Dürüstlük sevgili çocuğum

Dürüstlük insan ahlakının temelidir.
Ama dürüstlük nedir?
Yalan söylememek, kimseyi aldatmamak, kendi çıkarı için başkalarını kandırmamak, olduğundan başka türlü görünmemek dürüst olmak için yeterli midir?
Değildir sevgili çocuğum.
Çağımızda bunlarda kalmadı elbette, ama dürüstlük bunlardan çok daha fazla, bunlardan çok daha başka bir şeydir.
Dürüst olmak, gerçekleri kabul etmektir. Dürüst olmak her şey ve herkes için aynı ilkeleri geçerli kılmaktır. Dürüst olmak, her zaman ve her koşulda doğru bildiğinin yanında olmaktır. Bunlardan ötürü de dürüst olmak çok zor bir şeydir.
Dürüst olmak en başta cesur olmayı gerektirir.
Cesur olamadan dürüst olamazsın.
Yalnız kalmayı göze alamazsan dürüst olamazsın.
Çıkarlarından yoksun kalmayı göze alamazsan dürüst olamazsın.
Dürüst olmak bedeli çok ağır bir erdemdir.
Ama zaten bütün bunlardan ötürü de çok değerlidir.
O zaman insan neden dürüst olmanın peşinde koşun ki?
Böylesine ağır bir yükü kim sırtlanmak ister?
Söze bakarsan herkes dürüst olduğunu söyler.
Rahatça ve kolayca.
Ama biraz onların yakınlarında durur, nelerden çıkar sağladığına bakarsan görürsün ki gerçekte dürüst değillerdir.
Her çıkar, ekonomik çıkar değildir sevgili çocuğum.
Duygusal çıkarlar vardır, kendi üstünlüğünü kabul ettirmeye dayalı çıkarlar vardır.
Çok çeşitli çıkarlar vardır.
İnsanı baştan çıkaran da her çeşitten çıkardır.
İşte insanı dürüst olmaktan uzaklaştıranlar bunlardır.
İnsan önce kendine karşı dürüst olmaktan vazgeçer.
Sonra da buna uygun kılıflar hazırlar.
“Koşullar” der, “Böyle yapmak gerekiyordu” der,
“Sen işin iç yüzünü bilmiyorsun” der, daha sıkışırsa karşısındakini suçlar, tehdit eder saldırır.
Ama ne yaparsa yapsın, dürüst değildir.
Gerçekleri kabul etmeye yanaşamaz.
Ahlak bir zeka biçimidir aslında.
İşte dürüstlük de bu ahlaksal zekanın birinci ilkesidir.
Ama bak dürüstlük insana neleri sağlar?
Öncelikle, dürüstlük öz değer yaratır. Kendine değer vermeyi öğrenirsin.
Öz değer kendine saygı duymayı yaratır. Özsaygın olur.
Öz değer ile özsaygı da özgüveni yaratır.
Özgüveni olmayanlara dikkatle bakarsan görürsün
ki, özsaygıları ve özdeğerleri ya eksiktir ya da yoktur.
Özgüven temelsiz bir böbürlenme değildir.
Temelsiz bir böbürlenme, değersizliğini örtmeye yarayan bir özgüven taklididir.
Özgüven, gerektiği zaman ortaya çıkan büyük bir güçtür.
Ama işte özgüven de baba parasıyla, dayı desteğiyle oluşmaz.
Özgüven senin bileğinin hakkıyla kazanacağın birerdemdir.
Özgüven dürüstlüğünün sana armağanıdır.
Dürüstlük, sevgili çocuğum yaşamının temel taşı olursa kazanırsın.
Hakkın olanı kazanırsın ki çok değerlidir.
Doğru olanı kazanırsın ki, başını hep dik tutmanı sağlar.
Kendini kazanırsın ki en büyük kazancındır.
Geri yanı sana kendiliğinden gelir.
Doğru yerde durana doğru şeyler gelir.
Yaşamanın güzelliği bundan başka nedir ki?

 

KAYNAK: Dr. Erdal Atabek Dürüstlük Sevgili Çocuğum kitabından alıntıdır

Hekimce Bakış 85. Sayı