Son günlerde sosyal medya ortamında, yazılı ve görsel basında yer alan paylaşımlardan, ilgililerle yaptığımız görüşmelerden Sağlık Bakanlığı’nın Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’nde değişiklik yapan yeni bir yönetmelik taslağı hazırlığında olduğu anlaşılmaktadır.
Öncelikle Türk Tabipleri Birliği olarak yıllardır söylediğimiz bir bilimsel gerçeği tekrarlamak istiyoruz: Birinci basamak sağlık hizmetleri, sağlık sisteminin can damarıdır ve ülkemizde sağlık alanında yaşanan pek çok sorunun kaynağında birinci basamak sağlık hizmetleri ve koruyucu hekimlik uygulamalarına gereken önemin verilmemesi yatmaktadır. Halkın eşit, ücretsiz, erişilebilir ve nitelikli sağlık hizmetine kavuşması, hekimlerin ve sağlık çalışanlarının sorunlarının çözülebilmesi için Sağlık Bakanlığı’nın birinci basamak sağlık hizmetlerini ve koruyucu hekimlik uygulamalarını güçlendirecek düzenlemeler yapması gereklidir. Sağlık Bakanı ile yaptığımız görüşmede bu yöndeki beyanları olumlu bir beklenti yaratmışken yeni yönetmelik taslağı büyük bir hayal kırıklığına neden olmuştur. Zira bu taslak halkın sağlığını, hekimlerin ve sağlık çalışanlarının özlük hakları ve çalışma koşullarını iyileştirmek bir yana yaşanmakta olan sorunları daha da derinleştirecek içeriktedir.
- Yönetmelik değişikliği, öteden beri uygulanan lohusa takiplerinin performans göstergesi olarak değerlendirilmesi de dahil olmak üzerekoruyucu hekimlik uygulamalarıyla ilgili hiçbir yenilik, gelişme içermemektedir.
- Taslak ile yeni aile sağlığı merkezleri (ASM) açmak için gerekli paranın genel bütçe yerine mevcut ASM’lere ayrılmış sınırlı kaynaktan yapılacak %12’ye varan kesinti ile sağlanması planlanmaktadır. Bu yaklaşımla hekim başına düşen nüfusun ideal sayı olan 1.500-2.000 aralığına inmesi mümkün değildir. Nitekim taslak zımnen de olsa bu sayıyı 3.000-3.500 olarak kabul etmektedir.
- Hekimlerin ve ASM çalışanlarının gelirleri artış göstermek bir yana, azalmayla sonuçlanacak karmaşık ve anlaşılma matematiksel formüller ve katsayılar ile hesaplanmakta, ulaşılması mümkün olmayan ya da faydalı olmayan performans kriterleri içermektedir. Verilen hizmetin kalitesi ve önemi değil sayısı dikkate alınmaktadır.
- Yönetmelik değişikliği kendi içinde hekimleri zor durumda bırakacak çelişkiler taşımaktadır. Örneğin “hasta memnuniyeti”ni hekimlerin iş güvencesi ve gelirlerinin bir koşulu olarak ortaya koyarken; antibiyotik, mide koruyucu, ağrı kesici reçeteleri ve sevk sayısını azaltmak üzere negatif performans uygulayarak hekimlerle hastaları karşı karşıya getirmekte, hastaların hekimlerden “memnun” olmamasını sağlamaktadır. Bir yandan hasta sevklerini azaltmak için önceki aydan fazla sevk yapan hekimlerin gelirinden kesinti yapılırken, diğer yandan belli yaş üzerindeki herkesin sevk edilmesine neden olacak Hasta Yönetim Platformu’nun kullanılmasını zorunlu tutmaktadır.
- Yönetmelik taslağı ayrıca hekimlerin iş ve gelir güvencesini ortadan kaldıran maddeler içermektedir. Özetle bu yönetmelik hasta ve çalışanlara eziyet dışında bir şey getirmemektedir.
Oysa halkın sağlığını koruyan, geliştiren, hekimlerin ve tüm sağlık çalışanlarının mutlu olacağı ve şevkle çalışacağı, ülkemizin ihtiyacı olan bir birinci basamak sağlık hizmeti programını hayata geçirmek hiç de zor değil. Kamusal bir hizmet olan birinci basamak sağlık hizmetlerinin toplum temelli, bölge ve nüfus tabanlı verilecek şekilde yapılandırılması, ASM sayısının hekim başına 2.000 nüfusu aşmayacak şekilde artırılması, bina ve altyapılarının devlet tarafından yapılması ve giderlerin genel bütçeden karşılanması, yeterli hemşire, ebe, teknisyen görevlendirilmesi, koruyucu hekimlik uygulamalarının desteklenmesi, geliştirilmesi, emekliliğe yansıyacak tek kalemden oluşan, yoksulluk sınırının en az iki katı düzeyinde ve izin dönemlerinde kesilmeyecek maaş güvencesi ülkemizin insan ve maddi kaynaklarıyla rahatlıkla karşılanabilir ve sağlık sistemindeki pek çok sorunu çözebilir.
Sağlık Bakanlığı’na acil çağrımız; hekimlere ve sağlık çalışanlarına maddi kayıplar ve iş güvencesizliği getiren, halkın sağlığına katkısı olmayan yönetmelik değişiklikleri yapmaktan vazgeçmesi, ideal birinci basamak sağlık hizmetleri ve koruyucu hekimlik uygulamalarını planlamak üzere uzun yılların bilimsel birikimine sahip Türk Tabipleri Birliği ve alanla ilgili sağlık meslek/emekörgütleriyle işbirliği içinde çalışmasıdır.
Türk Tabipleri Birliği olarak her zaman yaptığımız gibi ülkemiz sağlık ortamına katkı sunmaya ve halkın sağlığı, hekim ve sağlık çalışanlarının hakları için her platformda mücadele etmeye devam edeceğimizi ilan ediyoruz.
Saygılarımızla Sağlık Bakanlığı’na ve kamuoyuna bildiriyoruz.
Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi
Alıntı: ttb.org.tr