibi mi?
Hem yetkililer hem de uzmanlar, Covid-19’un mevcut durumda grip gibi bir hastalığa dönüştüğünü belirtiyor.

Ancak bu, Covid-19’un hiçbir risk teşkil etmediği anlamına gelmiyor.

BBC Türkçe’ye konuşan Acıbadem Üniversitesi Atakent Hastanesi’nden Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. İftahar Köksal, “Grip hastalığı da küçümsenecek bir hastalık değil” uyarısını yapıyor ve “her sene 65 yaş üstü olanlar, kronik hastalığı olanlar gibi kesimleri kapsayan risk gruplarını aşılamayı önerdiklerini” belirtiyor.

Prof. Dr. Köksal, şimdi aynı yolun Covid-19’da yeni aşılarla riskli gruplar için uygulanmasının doğru olacağını savunuyor.

Önümüzdeki yıllar için de “Muhtemelen bu varyantlar sürekli takip edildiği için, aynı infleunzada – grip aşısında olduğu gibi her sene yeni varyantlara karşı yeni aşılar hazırlanacak” tahminini yapıyor Prof. Dr. Köksal .

 

Yurttaşlar mevcut aşılardan yaptırmalı mı?
Prof. Dr. Köksal’a göre “kimse geçmiş dönemdeki Covid-19 aşılarıyla ilgili ‘Boşu boşuna aşı yaptırdık’ diye düşünmemeli”.

“Aşılar kesinlikle koruyucudur, ölüme karşı koruyucudur” diyor yeni aşıları savunan Prof. Dr. Köksal ve ekliyor:

“Covid-19’un bunca zamandır bize öğrettiği bilgileri bir tarafa koyarak bugüne yansıtma yaparsak, yine biz normal popülasyonda ağır hasta beklemiyoruz. Bizim korumaya çalıştığımız grup, risk grubu dediğimiz, kronik hastalığı olanlar ve ileri yaştaki insanlar.”

Meslek örgütlerinin ortak açıklamasında, Covid-19 aşılarının bugüne kadar dünyada 20 milyondan fazla kişinin hayatını kurtardığı belirtiliyor.

Türkiye’de yurttaşlar, ilgili sağlık kuruluşlarından ya da Sağlık Bakanlığı’nın 184 numaralı telefonundan aşı konusunda bilgi ve öneri alabiliyor.

Bakanlığın bugüne kadarki önerileri, son iki yıl içinde aşı şeması içinde aşılarını yaptırmamış olanların eksik aşılarını yapması yönündeydi.

Prof. Dr. Azap, mevcut aşıların yeni varyantlara karşı etkisiz olduğunu ancak bundan önceki aşı şemasını tamamlamamış olanlara, yani hiç aşı yaptırmamış ya da gerekli hatırlatma dozlarını yaptırmamış olanlara bunları yaptırmalarını önerdiklerini söylüyor.

Prof. Dr. Azap, “Dünya Sağlık Örgütü de yeni varyant aşısının çok miktarda üretilip dünyanın her yanına da ulaştırılamayacağının farkında olduğu için özellikle daha önce hiç aşılanmamış kişiler için orijinal virüs aşısının kullanılabileceğini söylüyor” diyor. Bu şemayı tamamlamış ve risk grubunda yer almayan yurttaşlar için ise yeni aşılama önermiyor.

Bireysel önlem önerileri
Bu arada hem yetkililer hem de uzmanlar, artan vakalara karşı bazı bireysel önlemleri de öneriyor.

Prof. Dr. Azap, “Bu virüsün çok dolaşmaya başladığı dönemler mevsimsel özellik gösteriyor ve gelip yüksek risk grubunu bulma riski artıyor. Onun için özellikle de bu dönemlerde korumaya önem vermek gerekiyor” diyor.

Maske, bu önerilerden biri.

Ancak burada geçmiş dönemdeki uygulamaları kastetmiyor Prof. Dr. Azap:

“Maskeyi pandeminin en başındaki gibi herkese, her ortamda her zaman önermiyoruz. Yine maskeyi de yüksek riskli gruplara kapalı ortamlarda öneriyoruz. Bunlar artık post pandemik dönem önerileridir. Grip için de on yıllardır yapılan öneriler bunlar. Artık bu tür viral enfeksiyonlarda, ağır hastalık ve ölüme yol açma riski olan kişilerin korunması öncelikli ve önemli.”.

İleri yaştakilere özellikle dikkat çekiyor Prof. Dr. Azap ve “Covid’de yaş arttıkça ağır hastalık ve ölüm riski çok dramatik artıyor” diyor.

Prof. İftahar Köksal ise risk gruplarıyla birlikte yaşayanlara da maskeyi öneriyor:

“Aile bireylerini uyarıyoruz. Bu durumda olan kişilerin, sadece evdeki yaşlıların ya da kronik hastalığı olanların maske takıyor olması yetmez. Eve virüsü taşıyabilirsiniz, lütfen toplu alanlarda siz de maskenizi takın.”

Yetkililer ve uzmanlar hijyen konusunda da uyarıyor.

Prof. Dr. Köksal bütün bu öneriler ardından ekliyor:

“Çünkü Covid aramızda ve yeni varyantlar maalesef eskilerine göre çok daha hızlı bulaşıyor.”

 

Alıntı: bbc.com