Türk Tabipleri Birliği (TTB); Sağlıkta Dönüşüm Programı ve sağlığı özelleştiren politikalar kapsamında “planlama” adı altındaki “lisans alma” zorunluluğuna ve bu belgelerin açık artırma ile ihale edilmesine ilişkin 9 Aralık 2025 günü bir basın toplantısı düzenledi.
Basın toplantısına TTB Merkez Konseyi Başkanı Dr. Alpay Azap, Merkez Konseyi üyesi Dr. Nilüfer Ustael ve Hukuk Bürosu’ndan Av. Özgür Erbaş TTB Toplantı Salonu’ndan; Merkez Konseyi II. Başkanı Dr. Pınar Saip, Merkez Konseyi üyeleri Dr. Ali Kanatlı, Dr. Güzide Elitez ve Dr. Murat Erkan ile Özel Hekimlik Kolu Başkanı Dr. Güray Kılıç ise çevrimiçi olarak katıldı.
Dr. Nilüfer Ustael basın açıklamasının sağlık politikalarına ilişkin bölümünü okurken, Av. Özgür Erbaş ise uygulamaların mevzuata aykırılığı hakkında hukuki bilgi verdi. Dr. Alpay Azap ise açıklamanın sonuç bölümünü paylaştı:
“Sağlık otoritesinin işi anonim şirketler kurmak, sağlık alanlarını açık artırmalar ile satmak, haraçlar toplamak, rant peşinde koşmak değildir. Sağlık Bakanlığı’nı asli görevi olan halkın sağlık hakkını, hekimlerin mesleki bağımsızlığını, sağlık emekçilerinin emeklerini korumaya davet ediyoruz.”
Açıklamanın ardından Dr. Güray Kılıç söz aldı. “Planlama” gibi kamu otoritesinin görev tanımında olan bir kavram üzerinden sağlığın ticarete konu edildiğini belirten Kılıç, özel sağlık sektöründe adım adım oluşturulan illegal kadro pazarının bakanlık eliyle gelir edilecek şekilde satış unsuruna dönüştürüldüğünü söyledi.
Dr. Pınar Saip de “Utanç verici bir manzara ile karşı karşıyayız. Hem halkın sağlık hakkı hem de hekimlik değerlerimiz ile oynanıyor. Bu, sağlıkta ticarileşmenin ve çürümenin geldiği bir başka boyut. Sağlık hizmetlerinin lisans adı altında açık artırma ile satışını kabul etmiyoruz. TTB olarak davamızı açacağız ama mücadelemizi de sürdüreceğiz” diye ekledi.
Basın toplantısında paylaşılan açıklamanın tamamı şöyle:
Lisans Adı Altında Planlamaya Uygunluk Belgesinin Açık Artırma ile İhale Edilmesi Anayasa’ya Aykırıdır
Bilindiği gibi Sağlıkta Dönüşüm Programı; sağlık hizmetlerinin sunumu, sağlık çalışanlarının hakları ve halkın sağlık hizmetlerine erişimi açısından olumsuz sonuçlar doğurmuştur. En görünür sonuçlarından birisi, özel sağlık alanındaki aşırı büyüme ve tekelleşme olmuştur. Kamu kaynakları Sosyal Güvenlik Kurumu aracılığıyla birtakım sermaye çevrelerine aktarılmış, yasal olmayan ölçüsüz ve denetimsiz ilave ücret uygulamasına göz yumulmuş ve temel bir hak olan sağlık için ödediği primlere ek olarak vatandaş cebinden giderek daha çok para öder hala gelmiştir. Kamusal sağlık hizmeti vermekle yükümlü olan devlet, sağlık hizmetlerinin bir tüketim nesnesine, hastaların da müşteriye dönüşmesine zemin hazırlanmıştır. Ne yazık ki sayısı artan özel kuruluşları hekimlerin mesleklerini bağımsız icra edebildikleri kendi kuruluşları değil; emeklerinin sömürüldüğü, özlük haklarının gasp edildiği, güvencesiz çalıştırıldıkları, yani köleleştirildikleri büyük sermaye gruplarına ait ticarethaneler haline getirilmiştir.
Sağlık Bakanlığı yapmakta olduğu düzenlemeler ile halk sağlığını ve hekimlerin mesleki bağımsızlığını değil, sermayenin çıkarını koruyacak şekilde çalışmaya devam etmektedir. Art arda çıkan yasal düzenlemelerin sağlık alanındaki tekelleşmeyi daha da büyütecek, muayenehane ve hekim ortaklığına dayanan küçük sağlık kuruluşlarını ortadan kaldıracak sonuçlar doğurması kaçınılmaz görünmektedir. Özel sağlık hizmetleri ile ilgili son dönemde; uluslararası sağlık turizmi, sağlık hizmetleri lisanslarının açık artırma ile satışı ve sağlık hizmetlerinin tanıtım ve bilgilendirme faaliyetlerine ilişkin birbirleriyle ilişkili düzenlemeler yapılmıştır. Bu düzenlemelerde en dikkat çekici durum, paranın (rantın) aktarıldığı ortak bir yapının varlığıdır. Bu yapı Sağlık Bakanlığı’nın kurduğu, pek çok yönüyle şeffaf olmayan, kamu kuruluşları içinde yapısına pek de alışkın olmadığımız Uluslararası Sağlık Hizmetleri Anonim Şirketi (USHAŞ) adlı şirkettir. Bu şirket aracılığıyla kamu, kendisini bir piyasa oyuncusu konumuna getirmiştir.
Bu düzenlemelerin içinde özel sağlık hizmet kuruluşlarının kurulmasının planlamaya tabi tutulmasını sağlayan birtakım uygulamalar yer almaktadır. Elbette sağlık hizmetinin bölgelerarası eşit dağılımı, kaynakların etkin ve adil kullanımı, bölgesel sağlık ihtiyaçlarının göz önüne alınması gibi gerekçelerle sağlık hizmetinde planlama kaçınılmaz bir ihtiyaçtır. Ancak bu planlamanın bilimsel verilere dayalı, şeffaf ve konunun tüm ilgilileri ile birlikte yapılması beklenir. Oysa bugüne kadar planlama, rantın olduğu tüm alanlarda olduğu gibi, özel sağlık alanında da Sağlık Bakanlığı bünyesinde oluşturulan birtakım komisyonlar marifeti ile şeffaf ve bilimsel olmayan şekilde gerçekleştirilmiş, sonucunda da iktidar yandaşlığının kayrılması ile sektörde tekelleşme yaratılmıştır. Yapılan planlamaların dayandığı veriler -örneğin var olan hastalık yükü, demografik yapı, sağlık eğitiminin ve sağlık insan gücünün durumunu ortaya koyan veriler- ve alınan planlama kararları ile bu verilerin ilişkisini gösteren bilimsel çalışmalar bakanlık tarafından kamuoyuyla paylaşılmamıştır.
Ayrıca sağlık alanında sürekli çalışmaları olan Türk Tabipleri Birliği (TTB), uzmanlık dernekleri ve üniversitelerin önerileri de göz ardı edilmiş ve ortak bilimsel çalışma yürütülmekten kaçınılmıştır. Planlamaların kapsamı muğlak tutulmuş, nereye kadar genişleyebileceği tartışmalı düzenlemeler oluşturulmuştur. Bütün bunlara ek olarak planlama ile sağlık kuruluşu yapılabilecek alanlara daha kurulmadan “lisans alma” zorunluluğu getirilmiş, bu lisansların para ile satılması kararı alınmış, üstelik bu satışın büyük sermaye lehine rekabeti yok edecek şekilde açık artırma yöntemi ile yapılması zorunluluğu eklenmiştir. Böylece küçük işletmecilerin alandan tamamı ile uzaklaştırılması hedeflenmiştir. Sağlık Bakanlığı “2026 Özel Hastane Açılması, Uzmanlık Branşlarında Kadro ve İlave Yatak Lisansı ile Açık Artırma İşi” adı altında açık artırma iş ilanına çıkmış, bu kapsamda 9 branşa ait 126 hekim kadro lisansının 18.12.2025, 9 ilde 26 ilave yatak paket lisansının 19.12.2025, 19 ilde 19 yeni özel hastane lisansının 22.12.2025, diğer branşların uzmanlık adı altında 356 hekim kadrosu lisansının 29.12.2025 tarihinde Sağlık Bakanlığı’nda açık artırma ile satılacağı duyurulmuştur.
| İhale ve Dayanağı Mevzuat Hukuka Aykırıdır
Sağlık hizmetlerinde “lisans” adı altında düzenleme ilk olarak 2011 yılında yayımlanan 663 sayılı kanun hükmünde kararname (KHK) ile yapılmış, uygulanmayarak yürürlükten kaldırılmıştır. 24 Temmuz 2025 günlü Resmî Gazete’de yayımlanan 7557 sayılı Sağlıkla İlgili Bazı Kanunlarda ve 663 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile 663 sayılı KHK’nin 57. maddesi yeniden düzenlenmiştir. Maddenin 2. fıkrasında “Bakanlık ve bağlı kuruluşlarınca düzenlenecek, bakanlık ve bağlı kuruluşlarının planlamaları çerçevesinde, gerçek veya tüzel kişilere sağlık alanında belirli bir hizmeti verebilme veya hastane ve benzeri sağlık kuruluşları açabilme yetkisi veren lisanslar açık artırma ile belirlenecek bedel karşılığında verilir. Lisans verilmesi ilgili faaliyet için gerekli olan izin veya ruhsat yerine geçmez. Lisans verilmesinin usul ve esasları bakanlıkça belirlenir ve bu usul ve esasların açık artırmaya ilişkin hükümlerinin belirlenmesinde Kamu İhale Kurumu’nun ve Rekabet Kurumu’nun görüşleri alınır” düzenlemesi yapılmıştır. Maddenin 3. fıkrasındaki hükme göre, bu açık artırmada tahsil edilen tutarların %75’i USHAŞ’a, %25’i genel bütçeye gelir kaydedilecektir. Yasal düzenlemenin uygulamasını gösteren Sağlık Hizmetleri Lisans Yönetmeliği, 11 Kasım 2025 günlü Resmî Gazete’de yayımlanmıştır. Yönetmeliğin amacı; Sağlık Bakanlığı’nın planlamaları çerçevesinde, gerçek kişilere veya özel hukuk tüzel kişilerine sağlık alanında belirli bir hizmeti verebilme veya hastane ve benzeri özel sağlık kuruluşları açabilme yetkisi veren lisanslara ilişkin usul ve esasları belirlemek olarak gösterilmiştir. Yönetmelikte “lisans”, “Gerçek kişilere veya özel hukuk tüzel kişilerine sağlık alanında yatak, özellikli merkez, ünite, tıbbi cihaz, uzmanlık dalları ve kadro ile hastane ve benzeri özel sağlık kuruluşları açabilme yetkisi veren ilgili mevzuatında tanımlanan planlama uygunluk belgesi” olarak tanımlanmıştır. Yönetmelikte “planlama”, “Bakanlıkça lisans verilecek sağlık hizmeti veya sağlık kuruluşu için yapılan planlama” olarak açıklanmış, planlama ilan metninin de planlama kapsamında yeni özel sağlık kuruluşu açılacak yerler ile özel sağlık kuruluşları için yatak kapasitesi, özellikli merkez, ünite, tıbbi cihaz, uzmanlık dalları ve kadro verilmesini ifade edeceği düzenlenmiştir. Yönetmelikteki “Kurum endeksi: Kurumun hizmet çıktılarından (yatak sayısı, yatak doluluk oranı, hekim sayısı, muayene sayısı, acil muayene sayısı, ameliyat sayıları, yatan hasta sayısı, kırmızı alan acil başvuru sayısı ve bakanlıkça belirlenen diğer hizmetler) elde edilen endeksin hekim sayısına bölünerek hesaplanan değer” olarak yapılan tanımın ise açık artırma sonucu alıcılar tarafından ödenecek nihai bedelin belirlenmesi için çarpan olarak kullanılabileceğine dair hükümde yer aldığı görülmektedir. Yine yönetmelikte “Genel müdürlük bazı bölgelerde veya bazı sağlık alanlarında gerçek veya özel hukuk tüzel kişilerine teşvik amaçlı lisans verebilir. Bu kapsamda belirlenen lisanslar için genel müdürlük açık artırma lisans başlangıç bedelini serbestçe belirleyebilir” hükmü bulunmakla birlikte, bu yetkiye ilişkin dayanak kanun hükmünde herhangi bir ibarenin bulunmadığı görülmektedir. Sağlık Bakanlığı’nın özel sağlık kuruluşlarına ilişkin planlama yapması, sağlık hizmeti sunan kuruluşların ülkede dengeli dağılımının gözetilmesi, ruhsat ve faaliyet izinlerinin bu çerçevede ele alınması olağandır. Ancak Sağlık Bakanlığı’nın 2008 yılından bu yana ilgili yönetmeliklerde yaptığı düzenlemelerin yıllar içindeki uygulamalarıyla birlikte değerlendirildiğinde “nitelikli” olarak anılan birim ve cihazların özel sağlık kuruluşları elinde yoğunlaşmasıyla sonuçlandığı açıktır. Öte yandan planlamaları yapacak Planlama ve İstihdam Komisyonu’nda Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nden (TOBB) iki ve özel sağlık kuruluşlarının derneklerinden de temsilciler olması kabul edilmişken, TTB ve diğer emek-meslek örgütleri planlamanın dışında tutulmuştur. Buna karşı TTB tarafından açılan davada Danıştay, TTB’nin komisyonda yer almamasını hukuka aykırı eksik düzenleme gerekçesiyle iptal etmiştir. Kararın temyiz incelemesi sürerken, yönetmeliklerde yapılan değişikliklerle Planlama ve İstihdam Komisyonu hükümleri yürürlükten kaldırılmış ve yeniden düzenlenmemiştir. Ancak daha sonra bakan oluru ile Kapasite Değerlendirme Komisyonu adıyla ve aynı bileşenlerle yapı korunmuştur. Halihazırda Sağlık Bakanlığı “planlama” faaliyetini TOBB ile birlikte yapmaktadır. Kanun ve yönetmelik birlikte ele alındığında, sağlık alanında hizmet sunumunda “lisans” adı altında bir uygulamanın ilk defa yapılacağı da gözetildiğinde kanun ile çerçevenin, temel unsurların belirlenmiş, ihale mevzuatı ile açıkça ilişkilendirilmiş, maliyet etki analizinin hazırlanarak düzenleme yapılması gerekirken yapılmadığı görülmektedir. Kanun metninde “lisans” tanımı bulunmamaktadır. Açık artırmaya konu edilecek “kamusal mal” veya “yetki” de esasen kanunda belirtilmemiştir. Tüm bunlardan başka, Sağlık Bakanlığı’nın mevcut mevzuattaki hangi yetkisi kapsamında bu ihalenin yapılabileceği de belirli değildir. Öte yandan yönetmelikte yapılan “lisans” tanımına bakıldığında açık artırmaya konu edilenin “planlamaya uygunluk belgesi” olduğu görülmektedir. Dolayısıyla Sağlık Bakanlığı başvuru yapanlara ruhsat, faaliyet izni, ön izin belgeleri verirken zincirleme idari işlemin içinde ve bunun bir parçası olarak planlamasını da göz önüne almaktadır. Planlamaya uygunluk adı altında bir belge oluşturularak bunun açık artırma ile ihale edilmesi, Sağlık Bakanlığı’nın planlama faaliyetinin ihale konusu edilmesi anlamına geldiğinden Anayasa’nın 56. maddesi ile ilgili mevzuata da açıkça aykırıdır. Ayrıca Sağlık Bakanlığı’nın ihaleye konu ettiği “belgenin” oluşturulmasında herhangi bir dahli olmayan, Kamu İktisadi Teşebbüsleri mevzuatı açısından bakıldığından herhangi bir mal ve hizmet üretmeyen USHAŞ’a ihaleden elde edilecek gelirin devrinin de yasal dayanağı yoktur. USHAŞ’a ilişkin düzenlemede gelir kalemleri arasında sayılmayan ve 5018 sayılı Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanunu hükümleri hükümlerine aykırı biçimde gelir aktarımı kamu zararına neden olacaktır. |
Sağlık Hizmetinde Lisans Adı Altında İhale Edilebilir Bir Kamusal Mal Yoktur
TTB olarak sağlık alanında eşitsizlik yaratan, şeffaf olmayan “planlama!” ve bununla bağlantılı olarak sağlık hizmetlerinin lisanslarının açık artırma ile satışını ve USHAŞ adı altında bir şirkete kaynak transferi yapılmasını kabul etmiyoruz.
Sağlık otoritesinin işi anonim şirketler kurmak, sağlık alanlarını açık artırmalar ile satmak, haraçlar toplamak, rant peşinde koşmak değildir.
Sağlık Bakanlığı’nı asli görevi olan halkın sağlık hakkını, hekimlerin mesleki bağımsızlığını, sağlık emekçilerinin emeklerini korumaya davet ediyoruz.
Türk Tabipleri Birliği Özel Hekimlik Kolu
Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi
Alıntı: ttb.org.tr