Haber dünkü Karar gazetesinin manşetinde “Çekirge hep zıpladı hiç yakalanmadı” başlığıyla yer aldı.
Gazetenin ulaştığı SGK müfettiş raporuna göre özel bir sağlık zinciri, 17 yıl boyunca sistematik usulsüzlüklerle SGK’dan en az 200 milyon dolar haksız kazanç elde etmiş. Üstelik bu durum, defalarca yapılan denetim ve hasta şikâyetlerine rağmen yıllarca devam etmiş.
∗∗∗
Vurgun özellikle göz hastaları üzerinden yapılmış. “Bedava göz muayenesi” kampanyaları yapıp vatandaşları hastanelerine çekmişler, 2013-2014 döneminde 37 bin 985 hastadan 16 bin 652’sine, aslında yapılmadığı halde lazerle göz ameliyatı yapmış gibi gösterip fatura kesmişler. Müfettişler binden fazla hastanın ifadesine başvurmuş, çoğu kendilerine herhangi bir ameliyat yapılmadığını söylemiş.
Peki bu usulsüzlükler meydana çıkınca ne olmuş, hastane kapatılmış mı, ya da en azından SGK bu hastaneyle sözleşmesini iptal etmiş mi?
Ne gezer!
Faturaları bu kez kalp-damar cerrahisine kaydırıp yollarına devam etmişler. Sadece Eylül 2019–Mart 2020 döneminde bu hastanenin SGK’ya kestiği kalp-damar faturalarının tutarı 37,5 milyon TL’ye ulaşmış. Bu rakam, aynı dönemde İstanbul’un iki büyük kalp-damar merkezi olan Dr. Siyami Ersek Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin 27,8 milyon TL ve Mehmet Akif Ersoy Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin 28,8 milyon TL’lik faturalarını geride bırakmış.
∗∗∗
Peki müfettişler gene rapor hazırlamış da hastane bu sefer kapatılmış mı, ya da SGK anlaşmasını feshetmiş mi?
Tabii ki öyle bir şey olmamış. Hastane patronları “Durmak yok, yola devam!” diyerek tezgahlarını sürdürmüşler.
Karar’ın haberinde hastane zincirinin adı yer almıyor ama bu dosya geçen yıl Aralık ayında Habertürk Manşet programında da yer almış, Şafak Hastanelerinin ismi de açıklanmıştı.
Aslında göz hastaları üzerinden SGK vurgunu özellerde çok uzun yıllardır yapılıyor. Nitekim bundan on beş yıl önce Memleket Tabipliği’nde yazdığım “Gözleri kör eden sağlık reformu” yazımda bahsetmiştim.
O zaman olay Afyon’da geçiyordu. Özel bir göz merkezi köyleri dolaşıp ücretsiz göz taraması yapmış, tesadüfen hepsi de sigortalı olan vatandaşlara katarakt teşhisi koyup ücretsiz ameliyata almış, ameliyat sonrası yedi hasta kör olmuştu.
∗∗∗
Dünyagöz Hastanelerinin patronu Eray Kapıcıoğlu da olayın vahametini o yıllarda şöyle açıklamıştı: “Katarakt ameliyatlarına 850 lira ödendiği dönemde mantar gibi göz klinikleri türedi. Merdiven altı ameliyatlarla devleti soymaya kalktılar. Devlet de önlem olarak bu ameliyatlar için ödediği miktarı 350 liraya çekti. Buna rağmen adi malzemelerle bu işi yapıp devletten parasını alanlar var. 5-10 dolarlık kalitesiz mercekler kullanıp hastaların gözünü tehlikeye atıyorlar. Binlerce kişinin gözü hasar gördü.”
Özel hastanelerin bir yandan “ilave ücret” adı altında hastaları, bir yandan da sahte faturalarla SGK’yı soyması tm bir AKP dönemi klasiği.
Neden mi böyle diyorum?
Çünkü bu ülkede AKP öncesinde de sigorta kurumları vardı. Emekli Sandığı ve Bağ-Kur devlet hastanelerinden hizmet satın alır, SSK ise kendi hizmetini kendisi üretirdi. Özel hastanelerden hizmet satın almak çok istisnai bir durumdu.
AKP iktidara gelince durum değişti. Özeller SGK sisteminin içine alındı. Bunu yaparken “Özellerin kapılarını vatandaşlara açıyoruz” dediler ama asıl SGK’nın kasasını özellere açtılar.
Bu iş öyle “Aramızda bazı çürük elmalar var.” diyerek açıklanacak bir durum değil. SGK’yla anlaşama yapıp da SGK’nın koyduğu kuralları istismar etmeyen tek bir özel hastane yok!
∗∗∗
Peki, SGK’nın bu usulsüzlüklerden haberi yok mu, özel hastaneleri denetlemiyor mu, yolsuzluk yapanları cezalandırmıyor mu, derseniz onu da anlatayım.
SGK tabii ki özel hastaneleri sözde denetliyor. Ancak bu denetimi esas olarak özel hastanelerin gönderdiği faturalar üzerinden yapıyor. Onların da her birini tek tek incelemiyor, basit rastgele yöntem ile örnekleyerek kontrol ediyor.
Sadece 2024 yılında özel hastanelerin SGK’ya gönderdiği fatura sayısının 65 milyon 982 bin, SGK’nın özel hastanelere yaptığı ödemenin 61 milyar 627 milyon 395 bin TL olduğu düşünülünce bu denetimin ne kadar yetersiz ve sağlıksız olduğu açık.
Üstelik, velev ki SGK denetimde bir yolsuzluk tespit etti, o zaman da bütün yaptırımı para cezası kesmek oluyor. Bunu bilen özel hastaneler de sistemi sonuna kadar istismar ediyor.
Misal; bir özel hastanenin o ay verdiği hizmet karşılığında SGK’lı hastalardan ve SGK’dan alacağı para 100 milyon TL olsun. Bunu kafadan 500 milyona çıkarıyor, böylece 400 milyon haksız kazanç elde ediyor. Yakalanırsa da diyelim ki 20-30 milyon ceza ödüyor, kalan gene cebine kalıyor.
∗∗∗
Çalışma Bakanı, Sağlık Bakanı, SGK Yönetim Kurulu üyeleri, SGK İl Müdürlerine kadar herkesin bildiği ve göz yumduğu bu vurgun düzeni de yıllardır sürüp gidiyor.
SGK vurgununu bitirmenin tek yolu, sistemin AKP öncesine dönmesi.
Özellerin SGK anlaşmaları iptal edilmeli.
Alıntı: Osman Öztürk – birgun.net