Çağdaş toplumlarda kültürel birikim ve aktarımın araçlarından biri (hâlâ) kitap. Ancak, yayınların neredeyse sınırsız, ancak zamanın ve olanakların sınırlı olduğu yaşantımızda, gelişigüzel okumak yerine seçici olmak önemlidir.
Bu sebeple bilginin çıkmaz yollarına dalmadan önce kendimize bir yol haritası çıkartmamız gerekebilir.
Bu yol haritası nasıl olmalı derseniz bir kaç öneri paylaşalım:
Öncelikle genel görünümü gösterecek genel tarih kitapları (insanlık tarihi, dünya tarihi, bilim tarihi, bölge tarihi, ülke tarihi vb.) okunabilir. Bunlar okunurken kafanın takıldığı noktalarda, özel kaynaklara (örneğin Afrika tarihi, devrimler tarihi) yönelinebilir.
İnsanlığın kültürel kalıtı (eşit oranlarda olmasa da) tüm halkların katkısıyla oluştuğuna göre ve kültürel diyalog ortak bir dille yürütülüp katkıların o kalıtlar üzerine yapıldığı göz önüne alınarak büyük kültürlerin klasik yapıtları (örneğin destanları, kutsal kitapları, edebiyat, felsefe kitapları) fırsat bulundukça, rastlandıkça edinilip okunmalıdır.
Sınıflı toplum dünyasında genel kültürün, insanlığın ortak değerleri yanı sıra ideolojik savaşımın düşünsel silahlarını da içerdiği unutulmadan, karşı ideolojilerin temel yapıtları (örneğin köleci, ırkçı, faşist, emperyalist el kitapları) hakkında (hem korunmak hem saldırmak için) bilgi edinilmelidir.
İçinde yaşadığımız çağdaş toplumun sorunlarını, akımlarını, kavramlarını öğrenebileceğimiz yapıtları da (tarihsel bilgilerle desteklense de en yakın tarihin düşünsel ürünleri üzerinden yürütülen diyaloglara ve tartışmalara katılabilmek; hiç değilse onları anlayıp bilimsel, sınıfsal açıdan değerlendirmek için) izlemelidir.
Kısacası bir gözümüz tarihte, bir gözümüz günümüzde olmalıdır.
Peki, “Hangi kitaba ne kadar zaman ayırıp ondan nasıl yararlanmalı?” derseniz…
“Okuma ekonomisi ve metodolojisi” diyebileceğimiz bu konuda, bilgisayar ve internetle içli dışlı olduğumuz günümüzde herhangi bir konuda internete girip yüzlerce, binlerce yapıt listesiyle karşılaşmak yılgınlık verip, şaşkınlık yaratıcı olabilir.
Onun yerine ilgilenilen konu hakkında bilgili birinden başlıca kaynaklar sorulabilir. Bu kaynaklarda yararlanılan ve eleştirilen kaynaklar arasında, en çok yararlanabileceğimizi düşündüğümüz kaynaklara gidilebilir. Kitap ekleri ve eleştirileri okuduktan sonra biriktirilip, gerek duyulduğunda taranabilir. Kuşkusuz okumaya karar verilen yazarlar ve konular internetten (o zaman) arayabilir.
Kitaplardan yararlanmada “hızlı okuma” yöntemleri pek sağlıklı değildir. Ama bir (konuşma yapma, yazma, tartışmaya hazırlanmada) zaman kıtlığı söz konusuysa, kitabın tümü okunmadan (giriş, sonuç gibi) belli bölümler okunup, (varsa) dizinde verilen sayfalar taranabilir.
Okurken kitaplığımızda sözlükler, ansiklopediler bulunmalıdır. Olanaklıysa, anlamını bilmediğimiz hiçbir (örneğin Latince) sözcüğü, kavramı atlamamalıdır.
Yararlanılan kitap, dergi gibi kaynaklarda ilgilenilen satırların altını çizmek kitabı yaralar. Sonraki okuyuculara yarardan çok zarar verir. Zorunlu durumlarda önemli yerleri illa çizmek zorundaysak en azından kurşunkalem kullanılmalıdır.
Bir yazıdan en iyi yararlanmanın yolu notlar almak, (gerekirse) özetini çıkarmaktır. Notlar arasında köşeli ayraçlar içine ya da kıyıya kendi soru ve görüşlerinizi ekleyebilirsiniz, eklemelisiniz. Bu en sağlam ama (zamanca) en pahalı yöntemdir. Ancak ağırlığı, yazıyı sindirme ve kendi sözcük ve kavramlarınızla daha sonra çok kısa sürede yararlanma olanağı verir.
Bir okumadan en büyük verim, okuma bir tartışma, bir konuşma, bir eleştiri, hele bir yazı amacına yönelik olduğu zaman alınır. Ama böyle diye “o zaman okurum” havasına girilmemelidir.
O zaman (örneğin ödev, seminer hazırlama) çok ender gelebilir ve sizin istediğiniz konularda gelmeyebilir. İstediğiniz konularda geldiğinde, daha önce genel okumalar yapmamışsanız, kendinizde büyük bir boşluk, eksiklik bulabilirsiniz.
Son olarak, mesela doğa bilimleri okuyan kişiler toplum bilimlerini tanıtıcı yapıtlar, toplum bilimleri okuyanların da doğa bilimlerinin tarihini ve yapısını özetleyen kitaplar konusunda bilgili olmalarının gerektiği.
Bu, işbölümü toplumunun bilgi edinmede yarattığı yabancılığının aşılması yanı sıra, doğal ve toplumsal gerçekliğin bütünlüğü içinde kavranıp dönüştürülebilmesinde yararlı olacaktır.
Alâeddin Şenel
“Seçici Okuyup Verimli Yararlanmak İçin Bir Deneyim Aktarımı”, Bilim ve Gelecek Dergisi, Sayı: 60, syf: 32,33
Kaynak: Matematiksel.org