Topuk Kanı Taramasının Gerekliliği Üzerine Etik Kurul Görüşü

Sağlık hizmetlerinde gözetilen etik değerler açısından sağlık çalışanlarının birincil etik yükümlülüğü, insanlık onuruna saygı göstermek ve hastanın yüksek yararını göz önünde bulundurarak tutum almaktır.

Tıp etiğinin temel ilkelerinden biri olan “hasta özerkliğine saygı”; tedavi süreçleriyle ilgili kararlarda bireyin kendileriyle ilgili verilen kararlara katılımı anlamına gelir. Özerklik hastaları kendilerini, kendi çıkarlarını en iyi bilecek kişiler olarak kabul eder. Bununla birlikte bir kişinin “özerkliği”nden söz edebilmek için bireyin özgür ve herhangi bir dış baskı altında kalmadan, bağımsız olarak kendi başına düşünebilme, kendi hakkında karar verebilme ve bu karara dayanan bir eylemde bulunabilme yeterliliğinin var olması gerekmektedir. Kişinin kendisiyle ilgili karar veremeyeceği durumlarda yapılacak tıbbi bir değerlendirme/müdahale hakkında yasal temsilcilerinin bilgilendirilmesi ve onamlarının alınması gerekli olabilir.

Çocuklar söz konusu olduğunda Çocuk Hakları Sözleşmesi verilecek kararlarda çocuğun üstün yararının, yaşam, gelişme, söz ve korunma hakkının esas alınacağını, devletler ve erişkin bireylerin, çocukların sağlıklı gelişimi, güzel bir sosyal çevrede büyümesi, temel ihtiyaçlarının giderilmesi, sağlıklı beslenmesi, her türlü istismar, ihmal ve sömürüden korunması ve rehabilitasyonunu sağlamakla yükümlü olduğunu belirtmiştir. Çocukların korunması ilkesi de çocukların zararlardan korunmasını, zarar görme riskine maruz bırakılmamasını ve böylesi herhangi bir riskin bildirilerek derhal gerekenlerin yapılmasını içerir. “Eğer hastanın yasal temsilcisi ya da hastanın yetki verdiği bir kişi, hekimin hastasının yararına olacağını düşünerek önerdiği bir tedaviyi engellerse, hekim bu kararın değiştirilmesi için ilgili yasal makamlara ve diğer kurumlara başvurmalıdır.”

Yeni doğan çocuklarda topuk kanı alarak yapılan taramalar ile fenilketonüri başta olmak üzere önemli hastalıklar saptanmakta, çocukların yaşamı ve sağlığı korunmaktadır. İhmal edilebilir derecede bir riske sahip bu basit uygulama ile örneğin belli bir enzim eksikliği nedeniyle bebeğin kanında fenilketonüri saptandığında, bebekte ileri derecede zeka ve fizik gelişim geriliği gibi çok daha büyük bir zararın oluşması önlenebilmektedir. Yeni doğan çocuğun kendi yararını gözeten özerk bir karar alamayacağı ve devletlerin de çocuğun yaşam, gelişme ve korunma hakkını koruma ödevi olduğu dikkate alındığında devlet çocuğun üstün yararına göre hareket edildiğini güvence altına almalıdır. Yeni doğan çocukların yasal temsilcilerinin çocuğun yaşamı, sağlığı ve gelişimiyle ilgili ciddi riskler taşıyan kararlar verdiğinde devletin bebeğin yaşam hakkını ve sağlık hakkını korumak için gereğini yapma yükümlülüğü doğar.

Çünkü çocuklar hepimizindir.

Sekiz yaşında katledilen Narin Güran ve benzeri pek çok olayda tam da bu nedenle toplumca infial yaşarız.

Bizi toplum yapan da budur.

Bu nedenle Türk Tabipleri Birliği Etik Kurulu;

  • Fenilketonüri başta olmak üzere önemli hastalıkları saptamak için bebeklerden topuk kanı taraması yapılması uygulamasının etik açısından doğru olduğunu belirtir.
  • Sağlık Bakanlığı’nın yerel mahkeme kararını istinaf mahkemesine taşıyarak yaşam ve sağlık hakkını sahiplenmesini destekler.
  • Topuk kanı taramasına izin verilmemesinin Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 19. maddesini ihlal edeceği ve devletin bunu engelleme yükümlülüğü bulunduğunu anımsatır.
  • Şarlatanların insan sağlığını sömürmesine karşı Sağlık Bakanlığı’nı ve ilgili makamları göreve çağırır.
  • Adaleti bilimsel bilgi ve temel haklara dayanarak tesis etmeleri beklenen yargı kurumlarının toplum nezdindeki güvenlerini korumalarının önemini özellikle vurgular.

Türk Tabipleri Birliği Etik Kurulu

 

Alıntı: ttb.org.tr