Aman Yavaş

Küreselleşmenin etkisiyle şehirler hızlı çalışılan, hızlı yaşanılan ve üretmekten çok tüketen,
kendine yetmeyen yaşam alanları haline gelmiştir. Kentler, kuruluş amaçları olan insanların bir arada güven içinde yaşadıkları yerler olmaktan çıkmış, insanların daha hızlı hareket etmeleri ve daha hızlı çalışmaları için tasarlanan mekanlara dönüşmüştür. İnsanların birbirlerinin sıcaklığına sığındıkları, sosyalleştikleri, el emeklerini birbirlerine sundukları sosyal korunaklar olmaktan gittikçe uzaklaşan kentler, insanların tüketim için yaşadıkları sahneler halini almıştır. Yaşamın hızlanması sonucu insanlar daha hızlı yemek yemek, daha hızlı alışveriş yapmak, gidecekleri yere daha hızlı varmak için belli bir tempo içinde koşturup durmaktadırlar. Bu yaşam tarzı bakkallar, manav, terzi gibi küçük esnaf yerine AVM’leri, çocuklarımızın oyun oynayacağı alanlar yerine otoparkları, daha çok park ve yeşil alan yerine geniş otoyolları hayatımıza sokmuştur. İnsanın en önemli değeri olan kısıtlı yaşamını sağlıksız yiyecekler, hava kirliliği, trafik, yalnızlık ve tüketimle harcaması modern yaşamın vazgeçilmezi olarak sunulmuştur. Popüler kültürün de desteklediği hayatı yaşamak için zamanı olmayan, işine arabasıyla hızla giden, oturup kahve içecek bir yarım saati bile olmadığı için yürürken kahvesini içen, yetişmesi gereken bir yerler olduğu için yemekten zevk almak yerine ayakta hızlı bir şekilde “beslenen”, komşularını veya yerel esnafı tanımayan modern insan modelinin sürdürülebilir olmadığı ortadadır.

Yavaş Şehirler “Cittaslow”
Cittaslow, 1999 yılında İtalya’da kurulmuş uluslararası bir belediyeler birliğidir. Kelime kökeni İtalyanca “Citta (Şehir)” ve İngilizce “Slow (Yavaş)” kelimelerinin birleşmesiyle türetilen Cittaslow, “Sakin Şehir” anlamında kullanılmaktadır. Birliğin Sembolü bir salyangozdur. Yavaş Hareketi’nin bir parçası olarak bilinmektedir. İtalya’nın dört küçük kentinin belediye başkanlarının 1999 yılında bir araya gelerek Slow Food hareketini kentsel boyuta taşımak amacıyla kurulmuştur. Birliğe üye olmak isteyen kentlerin üye olabilmeleri için birliğin belirlediği kriterler üzerinden Cittaslow felsefesine uygunluğu denetlenmektedir. Kurulduğu ilk yıllarda İtalyan kentleri arasında yaygınlaşan hareket, günümüzde 30 ülkede 208 üyeye sahiptir.

Ülkemizden bu birliğe üye 11 Kent var. İlk üye olan İzmir’in Seferhisar ilçesidir. Diğerleri Akyaka, Gökçeada, Halfeti, Perşembe, Şavşat, Taraklı, Uzundere, Vize, Yalvaç, Yenipazar, Gökçeada bu birliğin tek ada şehridir.

Yavaş Gıda
Yavaş Gıda veya İngilizce’deki ifadesiyle Slow Food 1986’da başlayan uluslararası bir harekettir. Hızlı, ayaküstü yemek alışkanlığına fast food karşı alternatif olarak geleneksel ve yerel yemek ve yeme biçimlerini, yerel ekosistemlerin özelliklerini korumayı teşvik eden hareket, Yavaş Hareketi’nin bir parçasıdır.
Yavaş Yemek hareketinin amaçları:
Yerel biyo çeşitliliği korumak amacıyla tohum bankası oluşturmak ve sürdürmek, Yerel ve geleneksel besin maddelerini korumak , Tad eğitimini teşvik etmek, Tüketicileri fast food ürünlerinin riskine karşı eğitmek, Organik çiftçiliği teşvik edici kamuoyu oluşturmak, Ürünlere yönelik genetik mühendisliği müdahalelerine karşı çıkmak, Ürünlerde böcek ilaçlarının kullanımını karşı kamuoyu oluşturmaktır.
Yavaş şehirler organizasyonuna Türkiye’den üye olan ilk Şehrimiz Seferhisar’ dan Muhteşem bir yerel Tarif : “Mandalina Tatlısı”

MANDALİNA TATLISI

• 1 kg mandalina
• 1,5 kilo şeker
• 2 adet limon tuzu
Mandalinalar 3 kez büyük bir tencerede suyu değiştirilerek kaynatılıp 3. kaynatılışta kaynamış sudan alınıp normal soğuk suda 5 dakika bekletilir. Mandalinanın suları süzülerek alınır. Mandalinaların sap kısımları oyularak yatay bir şekilde ikiye bölünür, kabuk kısımları aşağıya gelecek şekilde tencereye dizilir ve üzerine şeker serpilir, bu işlem mandalinalar bitene kadar üst üste yapılır. Bu şekilde 1 gün bekletilir, ertesi gün orta ısıda kaynatılır, kaynarken üzerinde oluşan sarı köpükler temizlenir. Kıvamını anlamak için suyundan bir çay kaşığı alınarak cam bir tabağa damlatılır, tabağı eğdiğimiz zaman su gibi akmayacak şekilde ise doğru kıvamındadır. Bu şekildeyken içine 2 adet limon tuzu atılarak 5 dakika kaynatılır ve kavanozlara kaldırılarak istenildiği zaman servis yapılır. Kahvaltılarda ya da yemek sonrası dondurma ile tatlı olarak da servis yapılabilir.

Birliğin tek ada şehri olan Gökçeada’dan Güzel bir salata tarifi:

GELENEKSEL GÖKÇEADA SALATASI

• 2 adet sert domates
• 2 adet küçük salatalık
• 2 adet yeşilbiber
• 1 adet küçük kuru soğan
• 6 adet zeytin
• 100 gr. beyaz peynir
• ½ su bardağı kabaca kıyılmış semizotu
• Taze kekik
• Zeytinyağı
• Sirke
• Tuz

Sebzeleri yıkayın ve iri parçalar halinde doğrayarak salata kabına yerleştirin. Zeytinyağı, tuz ve sirkeyi bir başka kapta karıştırın ve salatanın üzerine dökün. Üzerine zeytin ve peyniri ekleyin. Dilerseniz peynirlerin üzerine taze kekik ekleyin.

Yavaş Yemek öğrenilebilir

Hızlı yemek yiyen insanların bu davranışının çocukluktan gelen değiştirilmesi çok zor bir alışkanlık olarak tanımlanmakta ve hızlı yemek yiyen insanların aynı zamanda şişmanlık problemi yaşadığı da gözlenmektedir.
Hızlı yeme alışkanlığını değiştirmek kalıcı kilo kontrolünü sağlamak konusunda temel bir noktadır. Bu nedenle yavaş yeme ile ilgili stratejileri öğrenip hayata geçirmek büyük önem taşımaktadır.

Yemeğe Nazik Davranmalıyız

Besinler, maddi ve manevi emeklerle tabağımıza gelmektedir. Hem hayatta kalmamızı hem de tat almamızı sağlayan biyolojik ve sosyal bir ihtiyaçtır.
Besinlerin Tadına Vararak Yemek
Kültürümüzde “tadını çıkarta çıkarta yemek” sözü de aslında işin özetidir. Fakat hızlı besin tüketimlerinde besin dille az temas ettiği için yemeğin tadına varmak çok mümkün değildir. Bu nedenle yemek için lokmayı ağzımızda daha uzun süre tutmamız ve “yemeğin tadını hissediyorum” bilinciyle yemek yememiz gerekir.
Lokmaları Ufaltarak Yemek
Yemeğe başlamadan yiyecekleri küçük parçalara ayırmak, taneli yiyecekleri mümkün olduğu kadar tane tane yemek hız azaltmakta önemlidir
Yemek Tabaklarını Küçük, Salata Tabaklarını Büyük Seçin
Salata tabaklarını da büyük tutarak doyduğumuzu hissedebiliriz. Salata aynı zamanda çok çiğneme alışkanlığına yardımcı olacak besinlerdendir.

Yemek öncesi Nefes Egzersizi Yapın
Stresli ve yorgun bir beden duygusal açlığımızı tetikler. Yemek öncesi yapabileceğimiz basit ama çok etkili olan nefes egzersizi hem stresimizi azaltır hem de hızlı yemeği engeller. Bunu şu şekilde yapabilirsiniz. Yemek öncesi burnunuzdan derin bir nefesi karnınıza çekmeli (karnınızın şiştiğini lütfen gözünüzle görün) sonra ağzınızla nefesi kontrollü sanki bir mumu üfler veya balonu şişirir gibi, nefes aldığınız süreden daha uzun bir sürede vermelisiniz. Bunu en az 5 – 10 kez tekrarlamak size kesinlikle yavaş yemek yedirecektir.

Yemek Yerken Başka İşlerle Uğraşmayın
Ne kadar yediğimizin farkına varabilmek için tüm dikkatimizi yemeğe vermemiz önemlidir. Yemek yerken gazete okumak, tv seyretmek, bilgisayarla uğraşmak ne kadar yendiğinin kontrolünü güçleştirmekte ve hızlı yemeye neden olmaktadır. Bununla birlikte ayakta atıştırmak, araba kullanırken bir şeyler yemek de hızlı yemeye yol açar. Bu nedenle yemeği oturarak ve sofrada yemek, miktarını belirlemek ve doyduktan sonra da kalkmak konusunda kontrolü sağlamak açısından önemlidir.

Ara Öğünlere Dikkat Ederek Uzun Süre Aç Kalmayın
Acıkmış olarak sofraya oturursanız asla hızınızı kesemezsiniz. Bu nedenle günlük besin planınızda ara öğünlere mutlaka yer vermeli ve sofraya çok fazla aç oturmamaya çalışmalısınız.
Çevrenizdeki Kişilerden Yardım İsteyin
Birlikte yemek yediğiniz kişilerden sizin hızınızı kesmeniz açısından yardım isteyebilirsiniz.
Yavaş Yemeyi Hatırlatan İpuçları Bulun
Yemek esnasında yavaş yemenizi hatırlatabilecek ipuçları kullanabilirsiniz. Örneğin yüzük takmak, sofraya mum yakmak olabilir. Yemek öncesinde yapacağınız elinizi yıkamak, dişlerinizi fırçalamak gibi ritüellerde size yavaş yemenizi hatırlatabilir.

Her şeye rağmen halen hızlı yediğinizi fark ettiğiniz an, iki üç dakikalığına sofradan kalkın ve yavaş yemek üzere tekrar sofraya dönün. Bu sizin yavaş yemeyi iyice pekiştirmeyi sağlayacaktır.
Tüm bu öneriler size yavaş yeme konusunda yardımcı olacaktır. Yeni bir davranış kazanırken ilk dönemler değişikliğin yarattığı bir kaygı veya geçmiş davranışın hizmet ettiği duyguların doyurulmamasıyla stres oluşturabilir.
Önemli olan bu önerileri bir iki kere yapmak değil en az bir ay süreyle bıkmadan sürdürebilmektir. Bir alışkanlığı değiştirmek ancak üzerinde çalışmakla mümkün olur.
Sabırlı olun, değişimin getireceği mutluluk bütün bu çabaya değecektir.
Sağlık ve Afiyetle ama Yavaş yavaş ve tadını çıkartarak…

Dr. Bülent Kavuşturan
drbulentkavusturan@gmail.com
Kaynak: www.cittaslowturkiye.org , wikipedia.

Hekimce Bakış 92. Sayısonradan gourmet