Yazının başlığı 2012’de yayımlanmış ve Türkçe çevirisi Cem Terzi tarafından yapılarak 2014 Şubat’ta basılmış bir kitabın adı.
Kitabın içeriğinde değindiği başlıklar üzerinde birçok tartışma yürütmek mümkün*, bu da ilgilisi için kitabı “mutlak okunması gerekenler” sırasına aldırıyor.
ULUSLARIN SAĞLIĞI - Yeni Bir Ekonomi Politiğe Doğru
“İlgilisi” kim?
Bu düzeni değiştirmek isteyen ve gezegenimizin geldiği noktadan “endişe duyan” ve yaşamın “sağlıklı” olmasını isteyen herkes!
Tahmin edileceği gibi sağlıklı sözcüğü tıbbi anlamının ötesinde ama onu da içeren bir bütünlüklü arayışı, hedefi tanımlıyor.
“Yerel sağlık sorunları ve çözümlerinde karar verme süreçlerinin ‘yerelleştirilmesi’ de oldukça değerlidir. Tabii ki sağlık hizmetlerinde her karar yerel çerçevede oluşamaz; söz gelimi her birkaç bin kişi için bir eğitim hastanesi yapılamaz. Fakat çoğu sağlık ve sağlık hizmeti sorunu yereldir ve sağlık hizmetinde oldukça yaygın olan yukarıdan aşağıya yapılanma yerine aşağıdan yukarıya bir yapılanma yaratmak kuşkusuz çok iyi olacaktır”.
Yerel seçim arefesinde bu paragrafın farklı biçimlerde de olsa başta sol partiler olmak üzere adayların çoğunun bildirgelerinde katılım/katılımcılık olarak yer aldığını, “katılımın” görünürde aynılaştığını ve sıradanlaştığını söyleyebiliriz.
Yukarıdaki alıntının hemen devamında yer alan paragrafın ilk cümlesi şöyle başlıyor: “Kilit, ekonomi politiktir.”
Yani? “İlki, sağlık hizmetinde kaynakların dağıtılması üzerinde şu anda kim güç kullanıyor; ikincisi, konunun ekonomi politiğin alanı içerisinde olduğuna dair geniş bir farkındalık yaratılması; ve üçüncüsü, gücü vatandaşlara devrederek sağlık sektörünün doğasını, finansmanını, ilkelerini ve öncelikleri değiştirmek için çaba gösterilmesi”.
Kendi deneyimlerimizden de biliyoruz ki sağlık söz konusu olunca öncelik belirlemede yaygın tutum hastalıklarla işe başlamaktır.
Bu kaçınılamayan bir doğal eğilimdir ve aksi hemen neredeyse tartışıl(a)maz bile. Bu ise kaynakların hastalıklara yöneltilmesi zorunlu sonucunu doğurur.
Kuşkusuz hastalara kelimenin gerçek anlamıyla eşit, gereksinimi olanları önceleyen ve ücretsiz bir sağlık hizmeti sunumu küçümsenmeyecek çok önemli bir adımdır ama ne yazık ki sağlığı sağlık hizmetine daraltma sakıncasını da içerir.
O halde sağlıkta “kilit ekonomi politiktir” ifadesini karşılayan doğru soruyu tartıştırarak süreci değiştirmek için çabalamak “kilit” öneme sahiptir. Eğer böyleyse bu kitap vesilesiyle kısa süre önce dikkate sunulan “Kim hasta ediyor bizi?” sorusunun “işe yarar”lığını tartışma gündemine sunabiliriz.
Soru, halkın sağlık denilince yaygın öncelik belirleme tutumunu (hastalık) yadsımamakta, hatta katılarak ortaklaşmaktadır. Daha ötesi hasta olanın sıklıkla “biz” olduğunu da söyleyerek biz ve onlar temelinde sınıfsal bir ayrımı üstü örtülü ifade etmekte ama daha kritik olarak “Ne hasta ediyor bizi?” yerine “Kim?” sözcüğünü kullanarak yanıtın kirli hava, kirli su, bozuk gıdaları aşan bir öznede cisimleşmesini hedeflemektedir.
Kim’e verilecek yanıt kuşkusuz ne’den (Ne hasta ediyor bizi?) geçmek durumunda: kirli hava, su vb.
Ama kritik olan, kitaptaki ifadeyle söylersek, sağlıkta (da) “kaynakların dağıtılması üzerinde şu anda kim güç kullanıyor?” meselesidir.
Hastalıkla sınırlanmayan, önceliği bizi hasta eden nedenlerin düzeltilmesine yönelten ama burada da “asıl” meselenin kaynakların dağıtımında egemen olan ve kim sorusunun nihai yanıtı olan sermaye iradesine karşı halkın iradesini koyabilmek.
Hemen büyük çoğunluğu yerelde çözümlenebilecek olan ve çözümlenmesi gereken sağlık sorunlarının çözümüne katılımı davet eden yaklaşım “Kim” sorusunu içermediği ölçüde kaynakların dağıtımına müdahil olma perspektifinden uzaklaşacak ve o ölçüde de (sınıfsal olarak) kimliksizleşecektir.
Gavin Mooney’in kitabının Türkiye’de tartışmasını yürüteceğimiz umuduyla kitabı çeviren Cem’in emeğine sağlık diyorum. (EB/HK)
* Yazar Gavin Mooney kitabın en başta yer alan iki sayfalık teşekkür bölümünde “benim sorun ettiğim konu ticari tıp ve tabip birliklerinin politikalarıdır” diyerek tabip birlikleri konusunda seçici algıya sahip benim gibi kişilerin merakını uyandırıyor. O’nun bu konudaki genel görüşleri ışığında “bizim” Türkiye pratiği (Türk Tabipleri Birliği) ayrı bir yazı konusu olmayı hak ediyor.
13 Mart 2014 Bianet.org yayınlanmıştır