Caz Etkilenimli Pop Grubu Paris Combo

Bu sayımızda size yaz havalarına uygun, sıcak yaz gecelerinde soğuk içeceklerinizi yudumlarken keyifle dinleyeceğiniz, sıcak mı sıcak bir topluluğu tanıtmak istiyorum.

Bu öykü Paris’te sinema eğitimi aldıktan sonra müziğe 1980 sonlarında post-punk gruplarıyla başlayan Belle Du
Berry ve David Lewis’in kurduğu Paris Combo’nun öyküsü. Paris kelimesi ile başladığı içinde oldukça zarif bir topluluk olduğunu da belirtmeden geçmeyeceğim tabii ki de. Fakat bu topluluğu dinlediğiniz anda, yanlış bir albüm dinliyorum, şu an Pink Martini çalıyor demenizi duyar gibiyim. Kesinlikle yanılıyorsunuz, bu topluluk tamamen özgün Fransız chansonları kabare şarkıları, ska, biraz caz, biraz Latin renklerle ezgilerle dolu müthiş bir dünya  müziği. Bu renkli ve eğlenceli soundu Los Angeles Times’ın müzik eleştirmenleri swing’i tekrar canlandıran gurup olarak nitelendiriliyor. Birçok eleştirmen de grubun tarzını Fransız kabaresi tadında rumba, Flamenko, Gypsy swing, Cool jazz, Afrika, Latin ve Ortadoğu etkilerini harmanlayan bir müzik olarak tanımlamış.

Gurup 90’ların başında, Belle du Berry, Potzi ve François Jeannin ilk kez akustik Retro-revü grubu Champêtres de Joie’nin üyeleri olarak bir araya gelmiş. Paris’in Belleville semtinde Berry zebre sinemasında akustik performanslara sahne maceralarına başlamışlar.

Ardından ünlü Fransız koreograf Philippe Decoufle ile işbirliği yapıp Albertville’de ki Kış Olimpiyatları’nın açılış töreninde sahne almışlar. Sonrasında da “La Belle Equipe” adını verdikleri gruplarıyla Paris çevresindeki kafelerde şarkı söylemeye başlamışlar. post-punk türüne hakim solist Belle du Berry’nin, jazz’a yatkın Çingene gitarist Potzi
ve Françoise’lı Paris Combo, 1997 yılında Boucherie Productions’tan ilk albümleri olan “Moi mon ame et ma conscience’’ı çıkarırlar. 1997 yılında ilk albümlerini yayınladıktan hemen sonra büyük bir Fransa ve Amerika turnesine çıktılar. Gurubun tanınmasını sağlayan 1999 çıkışlı ikinci albümleri “Living Room” oldu.

2000 yılında da Amerika’da yayınlanan bu albüm Altın plak satışlarıyla 200 binden fazla satarak Paris Combo’ya bir anda büyük bir ün ve altın plak getirdi. Fransa ve Amerika’daki bu konserleri “Attraction” adlı yeni stüdyo albümü ve canlı konser albümleri takip etti. Ardından grup Amerika, Avrupa, Asya ve David Lewis’in anavatanı Avustralya’da gerçekleştirdiği geniş bir konser turnesi yaptı.

2004 yılında Paris Combo ünlü Amerikalı ses mühendisi Oz Fritz’in prodüktörlüğünü yaptığı Motifs adlı albümünü yayınlamadan önce büyük bir dünya turnesine daha çıktılar. Grup Amerika’da Motifs albümünü yayınlamadan hemen önce Hollywood Bowl Orkestrası ve Moulin Rouge dansçıları ile “Moulin Rouge’da Bir Gece” adlı gösterisini Hollywood Bowl’da
sahnelediler.

Konserlerine verdikleri beş yıllık bir aradan sonra Paris Combo 2012’de yepyeni albümleri ve de dünya turneleri ile geri  döndüler ve istanbul’a “istanbul” adlı bir şarkı ile geldiler. Grubun solisti ve söz yazarı Belle Du Berry ile istanbul’a gelişinde yapılan söyleşide Paris Combo için yazdığı ilk şarkı olan “istanbul’ için nelerden ilham aldıkları sorulduğunda, gurubun üyelerinden David Lewis’in istanbul’a daha önce gelişinde gördüğü bir diskoda 9/8 ‘lik ritimle dans eden insanların çok dikkatlerini çektiğini söylemiş.

-Onlar için gerçekten ilginç olmalı.- Boğaz’daki gemilerden ve camilerden, şehrin seslerinden aldıklarını ilham ile bu şarkının oluştuğunun belirtmiş. Yine bu söyleşide müzikleri için “kesinlikle müziklerimizde Django Reinhardt, Billie Holiday gibi müzik tarihinin büyük isimlerinden izler var. Ayrıca caz öğesi farklı müzik tarzlarında dolaşmamızı kolaylaştırıyor ve alışılmadık kombinasyonlar da deniyoruz. Bizim için “caz etkilenimli pop grubuyuz” demeyi tercih ederim.” dediğini görüyoruz. Aşk, düşler, günlük hayat! Bence ilham almak için yeterli.

Belle Du Berry’i de söz yazarken, bunlardan ve arkadaşları Potzi, David ve François’nın çaldıkları müziklerden ilham aldığını söylüyor.

Herkesin kulağına hitap eden eğlenceli keyifli bir müzik için bütün olanaklarınızı seferber ederek hemen tanışmanızı öneririm. Müzikleri için birçok kategoriden bahsettik. Aslında bu işi eleştirmenlere bırakıp bu sıcak yaz günleri biraz eskide kalmış olsa da – çünkü günümüzde her şey yeni olmalı ve hemen tüketilip bir diğerine geçilmeli- bu güzel müziklerin keyfini çıkaralım. Birçok efsane şarkıları var. Olmazsa olmaz şarkıları için “Living room”, “Attraction”, “Valse de amour”, “istanbul”, “Pas a pas”, “Je suis un if” ve “Si mon amour”u sayabiliriz. Bizi Paris semalarına götürecek bir sürü şarkıyı buraya yazmıyorum onları da siz keşfediverin.

Bu yaz sıcağında Müziksiz hiç kalmayın!

DetoneHekimce Bakış 86. Sayı