Şarbon: Türkiye’de Unutulmaması Gereken Bir Hastalık
Ülkemizde hep var olan şarbon, son zamanlarda yabancı et ithalatı ile tekrar gündeme geldi. Şarbon hastalığının endemik olarak görüldüğü ülkemizde hayvanlarda vakalar her sene görülmekteydi ancak son zamanlarda insanlarda da görülmeye başlaması haklı olarak halkta endişe uyandırdı. Enfeksiyon hastalıklarının %60’ının zoonotik olduğu (hayvanlardan insanlara bulaşabilen) ve bunlarında %75’inin yeni çıkan veya yeniden önem kazanan zoonotik hastalıklar olduğu bilgisinden yola çıkarak şarbon gibi hayvansal kökenli enfeksiyon hastalıklarının kontrolünün sağlanması ve önlenmesi halk sağlığı açısından oldukça önem taşımaktadır.
Şarbon Nedir?
Bacillus anthracis tarafından oluştu¬rulan, esas olarak ot yiyen hayvanların (koyun, keçi, sığır gibi) hastalığı olup insanlara; enfekte hayvanlardan doğrudan veya dolaylı yolla bulaşa¬bilen zoonotik bir enfeksiyondur.
Şarbon Hastalığının Tarihi Süreci:
Hastalığın bulunması milattan önce 700’lü yıllara dayanmaktadır. Ancak bu bakterinin spor oluşturabildiğini Robert Koch 1877 yılında bulmuştur.1881’ de ise Louis Pasteour ilk hayvan aşısını keşfetmiştir.1900’lü yılların başlarında ve 1979 yılında Rusya’da olmak üzere bu etken biyoterör amaçlı kullanılmıştır. Son olarak da hatırlayacağınız üzere 2001 yılında ABD’de şarbon sporu taşıyan mektupların çeşitli adreslere gönderilmesi aracılığı ile biyoterör saldırısı gerçekleşmiştir. Ülkemizde de her görülen şarbon vakasında akla bu terör saldırıları gelmekte ve halkın yetkililer tarafından yeterince aydınlatılmaması insanlarda korku yaratmaktadır.
Şarbon Basilinin Mikrobiyolojik Özellikleri
Şarbon basili; olumsuz koşullarda spor oluşturma eğilimindedir. Bu sporlar; aşırı sıcak, soğuk, ph, kimyasal maddeler, UV ışınlara oldukça dirençlidir. Sporlarının dış ortama son derece dayanıklı olması ve doğada uzun yıllar bozulmadan kalması da şarbonla mücadelenin ne kadar zor ve bir o kadar da önemli olduğunu göstermektedir.
Şarbon Nasıl Bulaşır?
Doğada var olan şarbon sporları hayvanlar tarafından otlama veya su içme sırasında alınır. Hayvan vücudu içinde aktif hale gelen şarbon sporları artık vejetatif hale dönüşmüştür ve insanlar kontamine olmuş hayvanların etlerini yiyerek şarbona yakalanabilirler. Yine doğada bulunan şarbon sporları veya biyoterör amaçlı bırakılan sporlar ile solunumsal şarbon olabilirler. Ayrıca insanlar derilerinde herhangi bir çizik, sıyrık vb. varsa kontamine hayvanın kesilmesi, derisinin yüzülmesi gibi durumlarda deri şarbonu ile hasta olabilirler.
Hayvanlardaki Belirtiler
Ülkemizde özellikle kurban bayramı döneminde artan hayvan kesimleri nedeniyle hayvanlarda ‘ Hangi belirtilerde şarbon akla gelmelidir?’ sorusu önem kazanmaktadır. Bu belirtiler; ateş, iştahsızlık, süt veriminde azalma, yavru atmadır. Hayvanı kestikten sonra kanı pıhtılaşmıyor ve koyu kıvamda ise, normalden farklı kötü bir koku varsa ve hayvanda ölüm katılığı şekillenmiyorsa şarbon hastalığını aklımıza getirmeliyiz.
İnsanlardaki Hastalık Belirtileri
Kutanöz Şarbon (Deri Şarbonu): Dünyadaki insan olgularını %95’ini deri şarbonu oluşturmaktadır. Yapılan bir çalışmada insanların %92’sinin deri şarbonuna enfekte hayvanın kesilmesi, derisinin yüzülmesi gibi işlemlerde yakalandığı bulunmuştur. Bu da demek oluyor ki eğer biz hayvanlarda şarbon hastalığını önleyebilirsek insanlarda şarbon hastalığını da büyük ölçüde önlemiş olacağız. Deri şarbonu tedavi edilirse %1’den az bir ölümcüllük oranına sahiptir.
Gastrointestinal Şarbon( Mide-bağırsak Şarbonu): Enfekte hayvanlardan çiğ veya az pişmiş et yiyen insanlar, gastrointestinal şarbon ile hasta olabilirler. Tedavi ile bile vaka ölüm oranı %25-75’dir.
Solunumsal Şarbon: Ateş, öksürük gibi belirtilerle başlar ve çoğu olgu tanı konulamadan ölür. Vaka ölüm oranı tedavi ile bile %75-90’dır.
Sağlık Bakanlığının Şarbon tedavi algoritmasında da belirttiği üzere eğer şarbonlu olduğu düşünülen kontamine hayvan veya materyal ile temas öyküsü varsa kontamine et yeme öyküsü varsa ya da hayvan kesiminden sonra tipik siyah renkli deri lezyonu gelişmişse derhal sağlık kuruluşuna gidilmeli ve tedavi olunmalıdır.
Dünyada Şarbon
Her yıl 20.000-100.000 insan şarbon olgusu görüldüğü tahmin edilmektedir. Ilıman iklim koşullarına sahip birçok bölgede görülür. En sık olarak Hindistan Yarımadası, Afrika, Ortadoğu, Orta ve Latin Amerika ve Karayip Adalarında görülür.
Türkiye’de Şarbon
Türkiye; şarbonun endemik olarak görüldüğü ülkeler arasındadır. Son 20 yılda dünyada azaldığı gibi ülkemizde de hem hayvanlarda hem insanlarda şarbon vakaları azalmıştır. Türkiye’de en çok Doğu Anadolu illerinde görülmektedir.
Tablo 1.Türkiye’de 2008-2017 yılları arasındaki şarbon vaka sayıları,morbidite hızları
Şarbon ile Mücadelede Neler Yapılmalı? Ne gibi Önlemler Alınmalı?
Ağustos 2018 tarihinde yurtdışından ithal edilen hayvanlardan sonra ülkede çeşitli yerlerde şarbon tespit edilmesi ile hastalık Türkiye’de tekrar gündeme geldi. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın Brezilya’dan gelen Julia AK adlı gemideki hayvanlarda hastalık olmadığına ancak hayvan refahının ihmal edildiğine dair basın açıklaması yapması ile ithalat sürecinde hayvan refahının sağlanmadığı görülmüştür. Hayvanlarda hastalık etkeni bulunmasa da hayvan refahına uygun olmayan zorlu ve olumsuz şartlarda uzun süre gemi yolculuğu hayvanların hastalanması için ortam hazırlar. Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından hayvan ithalatı sırasında hayvan refahına uygun şartlar sağlanmalıdır.
Tarım ve Orman Bakanlığı’nın yükselen kırmızı et fiyatlarını düşürmek için yurtdışından et ithal etmesi bu hayvanların veteriner kontrollerinin tam olarak yapılıp yapılmadığı, bu hayvanların gerekli sağlık taramalarından geçip aşılarının tam yapılıp yapılmadığı gibi sorunları akla getirmektedir. Türkiye gibi kendi kendine yetebilen ve hayvancılığın yaygın olarak yapıldığı bir ülkede yurt dışından kontrolsüz bir şekilde hayvan ithal edilmesi ve halkın sağlığının tehlikeye atılması kabul edilemez bir durumdur. Devlet tarafından hayvancılıkla uğraşan kesime maddi destek sağlanmalı ve yerli üretim desteklenmelidir. Ayrıca hayvanların çiflikte yetiştirilmesinden soframıza hayvansal ürün olarak gelmesine kadar gıda güvenliği açısından izlenebilirliği sağlanmalıdır.
Şarbon gibi ortadan kaldırılması (eradikasyonu) zor olan zoonoz hastalıklarla yetkin bir mücadele ancak merkezi bir planlama doğrultusunda sorumlu kamu kurumlarının aktif bir işbirliği ile yürütülebilir.
Bu işbirliği, sağlığı geliştirme ve korumaya dayalı birinci basamak sağlık hizmetlerinin planlanması ve kamusal bir hak olarak sunulması, hayvancılığın kamulaştırılması, yaygın ve etkili kamusal veteriner hekimlik hizmetinin örgütlenmesi ve hayvancılığın yeterli hale getirilmesi gibi başlıklarda toplanabilir.
İnsan şarbon olgularının görülmemesi ve hayvan şarbonunun kontrol altında tutulabil¬mesi için kurumlar arası “sıkı” işbirliği ve bilgi paylaşımına özellikle hastalığın görüldüğü yer-lerde;
• Hayvanların şarbona karşı aşılanmalarına (en az 5 yıl süreyle)
• Kontrolsüz hayvan hareket¬lerinin önlenmesine
• Hastalığın çıktığı bölgeler¬de hayvanlarda karantina uygulanmasına
• Vete¬riner hekim kontrolü olmayan mezbaha dışı kaçak hayvan kesimlerinin önlenmesine
• Şarbon aşısının diğer aşılarla kombine edilmesine ve geliştirilmesine yönelik çalışmaların devamına ve titizlikle takibine ihtiyaç vardır.
Tek dünya tek sağlık konseptinde hedeflenen başarıya ulaşılabilmesi için ülkemizde uluslararası girişimlere paralel olarak; ulusal ve uluslararası düzeyde tıp hekimlerinin ve veteriner hekimlerin işbirliği içerisinde, eğitim, mevzuat ve uygulamaya ilişkin çalışmaları yapması gerekmektedir.
KAYNAKLAR
1. “WHO | Anthrax,” WHO, 2018.
2. Centers for Disease Control and Prevention, “Basic Information | Anthrax | CDC.” [Online]. Available: https://www.cdc.gov/anthrax/basics/index.html. [Accessed: 08-Oct-2018].
3. H. S. G. Müdürlüğü, “Zoonotik ve Vektöryel Hastalıklar Dairesi Başkanlığı,İstatistik.” [Online]. Available: https://hsgm.saglik.gov.tr/tr/zoonotikvektorel-sarbon/istatistik. [Accessed: 17-Oct-2018].
4. Bilim ve Aydınlanma Akademisi, “Toplum Sağlığını Geliştirme ve Koruma Bilim Alanı,” Türkiye ’ Şarbon Ne Ilk ne son olacaktır !, pp. 1–8, 2018.
5. Türk Tabipler Birliği, “Tek Dünya Tek Sağlık | TTB.” [Online].[Accessed: 22-Oct-2018].
6. “OneHealth: OIE – World Organisation for Animal Health.” [Online]. [Accessed: 22-Oct-2018].
1992 yılında Çorum’da doğdum. İlköğretimi Çorum Atatürk İlköğretim Okulu’nda, ortaöğretimimi Çorum Mustafa Kemal İlköğretim Okulu’nda tamamladım. Lise eğitimimi Çorum Anadolu Öğretmen Lisesi’nde aldım. 2011 yılında Afyon Kocatepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne girdim ve 2017 yılında mezun olarak bu okuldan diplomamı aldım. 9 Kasım 2018 de mecburi hizmetimi yapmak üzere Çorum ili İskilip ilçesi İskilip Atıf Hoca Devlet Hastanesi Acil Servis’e pratisyen hekim olarak atandım. 6 aylık bir mecburi hizmet süresi sonucu 2018 Şubat TUS’u ile şuan ki görev yerim olan Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı’nda araştırma görevlisi olmaya hak kazandım ve halen burada çalışmaktayım.