DSÖ Hareketli yaşam hedefini tutturabilir mi?

Bilim dünyasının fiziksel aktivite ile sağlık arasındaki ilişkiyi gittikçe artan biçimde gözler önüne sermesi, başta obesite olmak üzere kimi hastalıkların görünür şekilde artması dikkatleri aktif yaşamın üstüne çekti. Ancak, toplumumuz fiziksel aktiviteden çok beslenmeye odaklandı. Kitapevlerinin sağlık kitaplarının bulunduğu raflarda diyet ve beslenme kitapları sayısında büyük bir artış olurken aktif yaşam ya da egzersiz kitaplarının sayısında neredeyse değişim olmadı. Buradan; beslenme ve beslenme programlarının önemli bir ekonomik getiri alanı haline dönüştüğünü görüyorsunuz. Bu yazının amacı fiziksel aktivitenin sağlık etkilerini, dünyadaki durumu ve Dünya Sağlık Örgütünün (DSÖ) 2025 yılı için koyduğu hedefe ulaşma ihtimalini yorumlamaktır.

Kısaca tanımlara değinmekte yarar var. Fiziksel aktivite; dinlenme düzeyindekinden fazla enerji tüketimine neden olan bedensel harekettir. Daha açık biçimde; kas ve iskelet sistemi ile yapılan ve enerji tüketimine neden olan her hareket fizik aktivite olarak kabul edilir. Bu kapsamda yürümek, bisiklete binmek, dans etmek, oyun oynamak, ev işleri, bahçe işleri, merdiven inip çıkmak, yemek yemek, banyo yapmak gibi günlük yaşamımızı sürdürmek için yapılan etkinliklerin yanı sıra, egzersiz ve spor da fiziksel aktivitedir. Egzersiz; düzenli, planlanmış ve tekrarlanan fiziksel aktiviteler olarak tanımlanır.

Hareketli yaşamın olumlu sağlık etkileri iyi hesaplanmış, dünya çapında gösterilmiş ve gösterilmeye devam etmektedir. Özellikle bulaşıcı olmayan hastalıklara olan olumlu etkisi uzun süredir değerlendirilmektedir. Koroner kalp hastalıklarının %6, tip 2 diyabet hastalığının %7, meme kanserinin %10 ve barsak kanserinin %9’unun nedeni hareketsiz yaşamdır. Hareketsiz yaşam, erken ölümlerin %9’undan sorumlu tutulmaktadır [1]. Bunların yanı sıra tüm ölüm nedenleri, hipertansiyon, felç, metabolik sendrom, depresyon ve düşme ile hareketli yaşam arasındaki güçlü ilişki gösterilmiştir [1]. Hareketsiz yaşam küresel ölümlerin %6’sının nedenini oluşturarak 4. sırada yer alır [2]. Bu hali ile hareketsiz yaşam için insanlığın önemli katillerinden birisidir demek hatalı olmayacaktır.

DSÖ 2013 yılında, 2025 yılına kadar yetersiz fizik aktivite sıklığını %10 oranında azaltmayı hedef olarak önüne koymuştur. Bu hedef, Bulaşıcı Olmayan Hastalıklardan Korunma ve Kontrolü Küresel Eylem Planı’nda belirttiği dokuz küresel hedeften birisidir[3].

Tüm olumsuz sağlık etkilerine yönelik kanıtlara karşın, birçok ülkede kronik hastalıkların en önemli nedeni olarak gösterilen hareketsiz yaşam artmaktadır. Dünyada 1,4 milyardan fazla kişinin hareketsiz yaşam ile ilişkili hastalıklara yakalanma ya da bu hastalıklarının şiddetlenmesi riski altında yaşadığı hesaplanmaktadır [4].

DSÖ Avrupa Bölgesi’nde her yıl 1 milyon insan bir şekilde fiziksel hareketsizlikle ilgili nedenlerden ölmektedir. Yetişkinlerin üçte birinden fazlasının yeterince aktif olmadığı tahmin edilmektedir. Adolesanların % 70’inden fazlasının fizik aktivite tavsiyelerine uymadığı tahmin edilmektedir. Bölge’deki genel eğilim, fizik aktivitenin azalmaya devam etmesi yönündedir [5].

Hareketsiz yaşam erkeklere göre kadınlarda daha fazla olup bölgeler, gelir grupları, sosyal gruplar ve ülkeler arasında büyük farklılıklar göstermektedir[4]. Hareketsiz yaşam yüksek gelirli ülkelerde daha fazla olmakla birlikte, ülkelerin İnsani Gelişmişlik İndeks’ine göre değişimi gösterilememiştir [4][6]. Yoksullar, fizik aktivite için yeterince zaman bulamamanın yanı sıra fizik aktiviteyi desteklemeyen ortamlarda yaşadıklarından daha hareketsiz bir hayat sürdürmektedirler. Benzer durum etnik azınlıklar ve diğer risk grupları için de geçerlidir [5]. Dünya için olumlu bir örnek olarak; Çin’de fizik aktiviteye artan katılım, hareketsiz yaşam sıklığını azaltmıştır. Bu durum yaşlı nüfusun park alanlarını kullanımına bağlanmaktadır. Çin’de hareketli yaşam sıklığındaki artış tüm doğu ve güneydoğu Asya verisi üzerine de olumlu etki etmiştir [4]. Ancak sonuç olarak ne yazık ki küresel boyuttaki hareketsiz yaşam sıklığı 2001-2016 arasında değişmemiştir [4].

DSÖ 2025 yılına kadar hareketsiz yaşamın %10 azaltılması hedefi koymuş olmasına karşın 2001-2016 arasındaki 15 yılda değişim olmaması, hedefe 7 yıl kalmış olması umutsuzluğa neden olmaktadır.

Dünyadaki fiziksel aktif yaşam sürecinin bu şekilde devam etmesi durumunda Dünya Sağlık Örgütünün 2025 yılı için hareketsiz yaşamın %10 azaltılması hedefine ulaşılması olası değildir.[4]

 

  • [1] I. M. Lee et al., “Effect of physical inactivity on major non-communicable diseases worldwide: An analysis of burden of disease and life expectancy,” Lancet, vol. 380, no. 9838, pp. 219–229, 2012.
  • [2] W. H. O. Who, “Global recommendations on physical activity for health,” J. Chem. Inf. Model., vol. 53, no. 9, pp. 1689–1699, 2010.
  • [3] WHO, “Global action plan for the prevention and control of noncommunicable diseases 2013-2020.,” World Heal. Organ., p. 102, 2013.
  • [4] R. Guthold, G. A. Stevens, L. M. Riley, and F. C. Bull, “Articles Worldwide trends in insufficient physical activity from 2001 to 2016: a pooled analysis of 358 population-based surveys with 1·9 million participants,” Lancet Glob. Heal., no. 18, pp. 1–10, 2018.
  • [5] World Health Organization, “Physical Activity: Global recommendations on physical activity for health Consequences of physical inactivity,” WHO Reg. Off. Eur. , 2015.
  • [6] G. I. Mielke, I. C. M. da Silva, T. L. Kolbe-Alexander, and W. J. Brown, “Shifting the Physical Inactivity Curve Worldwide by Closing the Gender Gap,” Sport. Med., vol. 48, no. 2, pp. 481–489, 2018.