Son dönemde artan uyuz vakaları ile ilgili uzmanlar uyarılarda bulundu. Hastalığın tedavisinde doktor önerilerine uyulmasının önemli olduğunu belirten uzmanlar, insandan insana bulaştığını söyledi.
Son dönemde özellikle sosyal medyada uyuz vakalarının arttığı yönünde paylaşımlar yapılıyor. Uzmanlar da sahadan aldıkları bilgilere göre, uyuz vakalarında artış görüldüğünü teyit ediyor ancak net rakam veremiyorlar. Zira, Sağlık Bakanlığı ya da başka bir resmi kurumun konuyla ilgili açıkladığı bir veri yok.
Durum böyle olunca uyuz vakalarındaki artışın sebebiyle ilgili net bilgi elde edilemiyor. Ancak uzmanlar, pandemi sonrası döneme işaret ederek birlikte yaşam alanlarının ve temasın artışının etkili olabileceğini belirtiyor.
Hastalığın sokak hayvanlarından bulaştığı yönündeki söylemlerle ilgili uzmanlar, hastalığın insandan insana bulaştığını ifade ediyor.
‘DERMATOLOJİ UZMANLARININ GÖZLEMLERİNE GÖRE ARTIŞ VAR’
Uyuz, halk arasında uyuz böceği olarak tanımlanan ‘sarcoptes scbiei von hominis’ isimli akarın (alerjiye neden olan böcek) yol açtığı bir deri hastalığıdır. Cilde temas ettiğinde katmanlar açarak cilt altına geçen akar, deride bulunduğu sürede yumurtlar ve dışkılar. El, ayak, parmak araları, bilek, dirsek içi, koltuk altı, göbek çevresinde sıkça görülen uyuz, cildin reaksiyon göstermesine ve kaşıntıya neden olur. Uyuz, yakın ve uzun süreli temasla insandan insana bulaşabilen bir hastalıktır.
Bursa Tabip Odası Başkanı Dr. Levent Tufan Kumaş, uyuz vakalarındaki artışa yönelik rakamsal bir verinin olmadığını söyledi. Sağlık Bakanlığı’nın paylaştığı veri olmadığı için kesin bir bilgi veremeyeceğini belirten Kumaş, Bursa’daki dermatoloji uzmanlarından aldığı bilgiye göre, kentte uyuz olgularında artış olduğunu belirtti. Kumaş, “Bu gözlemsel bir bilgi. Bir meslektaşım ‘Ben muayenede uyuz hastası görmezdim ama şimdi çok görüyorum’ diyor. Bu demektir ki, gerçekten gözlemsel olarak uyuz olgularında bir artış var. Deprem bölgesinde bu artışın daha fazla olduğu söyleniyor” dedi.
‘BİR AİLEDEKİ HER BİR BİREY TEDAVİ EDİLMELİ’
Kumaş, uyuz vakalarındaki artış nedeninin pandemi döneminde insanların daha fazla bir arada yaşaması olarak söylendiğini fakat doğruluğunun tartışılır olduğunu belirtti. Hastaların tedaviye uyumunun yetersiz olduğunu ifade eden Kumaş, “Aile sayısı kalabalıksa bu ailede bir kişinin tedavi edilmesi yeterli olmuyor. Tekrar bulaşma riski var, bu nedenle bir ailenin her bireyinin tedavi edilmesi gerekiyor. Toplu bir tedaviyi sağlamak güç oluyor. Sadece ilaç verilerek tedavi edilemediğinden uyuzun tedavisinde en birincil sorun, hastaların tedaviye uyumu olarak görülüyor” diye konuştu.
Kumaş, uyuzun kolay bulaşan bir hastalık olmaması nedeniyle Covid-19 veya kuş gribi gibi salgın haline gelmeyeceğini söyledi. Kumaş, ayrıca uyuzun hayvanlardan bulaşan bir hastalık olmadığını, “İnsanda görülen uyuz hastalığı insana özgüdür. O insan parazitidir, insanda hastalığa yol açar. Hayvandaki uyuz hastalığı, insana bulaşmaz. Hayvanlardan insana bulaştığı toplumda yanlış bir algıdır” ifadelerini kullandı.
‘BULAŞ KAYNAĞINI TEMİZLEMEK GEREKİYOR’
Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası (AHESEN) Basın Komisyonu Başkan Yardımcısı Uzm. Dr. Melike Arabacı, birinci basamak olan aile hekimlerinin de uyuz vakalarına rastladığını söyledi. Arabacı, “Uyuz hastalığı hem dermatoloji hem aile hekimliklerinde tedavi alan ve son zamanlarda başvuru sayısında artış olan bir hastalık. Sadece Türkiye’de değil dünya genelinde de artmış durumda. Pandemiyle birlikte artış kendisini daha çok belli etti. Uzman polikliniklerinden randevu alamayan hastalar, birinci basamağa başvurduğundan aile hekimleri olarak daha fazla uyuz vakası ile karşılaşıyoruz. Dirençli vaka sayısı da görülebilmekte, iyileşmeyen, yenileyen vakaların enfeksiyon hastalıkları veya dermatoloji uzmanları ile değerlendirilmesi ve tedavinin bu yönde planlanması önem arz etmektedir. Bununla ilgili bilimsel bir veri yok ama salgın seviyesinde olduğunu düşünmüyoruz” dedi.
Arabacı, artışın nedeni olarak ‘bağışıklık sisteminin düşmesi, tanının erken konulamaması ve tedaviye geç başlanması, ayrıca tedaviye yeterli uyumun olmaması ve hasta bireyin diğer kişilere bulaştırması’ olabileceğini söyledi.
‘KENDİLİĞİNDEN GEÇMEDİĞİ İÇİN TEDAVİ EDİLMESİ GEREKİYOR’
Hastalığın ciddiye alınması gerektiğini belirten Arabacı, hastalığa karşı alınması gereken önlemleri şöyle aktardı: “Öncelikle bulaş yolunun insanlara anlatılması gerekiyor. Uyuz bir çeşit ektoparazit. Çıplak gözle görebildiğimiz bir tür değil. Hastalık alerji sanılarak ya da bazen bitkisel tedavilerle geçebileceği düşüncesi nedeniyle geç tanı alabiliyor. Bu nedenle tedavi gecikebiliyor. Bulaş kaynağını önerilen yöntemlerle temizlemek gerekiyor. Özellikle uyuzla temas etmiş kıyafetlerin temizlenmesi gerekiyor çünkü kişi hastalığı hem tekrar kendisine hem de çevresine bulaştırabiliyor. Uyuz yüksek derecelerde yaşamı olan bir akar olmadığı için kıyafetler 60 derecede yıkanmalı, yıkanması mümkün olmayan eşyalar kapalı bir poşet içerisinde 7 gün bekletilmeli ya da varsa derin dondurucuda bekletilmeli.”
Hasatlık sürecinde doktorun önerdiği tedavinin, önerilen şekilde ve sürede kullanılması önem taşıyor. Gebelik halinde ve bebeklerde tedavi değişebiliyor. Uyuz hastalığı tedavisinden korkulmaması gerektiğini söyleyen Arabacı, “Uyuz, tedavi olsa bile kaşıntı devam edebiliyor. Bu yüzden hastalar tedavi olmadığını düşünebiliyor. Tedaviyle birlikte semptomlar hızlıca azalıyor. Üç haftayı bulan bir tedavi süreci olabiliyor. Uyuz, uyarılara ve tedaviye uyum ile iyileşebilen bir hastalık. Salgına neden olan bir hastalık da değil” dedi.
Alıntı: gazeteduvar.com.tr