Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve 46 tabip odası ‘yenidoğan çetesi’ skandalının sağlıkta ticaretin ve piyasalaşmanın ölüm getirdiğini ortaya koyduğunu belirterek, sorumluların hesap vermesi çağrısını yineledi. Hekimler uygulanan sağlık politikalarının iflas ettiğini söyledi.
TTB’de bugün düzenlenen basın toplantısında TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Alpay Azap, konuyu gündemde tutmayı sürdüreceklerini söyledi.
TTB ve tabip odalarının hazırladığı ortak açıklamayı TTB Merkez Konseyi İkinci Başkanı Prof. Dr. Pınar Saip okudu.
Ortak açıklamada özetle şunlar söylendi:
*Sağlıkta Dönüşüm Programı ile sağlık sistemine giren açgözlü ticaretin kurbanı ailelerin, bebeklerin, etik değerlere bağlı meslektaşlarının ve sağlık çalışanlarının yanındayız.
*Olay hekimlik değerleri bir yana, insanlık değerleri ile bağdaşmayacak nitelikte ve hiçbir gerekçe halk sağlığını riske atmayı hekimlik değerlerinin ayaklar altına alınmasını haklı çıkarmaz. İstanbul Tabip Odamız konuyla ilgili resen soruşturma başlattı. Onur kurulumuzun olayı titizlikle ve en hızlı şekilde soruşturarak gereken cezaları vereceğinden kimsenin şüphesi olmamalı.
*Yürütme ve denetim görevini elinde tutan İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü ve Sağlık Bakanlığı yetkililerinin görevlerini ihmal ettikleri, yıllardır sürdüğü anlaşılan bu tezgahın geç ortaya çıkmasından sorumlu oldukları iddianameden anlaşılıyor.
Erdoğan’ı da göreve davet ettiler
*Tüm sorumluların adalet önünde hesap vermeleri gerekiyor. Sağlık Bakanını sorumlu davranarak gereğini yapmaya, bir bürokrat olan bakanı o göreve atayan Cumhurbaşkanını da göreve davet ediyoruz.
*Diğer yandan bu olayın, ülkemizde hekimlerin ve sağlık çalışanlarının hemen tamamının her koşulda büyük özveriyle ve sadece halkın sağlığı için çalıştığı gerçeğini gölgelememesini istiyoruz. Topluma karşı görevini en iyi şekilde yapmaya çalışan meslektaşlarımızın ve tüm sağlık çalışanlarının arkasındayız.
*Bu vahim olay birkaç vicdan ve ahlak yoksunu sağlık çalışanının, hastane yöneticisinin suça karışmasından ibaret olmadığı gibi bu kişilerin cezalandırılmasıyla geçiştirilecek ve telafi edilecek nitelikte de asla değildir. Bunu çok aşan ve sistemle ilgili ciddi bir sorunla, ülkemizde yıllardır uygulanan sağlık politikalarının iflasıyla karşı karşıya olduğumuz açık.
Sağlıkta Dönüşüm Programı sistemi çökertti
*Yaşananlar yıllardır kamuoyunu ve yetkilileri uyardığımız bir gerçeği, Sağlıkta Dönüşüm Programı doğrultusunda uygulanan politikaların halkın yararına olmadığı ve sağlık sisteminde yıkıcı sonuçları olduğu gerçeğini inkar edilemeyecek şekilde ortaya koydu.
*Sağlık hizmetini sıradanlaştıran, niteliğe değil niceliğe önem veren, hastaneleri ticarethane ve hastaları müşteri haline getiren, sağlığı piyasa kurallarına teslim eden Sağlıkta Dönüşüm Programı sağlık sistemimizi çökertti.
*Halk sağlığına, hekimlik değerlerine ve sağlık çalışanlarına zarar veren, ülke kaynaklarının bir avuç insanın çıkarına boşa harcanmasına yol açan ve bu son olayda gördüğümüz gibi insanlık değerlerinin ayaklar altına alınmasına neden olan politikalar bir an önce terk edilmeli.
*Ülkemizin maddi ve insan kaynaklarının halkın ihtiyacı olan eşit, ulaşılabilir, ücretsiz ve nitelikli sağlık hizmeti sunan bir sağlık sistemi kurmaya yeteceğini biliyoruz. Yöneticileri, halkın sağlığını piyasanın insafına bırakan sağlık politikalarını bir kenara bırakarak, koruyucu hekimlik ve birinci basamağın güçlendirildiği, sağlık çalışanlarının güvenli ve güvenceli çalışabildiği, sağlık hizmetinin niteliğinin ve topluma katkısının değerlendirildiği bir sağlık sistemini hayata geçirmeye çağırıyoruz.
Öneri ve talepleri
*Olaydan doğrudan etkilenen ailelere ve adı geçen hastanelerde bebekleri takip edilmiş olan tüm ailelere gerekli açıklamalar yapılmalı, ihtiyaç duydukları her tür destek sağlanmalı.
*Gerekli denetimleri yapmayarak vahim sonuçlara neden olan kamu yetkilileri gereğini yapmalı, kanun önünde de hesap vermeli.
*Olaya karıştığı için kapatılan hastaneler kamuya devredilerek tekrar açılmalı, burada çalışan meslektaşlarımızın ve sağlık çalışanlarının hakları korunmalı.
*Tüm ülkedeki 112 kayıtları geriye dönük incelenerek benzer çetelerin varlığı araştırılmalı.
*Meclis’te araştırma komisyonu kurulmalı ve konu tüm yönleriyle araştırılmalı.
*Konuyla ilgili tüm yasal ve idari süreçler açık ve şeffaf bir şekilde yürütülmeli.
*Sağlıkta Dönüşüm Programı’ndan, sağlığın ticarileşmesinden, hizmet alımından ve taşeronlaştırılmasından derhal vazgeçilerek sağlıkta sermaye çetelerinin varlığına son verilmeli.
Alıntı: diken.com.tr