Türkiye’de ve tüm dünyada çocukluk çağında en sık görülen hastalık lösemi. Prof. Çorapcıoğlu “Erken teşhis ve tedavi ile kansere dur diyoruz” dedi.
Dünyada yılda 160 bin, ülkemizde ise 4 binin üzerinde çocuğa kanser teşhisi konuluyor. Çocukluk çağı kanserlerinin en sık görüleni ise lösemi. Uzmanlar, erken evrede teşhis edilen birçok çocukluk çağı kanserinin yüksek oranlarda tedavi edilebildiğine dikkati çektiler.
Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Onkolojisi Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Funda Vesile Çorapcıoğlu, kanserin vücutta bir dokunun anormal şekilde çoğalmasıyla ortaya çıkan, çıktığı dokuyu edebilen veya uzak dokulara metastaz yapabilen kötü huylu bir hücre olduğunu ve tüm vücuda yayılabileceğini belirterek 0 – 18 yaş arasında görülen kanser türlerine çocukluk çağı kanserleri denildiğini söyledi.
Belirtilere dikkat
Çocukluk çağı kanserlerinin en bilineninin lösemi olduğunu vurgulayan Çorapcıoğlu ‘Ancak lösemi, çocuk kanserlerinin yüzde 20-25’ini oluşturur. Lenfomalar, beyin ve kemik tümörleri, sarkoma (yumuşak doku kanseri) kanserleri gibi daha fazlası sayılabilir’ diye konuştu. Her kanser türünün farklı belirtilerle ortaya çıktığını kaydeden Çorapcıoğlu, belirtileri şöyle sıraladı:
“Lösemi, kansızlıkla belirti verebilirken; lenf bezi şişlikleri lenfoma belirtisi olabilir. Beyin tümörleri baş ağrısı, kusma, dengede bozukluk şikâyetleriyle başgösterebilir. Herhangi bir bölgede şişlik kemik tümörünün yada kas tümörünün habercisi olabilir. Karın ağrısı, idrardan kan gelmesi bazen karında kitle, bir böbrek tümörünün, gene geçmek bilmeyen karın ağrıları nöroblastomun belirtisi olabilir. Baş boyun bölgesinde görülen kitle, kanama baş-boyun rabdomyosarkom belirtisi olabilir. Burada ailelerin, çocuğun normal durumundan farklı bir şikâ yette doktora başvurmaları önemli, özellikle enfeksiyon geçtiği halde küçülmeyen boyundaki bezeler, geçmek bilmeyen karın ağrıları için çocuk hekimine görünmeleri gerekir.”
Yüzde 70-80 başarı
Hastalıkta genetik ve çevresel faktörlerin etkili olduğunu kaydeden Çorapcıoğlu, şöyle devam etti:
“Birtakım enfeksiyon etkenleri suçlanmakla birlikte, bu konuda bir kanıt birçok kanser türünde yok. Tedavi süreci, görüntülemeler ve tahiller ile hastalığın evresi ve detayları belirlendikten sonra, kemoterapi, radyoterapi ve ameliyatları içeren protokolleri içeriyor. Artık tedavi oranları çok yükseldi. Yüzde 70 -80 orana varan iyileşme söz konusu. Bu, tanı alan 100 çocuktan 70 ila 80’inin yaşadığı anlamına geliyor. Kişiye özel tedaviler var. Artık kanserde, kanserin genetik özelliklerine göre tedaviler çok şekilleniyor.”
Ailelere destek oluyorlar
0-18 yaş kanser tanısı almış ve tedavisi devam eden hastalara maddi ve sosyal desteklerini sağlamak için kurulan, aynı zamanda çocukluk çağı kanserleri konusunda da farkındalık oluşturan Kanser Çocuğumdan Uzak Dur Derneği (KAÇOD) Başkanı Burcu Özkan ise “Derneğimiz bir yılda Kocaeli Üniversitesi Eğitim Araştırma Hastanesi Çınar Çocuk Hematoloji ve Onkoloji servisini yenilemiş bulunmaktadır. Maddi ayni ve sosyal destekler artarak devam edecektir” diye konuştu.
‘Anne, hiçbir şey olmayacak’
Kemik kanseri (osteosarkom) tedavisi gören 15 yaşındaki Tarık Koçman’ın annesi Selda Koçman, yaşadıklarını şu sözlerle özetledi: “Hastalığı duyar duymaz il düşündüğüm Tarık’a nasıl söyleyeceğiz oldu. Hocamız ‘Siz bişey anlatmayacaksınız, ben Tarık’la konuşacağım, seni bu halde görmesin’ dedi. Nasıl hissettiğimi anlatamıyorum ama konduramıyorsunuz. Oğlum hastalığını öğrendiğinde benden çok kuvvetliydi, hep güler yüzlüydü, anne olarak benim ona kuvvet vermem gerekirken, o bana kuvvet verdi. ‘Anne hiçbir şey olmayacak’ diye beni teselli ediyordu. Tarık hiç yıkılmadı hep güçlü. Tedavimiz çok güzel devam ediyor.”
‘Başka isim yazıyordur, iyi bak’
11 yaşında olan Ceylin Seda Tatlı da osteosarkom ile mücadele ediyor. Kocaeli Üniversitesi’nde tedavisi süren Tatlı’nın annesi Seda Tatlı, şunları anlattı: “Sedanın tedavisi 7 aydır sürüyor ve sona geliyoruz. İlk duyduğumda dünya başıma çöktü, sinir krizi geçirdim, doktorun bilgisayarına vurup, ‘oraya iyi bak orda başka isim yazıyodur, kızımın ismi değildir’ dedim. Bizi Kocaeli Üniversitesine sevk ettiler. Hiç konduramadım çocuğuma bu hastalığı. Bacağının kesilmesi gerektiği söylendi ancak sonra tedavilerle kızımızın bacağı kurtuldu. Ameliyat tedavisi süren hastanede yapılamadı çünkü Türkiye’de bu teknikle ameliyat yapan nadir hocalardan biri Harzem Özger hocamız ,bizde kendisine gittik bu sebepten,ve şimdi her şey yolunda.
‘3 büyük hastane gezdik’
18 aylık Hasan Asaf Karanfil ise Ewing Sarkomu olarak da adlandırılan kemik tümörü ile mücadele ediyor. Asaf, 7 aydır Kocaeli Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çınar Çocuk Onkoloji servisinde. Kocaeli’ne gelene kadar yaklaşık 2 ay kolunda çatlak olduğu düşünülerek vakit kaybeden minik Hasan’ın ailesine çocuklarının kolunun kesileceği ve iki gün içerisinde karar vermeleri söylenmiş. O süreçten sonra yaşananları anna Gülsüm Karanfil, “Teşhis konulduğunda dünya başıma yıkıldı. Kocaeli’ne gelene dek üç büyük hastanede teşhis konulamadı. KAÇOD vasıtasıyla üniversiteye geldiğimizde Prof. Dr. Funda Çorapcıoğlu oğlumuzu muayene etti ve tedaviye başlandı. Hasan Asaf kemoterapi almaya başladı, ışın tedavisi gördü ve ağır bir ameliyat geçirdi. Ameliyat öncesi kolunu kaybedebileceği söylenmişti ancak başarılı bir ameliyat ile kolu kurtuldu” dedi.
Kaynak: cumhuriyet.com.tr