Halk Sağlığı Uzmanları Derneği’nin düzenlediği 4’üncü Uluslararası , 22’inci Ulusal Halk Sağlığı Kongresi 13-19 Aralık 2020 tarihlerinde gerçekleştirildi. Kongrenin sonuç bildirgesi de geçtiğimiz günlerde yayınladı.
İçinden geçtiğimiz dönemde bir halk sağlığı acili ve önceliği olan COVID-19 pandemisi bizlere bir kez daha salgınların, toplumsal koşullardan bağımsız olarak tartışılamayacağını ve salgın yönetimini sağlık sistemlerinin de ötesinde ülkelerin ekonomik, siyasal yapıları ile insan hakları, adalet ve demokrasi kültürünün de ne denli etkilediğini göstermiştir.
- Ulusal 4. Uluslararası Halk Sağlığı Kongresinde yürüttüğümüz tartışmalarla ortaya koyduğumuz irade doğrultusunda biz halk sağlıkçılar bir kez daha Yeni Dünya için Yine Halk Sağlığı şiarını yükseltirken:
- İçinde yaşadığımız ekosistemin ve yaşamın bütününü gözetmeksizin atılan her adımın COVID-19 pandemisi örneğinde görüldüğü üzere, insanlığı yıkıma ve felakete sürüklediğini görüyoruz. Ekosistemi korumayı insanın ve gezegenimizin sağlığını korumanın ayrılmaz bir parçası olarak görüyor; iklim değişikliği, çevresel kirlilik, bulaşıcı hastalıklar ve salgınlar, bulaşıcı olmayan hastalıklar, akıl-ruh sağlığı sorunları, yaralanmalar ve işçi sağlığı gibi pek çok toplum sağlığını ilgilendiren konunun/sorunun üstesinden gelebilmek, sağlığı korumanın da ötesinde sağlığı geliştirebilmek için disiplinlerarası bir yaklaşım olan “tek sağlık” yaklaşımını benimsiyoruz.
- Herkes için sağlık hakkını savunurken, bu hakkın ancak eşitsizliklerin ve yoksulluğun ortadan kalktığı, barış ve demokrasinin sağlandığı koşullarda mümkün olabileceğini biliyoruz.
- COVID-19 pandemisinden çıkaracağımız derslerin, henüz geride bırakamamış olduğumuz pandeminin bundan sonraki gidişatını belirlemek ve pandemi sonrasına en az hasarla erişebilmek için önemli olduğunu vurguluyor ve,
- Başta devletler ve hükümetler olmak üzere bu süreçte sorumluluğu olan tüm ulusal ve uluslararası kuruluşları aklın ve bilimin ışığında, halkların çıkarları doğrultusunda kararlar almaya; elde edilen veri ve bilgileri, karar süreçlerinde yol gösterici olması gereken bilim insanları, üniversiteler, uzmanlık dernekleri ve meslek örgütleri başta olmak üzere tüm toplumla şeffaflıkla, doğrulukla paylaşmaya; iş birliği yapmaya davet ediyoruz.
- Pandemi süresince “evde kalma lüksü” olmayan, işyerlerinde, hastanelerde, fabrikalarda, ofislerde çalışmaya devam etmek zorunda olan tüm çalışanlar için gerekli ve yeterli işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin ivedilikle alınmasını; iş ve gelir kaybına uğrayan tüm çalışanların kayıplarının giderilmesini; çalışanlar için evden çalışmanın beraberinde getirdiği ergonomik sorunlar, başta obezite olmak üzere, hareketsiz yaşam biçiminin tüm sonuçları ve akıl ve ruh sağlığı sorunlarıyla başetmesini sağlayacak mekanizmaların oluşturulmasını talep ediyoruz.
- Okul çağı çocuklarının, üniversite öğrencilerinin, öğretmenlerin ve akademisyenlerin eğitim hakkı ve olanaklarından eşit şekilde yararlanmaları için gerekli adımlar hızla atılmadığı takdirde, hem eğitimde derinleşerek varolan eşitsizliklerin, hem de artışı engellenmeyen çocuk ihmal ve istismarının çocuklarımızın, gençlerimizin sağlıklı bireyler olarak gelişimlerini engelleyeceği kaygısını duyuyoruz.
- COVID-19 pandemisi tedavi edici sağlık hizmetlerinin hem birey hem de toplum sağlığı üzerindeki sınırlılıklarını da apaçık bir biçimde ortaya çıkarmıştır. Dünyada ve ülkemizde koruyucu toplum sağlığı hizmetlerini önceleyen, herkes için eşit şartlarda erişilebilir, nitelikli sağlık hizmeti sunan sağlık sistemlerinin yapılandırılmasını acil ve öncelikli kılmaktadır.
- Bu süreçte, aşı üretimi bilgi ve teknolojilerinde dışa bağımlılığın bedelinin, aşı tereddütüne karşı toplum katılımının öneminin, aşı uygulamasında iyi örgütlenmiş birinci basamak sağlık hizmetlerinin değerinin daha iyi anlaşıldığını düşünüyoruz. Bilimsel olarak etkinliği ve güvenilirliği kanıtlanmış aşıların, COVID-19 bağışıklama planı uyarınca, hakkaniyetli bir biçimde toplumun tüm kesimlerine eriştirilmesini istiyoruz.
- Kronik hastalıkları olan bireylerin, engellilerin, 65 yaş üstü bireylerin pandemi sürecinde uğradıkları ayrımcılık, karşılaştıkları hak ihlalleri, başta sağlık ve sosyal hizmetler olmak üzere, her tür hak ve hizmete erişimlerinin önündeki engellerin kaldırılmasını, bilimsel temelli olmayan kısıtlamaların ve uygulamaların sona erdirilmesini bekliyoruz.
COVID-19 pandemisi milyonlarca can aldı, almaya devam ediyor; toplum ruh sağlığına olan etkilerini belki de yıllar boyunca hissedecek, yaralarımızı sarmaya, sağaltmaya çalışacağız. Pandemi öncesinde olduğumuz gibi pandemi süresince ve sonrasında da sadece halk sağlığı profesyonelleri olarak değil halk sağlığı savunucuları olarak da var olacağımızı, bilgi ve donanımımıza uygun işlerde görev almaya her zaman hazır olduğumuzu beyan ediyoruz.