Sağlıkta başarısızlık tablosu: Sağlık sistemi yorgun

Kamu sağlık sisteminden hizmet almak her geçen gün zorlaşıyor. ATO, Sağlık İstatistik Yıllığı Haber Bülteni’ndeki verilerde sistemdeki sorunların gözler önünde olduğunu belirterek “Hekime başvuru patladı. Özel sektör 2 kat büyüdü. Aşı reddi artıyor, depolarda aşı bulunmuyor” dedi.

Bu yılın bitmesine kısa bir süre kalan Sağlık Bakanlığı tarafından 2023 Sağlık verileri sınırlı bir şekilde paylaşıldı. Ankara Tabip Odası, Sağlık İstatistikleri yıllıklarından farklı olarak, ön bilgilendirmeye yönelik Sağlık İstatistikleri Yıllığı 2023 Haber Bülteni’nin yayımlandığı haliyle bile sağlık sistemindeki sorunları gözler önüne serdiğine dikkat çekti. Açıklamada “Son 20 yılda içerisinde hekime müracaattaki 5 katlık kışkırtılmış sağlık talebi patlaması, 121 bini geçen sağlıkta şiddet vakalarından ağır çalışma koşullarına, pek çok sorunun temelinde yer alan bir faktördür” denildi.

ATO tarafından yapılan açıklamada, sağlık sistemini piyasalaştırarak hizmet sunumundaki niteliği düşüren, buna karşılık iş yükünü artırarak çalışma koşullarını ağırlaştıran Sağlıkta Dönüşüm Projesi’nin yıkıcı etkilerinin daha net görüldüğü belirtildi.

5 KAT ARTIŞ
Her bir yurttaşın sağlık hizmetlerinden yararlanmak amacıyla ortalama 11,4 defa herhangi bir sağlık kurumuna başvurduğu anımsatılan açıklamada, özetle şu ifadelere yer verildi:

“Teşhis ve tedavi süreçlerinin uzamasının işareti olduğu gibi, akılcılıktan ve bilimsellikten uzaklaşan sağlık politikalarındaki başarısızlığın da ifadesidir. 2002 yılında tüm basamaklarda hekime müracaat 208 milyon 966 bin iken, 2023 yılına geldiğimizde 1 milyara dayanmıştır. Birinci, ikinci ve üçüncü basamakta toplam 973 milyon 519 binlik astronomik ve olağanüstü bir başvuru seviyesiyle karşı karşıyayız. Sağlık sisteminin bu yükü kaldırması çok zordur.

Son 20 yılda içerisinde hekime müracaattaki 5 katlık kışkırtılmış sağlık talebi patlaması, 121 bini geçen sağlıkta şiddet vakalarından ağır çalışma koşullarına, pek çok sorunun temelinde yer alan bir faktördür. Hastane ve hekime başvuru sayılarının artışı sistemi kilitleyerek muayene sürelerini 5 dakikaya ve altına çekiyor, kimi branşlarda randevu krizine neden oluyor. 2002 yılında 774 kamu hastanesi, 50 üniversite hastanesi, 271 özel hastane varken; 2023 yılı itibariyle 933 kamu hastanesi, 68 üniversite hastanesi, 565 özel hastane faaliyet gösteriyor. Özel sektör, kamu sektörüne göre 20 yılda 2 kattan fazla büyürken, sağlık sektörünün üçte birini kontrol ediyor. Kızamık vakalarında kritik artış dikkat çekiyor.

AŞI REDDİ ARTIYOR
2022 yılında 103 vaka görülmüşken, 2023 yılında 5 bin 88 kızamık vakası kayıtlara geçti. Bunun 3 bin 571’i yerli, bin 517’si yabancı vakadır. 5 bin üzerindeki vaka sayısına rağmen, yüzde 2-15 oranında ölüme yol açan kızamıktan Türkiye’den hiç ölüm bildirilmemesi ise gerçeklikten uzaktır. ASM’lerde çalışan meslektaşlarımızdan edindiğimiz bilgilere göre tetanoz, Hepatit B, kızamık ve KKK (Kızamık, kızamıkçık ve kabakulak) aşılarının tedarikinde ve dağıtımında dönemsel sorunlar devam ediyor. Aşının bulunamaması sorununa aşı reddi eşlik ediyor. Sağlıkta muhafazakârlaşmanın ve gericileşmenin yansımalarından birisi olan aşı reddi artıyor. Uzmanlık derneklerinin verilerine göre toplumsal bağışıklamayı sekteye uğratan, çocuklarına aşı yaptırmayı reddeden ailelerin sayısı son altı yılda 130 kat arttı. Bebek ölüm hızı ve anne ölüm oranları yükseldi.

Hekimlik mesleği, ağır çalışma koşulları altında yıpratılıyor. Piyasacı ve popülist politikalar sonucunda tıp etiği değerlerinin alaşağı edildiği bu dönemde çektiğimiz fotoğraf ile şunları görüyoruz: Başvuru patlaması sağlık sistemini yoruyor. Anne-bebek ölümleri oranları yükseliyor. Okula aç giden, yetersiz ve dengesiz beslenme nedeniyle gelişim sorunları yaşayan çocuk nüfusu artıyor. Aşı reddi dâhil olmak üzere, gerici tıp uygulamaları ve yetersiz aşılama toplumsal sağlığı açısından risk yaratıyor.

ÜLKENİN İHTİYACI KAMUCU SAĞLIK SİSTEMİ
Ülkemizin ihtiyacı; piyasa-yönelimli Sağlıkta Dönüşüm Programı yerine, eşitlikçi ve kamucu sosyalleştirme ilkelerini esas alan, laik, bilimsel ve çağdaş sağlık sistemidir. Yoksullaşmanın, gelirde ve vergide adaletsizliğin yoğunlaştığı bu dönemde sosyoekonomik eşitsizlikler daha da derinleşirken, nitelikli sağlık hizmetini ve sosyal güvenliği sağlayacak politikalar hayata geçirilmelidir.”

 

Alıntı: birgun.net