Maymun çiçeği hastalığı; maymun çiçeği virüsünün yol açtığı, hayvandan insana ve insandan insana bulaşabilen bir hastalıktır. İnsandan insana bulaş mekanizması olarak; enfeksiyöz yaralar, kabuklar ve vücut sıvıları ile yakın temas, enfeksiyöz materyalle kontamine olmuş çarşaf gibi eşyalarla temas, uzun süre yüz yüze temas (solunum salgıları ile temas veya damlacıklara maruz kalmak) ve gebeden fetüse geçiş düşünülmektedir. Hastalığın başlangıcından, yaraların kabuklanıp tamamen epitelizasyonu gerçekleşene kadar kişiler bulaşıcı kabul edilmektedir. Kesin tanı PCR ile konulur.
Hastalığın kuluçka süresi 4 ile 21 gün arasında değişebilmektedir. Sonrasında; genellikle tipik olarak 5 güne kadar sürebilen ve ateş, halsizlik, baş ağrısı, kas ağrıları, lenf bezlerinde şişme ile kendini gösterebilen prodromal (ön belirti) dönem yaşanır. Yüzde, el ve ayak tabanlarında daha sık olmak üzere bütün vücutta görülebilen içi sıvı dolu döküntüler, genellikle ateşin ortaya çıkmasından sonra 1-4 gün içinde başlayıp 2-3 hafta boyunca devam edebilmektedir. Döküntüler genelde ağrılıdır, ancak iyileşme sürecindeki döküntüler kaşıntılı olabilir.
Hastalığın oluşturduğu salgının kontrolünde hastaları sağlıklı bireylerden ayırma (izolasyon), karantina ve sürveyans sisteminin etkin çalışması gerekmektedir. Ayrıca maskeler maymun çiçeğinin yayılmasını önleyebilir. Uzun süreli yüz yüze maruz kalma durumlarında maymun çiçeği virüsü solunum yoluyla yayılabilir. Bu nedenle enfekte hastalarla yakın temas kurması gereken kişilerin ve sağlık çalışanlarının hastalanmalarının önüne geçmek için maske yararlı olabilir. Hastalığa karşı çeşitli ilaçlar ve aşılar kullanılmaktadır. Çiçek hastalığına karşı bağışıklamanın da hastalığı engellemede veya asemptomatik (belirtisiz) geçirilmesinde etkili olduğu düşünülmektedir.
Nasıl oluyor da çiçek hastalığına karşı yarım yüzyıldan önce geliştirilen bir aşı, bugün maymun çiçeği hastalığına karşı da etkili olabiliyorken; sadece bir yıl önce geliştirilmiş COVID-19 aşılarının sürekli güncellenmesi ya da aralıklarla tekrar aşılama yapılması gerekiyor? Çünkü virüsler mutasyona uğrayarak zaman içinde dikkate değer bir değişme yeteneğine sahiptir; sadece farklı virüsler için değişim hızı farklıdır. Maymun çiçeği virüsündeki bir DNA virüsüyken SARS-CoV-2’de virüsü RNA virüsüdür. COVID-19’a neden olan SARS-CoV-2 virüsü de dahil olmak üzere RNA virüsleri, maymun çiçeği gibi DNA virüslerinden genel olarak çok daha hızlı mutasyona uğrama eğilimindedir. Bu da maymun çiçeği hastalığını kontrol etme şansımızın COVID-19 hastalığından çok daha fazla olduğunu gösteren bir veridir.
Son elli yıldaki maymun çiçeği hastalığı sayılarına ve son iki aydaki hızlı vaka artışına baktığımızda; maymun çiçeği hastalığı, devam eden COVID-19 pandemisi ile karşılaştırılabilir bir tehdit düzeyine henüz ulaşmamıştır. Bu nedenle Türk Tabipleri Birliği (TTB) olarak salgının kontrol altına alınacağı konusunda ihtiyatlı bir iyimserlik içindeyiz; ancak maymun çiçeği hastalığı hakkında farkındalığın ve beklenmedik durumlara hazırlıklı olmanın önemine de üç nedenden ötürü vurgu yapıyoruz.
Birinci neden; 2022 Mayıs’ının başından bu yana 50’den fazla ülkede 4000’den fazla maymun çiçeği vakasının tespit edilmesi ile bu viral hastalığın yayılması alarma neden oldu; çünkü bu ülkelerin çoğunda bu yıla kadar sürekli olarak maymun çiçeği bulaşı görülmemekteydi.
İkinci neden; bugüne kadar devam eden epidemiyolojik araştırmalarda, vakaların Afrika’daki maymun çiçeği endemik bölgelerine önemli seyahat bağlantılarının olmamasıdır. Bu durum, maymun çiçeği virüsünün bir süredir Avrupa’da tespit edilmeden yayıldığını ve virüsün insandan insana bulaşının enfekte asemptomatik veya semptomatik kişilerle yakın fiziksel temas nedeniyle olduğunu gösteriyor olabilir.
Üçüncü neden; bir çalışmada maymun çiçeği virüsünün beklenenden daha fazla mutasyon geçirdiği ortaya konulmuş olsa da son iki aydaki hızlı vaka artışının maymun çiçeği virüsünün bulaşma özelliklerindeki değişiklikten mi yoksa artan virülanstan mı kaynaklandığının net olarak belirlenememesidir.
Tüm bunlara dayanarak, maymun çiçeği hastalığının halk sağlığı açısından önemi hafife alınmamalıdır.
Sağlık Bakanı, Türkiye’de maymun çiçeği hastalığının ilk defa 37 yaşındaki bir hastada tespit edildiğini 30.06.2022 tarihinde açıkladı. Şimdiden sonra önemli olan bakanlığın enfekte kişi başına ortalama ikincil vaka sayısını 1’in altına nasıl düşüreceğidir.
Genel olarak müdahale olmadan, herhangi bir ülkede 3 vaka 18 ikincil vakaya; 30 vaka 118 ikincil vakaya ve 300 vaka 402 ikincil vakaya neden olabilir. Bu nedenle izolasyon ve temaslı takibi önemlidir. Nitekim, ilk üç vakanın tespitinin ardından semptomatik vakaların izolasyonu ve temaslı takibi ikincil vaka sayısını %72,2; 30 vakanın ardından %66,1; 300 vakanın ardından %68,9 oranında azaltabilecektir. Temaslı takibi ve temaslı aşılaması birlikte ilk üç vakanın ardından ikincil vakaların sayısını %77,8; 30 vakanın ardından %78,8 ve 300 vakanın ardından %86,1 oranında azaltabilecektir.
Dolayısıyla Sağlık Bakanlığı olağandışı bir durum olduğunu kabul edip ciddiyetle aşağıdaki önlemleri ivedilikle almalı ve hali hazırdaki önlemleri gözden geçirmelidir.
Sağlık Bakanlığı;
- Zaman kaybetmeden Bulaşıcı Hastalıkların İhbarı ve Bildirim Sistemi Hakkında Tebliğ’de değişiklik yaparak maymun çiçeği hastalığını bildirimi zorunlu bir hastalık olarak listelemelidir.
- Enfekte hastaları izole etmelidir.
- Temaslı takibi ile olası yeni vakaların tespitini erken yapmalıdır.
- Uygun enfeksiyon önleme ve kontrol önlemlerinin uygulanmasını sağlamalıdır.
- Paniğe neden olmayacak biçimde sağlık çalışanları başta olmak üzere toplumun geneline yönelik eğitim ve bilgilendirme çalışmaları planlamalı ve yapmalıdır.
- Riskli ve temaslı kişilere yönelik bir aşı programı planlamalı ve uygulamalıdır (Halihazırda iki farklı aşı seçeneği mevcuttur; ACAM2000 ve JYNNEOS).
- Hastalar için ilaç teminini gerçekleştirmeli, semptomları olabileceğinden endişe duyan herkesin sağlık hizmetlerine erişebileceğini hissetmesini sağlamak için, maymun çiçeği hastalığı ve şüpheli maymun çiçeği hastalığının teşhis ve tedavisini tamamen ücretsiz yapmalıdır.
Bütün sürecin, TTB başta olmak üzere ilgili emek ve meslek örgütleriyle birlikte bilimsel ve şeffaf bir anlayışla yürütülmesi; COVID-19 salgınında on binlerin kaybına neden olan yanlışların yeniden yapılmasını önleyerek, topluma da güven verecektir.
Türk Tabipleri Birliği Pandemi Çalışma Grubu
Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi