Evet, 14 Mart Tıp Bayramı haftası etkinlikleri içinde, Türküler ve Öyküleri adlı etkinlikte, çok değerli meslektaşlarımla birlikte türküler söyledik. Gelenler- dinleyenler beğendi, alkışladı. Çok mutlu olduk tabii. . Ne var bunda demeyiniz. Bu etkinlik 2014 te de tekrarlanmalı diye düşünüyor çoğumuz. Yeni türküler ve yeni öykülerle. Umarım önümüzdeki yıl bu etkinlikte tekrar birlikte oluruz.
Türkülerimizi bilirsiniz. Kimileri vardır, ezgileri basittir, kolayca mırıldanırsınız ama hoştur yine de, kokusu genzinizi sızlatır.
Çayelinden öteye gidelum yali yali,
Sırtındaki sepetun ben olayim hamali.
Bir güzel nağmedir, tekrarlanır gider. Kimileri vardır; bir senfoniyi aratmaz, dinlerken mest olursunuz, kendinizi kaptırırsınız ezginin dalgalarına, adeta göğe yükselirsiniz.
On dört bin yıl gezdim pervanelikte,
Sıdkı ismin duydum divanelikte.
İçtim şarabını mestanelikte,
Kırkların ceminde dara düş oldum.
Kiminin sözleri yakalar sizi bırakmaz, silkeler, kendinize getirir. Kimisi sizi coşkunun zirvelerine çıkarır hem de en yılmış-en yıkılmış anınızda.
İzmir’in kavakları, dökülür yaprakları.
Bize de derler Çakıcı, yar fidan boylum, yıkarız konakları.
Hüzünlendirir öteki, hasretlerden-ayrılıklardan söz eder, sitem eder.
Yarim İstanbul’u mesken mi tuttun,
Gördün güzelleri beni unuttun.
Yaşama gücü aşılar beriki, boyun eğme der, direnmeye çağırır, sizi ayağa kaldırır.
Benden selam olsun Bolu beyine, çıkıp şu dağlara yaslanmalıdır.
Ok gıcırtısından kalkan sesinden, dağlar seda verip seslenmelidir.
Her birinde bir anlam sezersiniz, bir parçanızı bulursunuz onda, sizi tamamlar. Türkülerimizde aşklar-ayrılıklar, savaşlar-sürgünler vardır, düğünler-halaylar, hasatlar-harmanlar. Kıtlıklar-göçler anlatılır, zulümler-direnmeler, sevmeler-kaçmalar vardır türkülerimizde gurbetler-sılalar. Bir yanda zemheri, soğuk-zindan, dondurur.
Öte yanda, baharda çiçeğe batmış-yemyeşil kırlar, bolluk-bereket vardır, dereler çağıldar. Hayattır anlatılan aslında, ezgilerde yaşamı bulursunuz. Gerçektir türkü sözleri, ellerinizle dokunursunuz. Benim asıl söylemek istediğim ise bu değil. Bununla ilgili ama.
Bizler asıl türkümüzü, yaşadıklarımızla-yaptıklarımızla söylüyoruz. İçinde bulunduğumuz çağ ve zamanda, yaşadığımız ülke-şehir-sokak, notalarımızı üzerine yazdığımız sayfadır; ailemiz, dostlarımız ve iletişim içinde bulunduğumuz herkes ise, bizim türkümüzün anlamlı sözleri. Onlarla paylaştıklarımız, sohbetler, kavgalar, sevinçler, dargınlıklar, barışmalar kısacası tüm yaşadıklarımız, portemize tek tek yazdığımız notalarımızdır. Biz aslında, her gün bir türküyü yeni baştan yorumluyoruz. Kendi türkümüzü.
Haydi gelin. O canım türkülerimizi, bir kez daha hep birlikte coşkuyla söyleyelim.
Sağlıkla kalın.
Dr.Yücel Bender
26/04/2013