Havadaki polen miktarı 28 yılda yüzde 21 arttı

Çoğunlukla ilkbahar ve sonbahar aylarında mevsim geçişlerinde yaşanan saman nezlesi olarak da bilinen alerjik rinitin her geçen gün daha fazla insanı etkilediği düşünülüyor. Küresel ısınmanın havadaki polen miktarını ve buna bağlı olarak alerjik vakaları artırdığını ifade eden Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Didem Özkan, “Utah Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmada ABD ve Kanada’daki polen sayım istasyonlarından 1990’dan 2018’e uzanan verilere baktılar. Bulgularında, Kuzey Amerika’daki polen mevsiminin ölçülebilir şekilde uzadığını ve kısmen daha sıcak bir iklime bağlı olarak son otuz yılda polenlerin daha bol hale geldiğini gösteriyor. Araştırmaya göre havadaki polen miktarı 28 yılda yaklaşık yüzde 21 arttı” dedi

Alerjik rinitin bazı semptomlarının bu dönemde Covid 19 ile de karıştırılabildiğine dikkat çeken Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Didem Özkan vücuttaki bağışıklık sisteminin herhangi bir yabancı maddeye tepki vermesiyle oluşan alerji semptomlarının özellikle bahar aylarının gelmesiyle birlikte görülme sıklığının arttığını belirtti.

‘Mevsimsel Alerjik Rinit’ (bahar nezlesi) ve ‘Yıl Boyunca Ortaya Çıkan Alerjik Rinit’ olarak iki tip olduğunu belirten Dr. Özkan, havada bulunan polenlerin rüzgârla kilometrelerce uzağa taşındığını ve halk arasında çiçek tozları olarak bilinen polenlerin en sık çayır, ağaç ve ot polenlerinin alerjiye yol açtığını söyledi.

Havada en yoğun oldukları dönemlerin yaşanılan bölgenin bitki örtüsüne bağlı olmakla birlikte nisan, mayıs, haziran ayları olduğunu kaydeden Dr. Özkan, “Polen sayıları soğuk yağmurlu günlerde düşük, sıcak ve kuru havalarda ve özellikle günün erken saatlerinde yüksek düzeyde bulunuyor. Küresel ısınmasının da etkileriyle polen yoğunluğu artıyor ve insanlar polene daha fazla maruz kalıyor” açıklamasında bulundu.

COVID-19’LA KARIŞTIRILABİLİYOR
“Baş ağrısı, duyma, tat ve koku almada kısmen kayıp gibi alerjik rinit semptomları, Covid-19’la karıştırabiliyor” diyen Özkan, sözlerine şöyle devam etti: “Hapşırma, burun tıkanıklığı, burun akıntısı, geniz akıntısı, kaşıntılı ve sulu gözler, göz kapaklarında şişme, ağız, boğaz, kulaklar ve yüzde kaşıntı, boğaz ağrısı, kuru öksürük, gözlerin altında oluşan koyu halkalar, yüz ağrısı yahut basınç hissi gibi semptomlara dikkat edilmeli. Baş ağrısı, duyma, tat ve koku almada kısmen kayıp, yorgunluk ve halsizlik gibi semptomlarsa en çok Covid-19’la karıştırılabiliyor.”

Tanı için hastanın fizik muayenesi ve öyküsünün mutlaka değerlendirilmesi gerektiğini dile getiren Dr. Didem Özkan, ayrıca deri prick testi ve kan tahlillerinin de duruma göre kullanılması gerektiğini anlattı. Korunma için özellikle sabahları polenlerin yoğun olduğu saatlerde aktivitelerin azaltması, hatta kuru ve rüzgârlı havalarda en aza indirmesi tavsiyelerinde bulunarak, gözlük, maske takılması ve özellikle uzun kollu ve bacaklı giysiler giyilmesinin teması azaltacağını söyledi.

İLAÇ KULLANIMINA DİKKAT!
Dr. Özkan, bahar alerjisinin şiddetli yaşanmadığı durumlarda tedavide kullanılan reçetesiz ilaçların belirtileri hafifletmek için yeterli olabildiğine işaret etti. Ancak hasta şikayetlerinin şiddetli olması halinde mutlaka doktorun reçete edeceği daha güçlü ilaçlar kullanılması gerektiğini aktardı.

Yaygın kullanılan etkili ilaçlardan birinin de kortizonlu sprey ve damlalar olduğunu dile getiren Dr. Özkan, “Hastaların bazılarında immünoterapi adı verilen aşı uygulaması yapılır. Alerjik hastalıkların yüzde yüz tedavisi olmamakla birlikte günümüzde ilaç ve aşılama ile hastalık büyük oranda kontrol altında tutulabiliyor” diye konuştu.

 

Alıntı:https://www.haberturk.com/havadaki-polen-miktari-28-yilda-yuzde-21-artti-3402168