Kaz Dağları’nda Kral Midas’ın laneti dolaşıyor: Altın madenciliği ve sağlık

Çok uzaklardan, binlerce yıl öncesinden, mitolojiden gelen bir hikâye vardır. Çocuklarımıza anlatırız. Kral Midas’ın meşhur öyküsü! En azından benim çocukluğumda anlatılırdı. İsteriz ki çocuklarımız yaşamın paradan, altından daha değerli olduğunu öğrensinler. Ancak yaşamımızı kurgularken, çocuklarımıza anlattığımız bu hikâyedeki Kral Midas’ın sesini acaba ne kadar duyabiliyoruz?

KAZDAĞLARINDA KRAL MİDAS’IN LANETİ DOLAŞIYOR:
ALTIN MADENCİLİĞİ VE SAĞLIK

Doç.Dr.Coşkun Bakar

Çanakkale ili ve Kaz Dağları Yöresinde devam etmekte olan madencik faaliyetlerinin neredeyse 10 yıla yakın bir geçmişi bulunmaktadır. İlk kez 2007 yılında ulusal basının gündeme taşıması ile öğrendiğimiz altın arama faaliyetleri, kısa bir dönem kesintiye uğramakla birlikte günümüze kadar devam etmiştir. Bugün büyük oranda tamamlanmış ve işletme aşamasına geçilmek üzeredir.

Şekil 1. Ağı Dağında Bulunan Sondaj Noktalarından Birisi, 2012 (Fotoğraf:Dr. İlhan Pirinçciler)

Tamamı uluslararası altın şirketleri ve yerli işbirlikçileri ile yürütülen bu faaliyetler, eğer izin verilirse, 2013 yılında son noktasına ulaşacaktır. Bugün için bölgede 6 maden işletmesi için Çevresel Etki Değerlendirmesi(ÇED) süreci tamamlanmış bulunmaktadır. Bunlardan Halilağa Altın ve Bakır İşletmesi kapalı ocak sistemi ile Kirazlı, Çamyurt, Ağı Dağı, Kocabaşlar ve Kuşçayır Projeleri ise açık ocak işletmesi yöntemi ile yapılacaktır. Bu maden işletmelerinin devamı gelecektir. Daha şimdiden iki bölge için Kirazlı ve Ağı Dağı kapasite artırımı ve zenginleştirme tesisi başvurusu yapılmış, ÇED süreçleri devam etmektedir.

Çanakkale ili hem konumu hem de içerdiği zenginlikler açısından ilginç bir bölgedir. İlin nüfusu 2011 yılı Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemine göre 486445’dir. Nüfusun %12’si 65 yaş ve üzeridir. Nüfusun %55’i ilçe merkezlerinde yaşamaktadır. En önemli geçim kaynağı tarım ve turizmdir. TÜİK verilerine göre Balıkesir-Çanakkale bölgesinde işsizlik %5,3 olup; Marmara Bölgesinde en düşük işsizlik düzeyine sahiptir. İlde, sanayi yoğunluğu düşük olmakla birlikte demir çelik fabrikası, termik santral, çimento fabrikası ve seramik fabrikaları vardır. Bunun dışında balık fabrikası ve tarımsal üretime ait küçük işletmeler bulunmaktadır.

Altın madenciliği Çanakkale bölgesinde uzun geçmişe sahiptir. Bu bölge 10 yıla yakın bir zamandır altın şirketlerinin gözetimi altında olup yıllardır, işletme alanlarının belirlenebilmesi için sondajlar yapılmaktadır. Bugün bu sondajlar hedefine ulaşmış durumdadır. Çanakkale ili sınırlarında altı maden işletmesi 2013 yılı içinde üretime başlamayı hedeflemektedir. Bu yazıda maden işletmeciliğin teknik detaylarına girilmeyecektir. Çünkü bu konu oldukça geniş ve başka bir yazının gündemi olabilecek konudur. Bu yazının temel amacı hem bölge hakkında bilgi vermek hem de yapılacak faaliyetler ve olası etkileri hakkında okuyucuyu aydınlatmaktır.

Çanakkale ili ve Kaz Dağları Bölgesi çok özel bir birikime sahiptir. Bu bölge bir ucu Edremit’ten başlayıp, körfez hattı boyunca Akçay, Güre, Altınoluk, Küçukkuyu, Ezine, Bayramiç, Yenice, Çan’dan, Gönen, Bandırma’ya kadar geniş bir coğrafyadır.

Kazdağı ve yöresi, bereketli toprakları, sulak alanları, yer üstü ve yer altı zenginlikleri, uygun iklim koşullarından dolayı binlerce yıl boyunca yerleşim alanı olarak kullanılmıştır. Bu zenginliklerinden dolayı saldırıya uğramış ve yağmalanmıştır. Tarih boyunca göç almıştır ve almaya da devam etmektedir. Bu hareketlilik nedeniyle, bölgede kültürel, ekonomik ve sosyal canlılık sürekli var olmuştur.

Kazdağı, doğal ve kültürel kaynak değerleri açısından oldukça zengin bir potansiyele sahiptir. Bu değerler Kazdağı kütlesinin tümüne dağılmış durumdadır. Kazdağı, yerüstü ve yeraltı su rezervleriyle, sıcak ve soğuk su kaynaklarıyla, Biga Yarımadası’nın hayat kaynağıdır. Kazdağı, doğal bitki örtüsü olan ormanları, endemik türleri, gen kaynakları ve koruma alanları ile bölgenin yaşam kaynağıdır. Dünyamızın en önemli ekosistemlerinden birisidir. Kazdağı, tarihsel, kültürel, ekolojik ve toplumsal mirasımızdır. Kazdağı, farklı kültürel inanç sistemlerine ev sahipliği yapar.

Tarım, bölgedeki temel ekonomik etkinliktir. Kazdağı’nın güney kesimi zeytincilik; kuzey kesimi bağ, bahçe ve sebzecilikle önemli gelir kaynağı oluştururlar. Karasal habitatların başında ormanlar gelmektedir. Kazdağı’nın önemli bölümünde görülen kestane, çınar, kızılçam, karaçam, kayın ve göknar toplulukları zaman zaman saf halde, ekseriyetle de karışık görülmektedir. Kazdağı, ayrıca odun ve orman dışı tali ürünler bakımından da zengindir. Çanakkale ilinin en bilinmedik özelliklerinden birisi de il yüz ölçümünün yarısından fazlasının ormanlarla kaplı olmasıdır. Hayvancılık, tarım sektöründe ikincil bir yere sahiptir. Kazdağı’nın kuzey kesiminde Yenice, Çan, Ezine, Biga, Bayramiç ve Lapseki ilçelerinde süt ve süt ürünleri önemli bir yer tutar. Tatlı su balıkçılığı üretimi arasında alabalık ön plandadır. Bölgede Edremit, Havran, Akçay, Zeytinli, Güre, Altınoluk ve Küçükkuyu birer turizm beldesi olarak ünlenmiştir. Kuzey yamaçlarda bulunan Yenice, Çan, Bayramiç ilçeleri ise tarımı ile önemlidir ve bu ilçelere bağlı beldeler potansiyeli yüksek olmasına karşın eko turizmden yeterince yararlanamamaktadır.

Kazdağı ve yöresi, Troia başta olmak üzere; Parion, Adramitteion, Antandros, Assos, Tenedos, Lemponia, Alexandreie Troas, Apollonion Smintheion, Gargaros, Kebrene, Skepsis gibi çok önemli antik yerleşimlerle çevrilidir. Selçuklu ve Osmanlı dönemine ait çeşitli yapılar da bölgenin önemli tarihi değerlerindendir.

Şekil 2. Bölgeden Bir Görüntü, 2012  (Fotoğraf:.Öğretim Görevlisi Aykan Özener)

Yukarıda anlatılan özellikler belki de bölgenin zenginliklerinin bir kısmını anlatabilmektedir. Ancak bu kadar eşsiz bir coğrafyayı barındıran bölgenin metalik madencilik özellikle de altın madenciliği baskısı altında olması bölgede yoğun bir tepkiyi de beraberinde getirmektedir.

Şekil 3. Bölgeden Bir Görüntü, 2012    (Fotoğraf: Öğretim Görevlisi Aykan Özener)

Çanakkale’de bulunan yerel kuruluşlar olayın başından itibaren Çanakkale Çevre Platformunun öncülüğünde altın madenciliği konusundaki karşı duruşlarını sergilemişlerdir. Çanakkale Tabip Odası Çevre Komisyonu bu konuda kendisine görev biçimi ve süreci son bir yıldır yakından izlemeye almıştır. Bu noktada insan sağlığını önceleyen Çevre Komisyonu, bölgede yürütülecek olan madencilik faaliyetlerinin yaratabileceği olası sorunlar konusunda hem bölge halkının hem de yetkililerin dikkatini çekmek amacıyla çalışmalarını sürdürmektedir. Çanakkale Çevre Platformuna da destek veren komisyon bu konuda paneller düzenlemiş, bölge gezilerine ve 05 Haziran 2012 günü yapılan Etili Mitingine katılmıştır.

Metalik altın madenciliği bölgede ve bu bölgeden yararlanan diğer bölgelerde dolaylı sonuçlar doğurabilecektir. Çanakkale ilinin su ihtiyacı Atik Hisar Barajından gelmektedir. Bu baraj Sarıçay üzerinde yapılmış olup hem şehre su vermekte hem de tarımsal sulama amacıyla kullanılmaktadır.

Şekil 4. Atik Hisar Barajının Google Earth Görüntüsü, 2012

 

Şekil 5. Atik Hisar Barajının Panoramik Görüntüsü, 2012 (Fotoğraf: Dr.Coşkun Bakar)

Barajın su toplama havzası Ağı Dağına kadar uzanan geniş bir alanda bulunmaktadır. Kirazlı Altın Madeni ocağı bu barajın uzun mesafeli koruma alanı içinde bulunmaktadır. Zenginleştirme tesisi de kurulacak bu bölgede yaşanabilecek en akut etki zenginleştirme işlemi esnasında kullanılacak su miktarıdır. Şirket tarafından hazırlanan ÇED raporuna göre proje kapsamında yığın liçi alanı, diğer proje üniteleri ve ilgili altyapının yapımı, maden sırasında işletme (liç işlemi, proses vb) ve toz bastırma faaliyetleri için su teminine ihtiyaç bulunmaktadır. Ortaya çıkacak su ihtiyacı, öncelikli olarak sahada uygun yöntemlerle toplanacak yüzey akış sularından ve madene giriş yapacak yeraltı sularından karşılanacak; bu suların ihtiyacı karşılamaya yetmediği durumlarda ise proje sahibi tarafından proje kapsamındaki köylere yeterli ve sağlıklı içme ve kullanma suyu temini amacıyla inşa edilecek Altınzeybek Barajı’ndan ve proje alanı çevresinde açılmış olan kuyulardan ilave su temin edilebilecektir. Sahada çalışacak personelin içme ve kullanma suyu ihtiyacı da Altınzeybek Barajı’ndan temin edilecek sudan karşılanacaktır (Kaynak: Doğu Biga Madencilik San.Tic.A.Ş. Kirazlı Altın ve Gümüş Madeni Kapasite Artışı Projesi ÇED Başvuru Dosyası, Çanakkale İli Merkez İlçe, Kirazlı Köyü, Bayramiç İlçesi, Cazgirler Köyü, Encon Çevre Danışmanlık Ltd.Şti. Ankara, Ağustos 2012;Sayfa:31).

Tablo 1. Projenin Farklı Aşamalarında Su İhtiyacı

 

Aşama

 

Faaliyet

Toplam Su İhtiyacı (m3/yıl)
Ortalama Yağış Koşulları Islak Sezon Kuru Sezon
1.Aşama İnşaat Faaliyetleri 135681 116482 164483
İşletme Faaliyetleri 328622 204272 556514
1.Aşama Toplam 464303 320754 720997
2.Aşama İşletme Faaliyetleri 252801 202525 483282

Kaynak: Doğu Biga Madencilik San.Tic.A.Ş. Kirazlı Altın ve Gümüş Madeni Kapasite Artışı Projesi ÇED Başvuru Dosyası, Çanakkale İli Merkez İlçe, Kirazlı Köyü, Bayramiç İlçesi, Cazgirler Köyü, Encon Çevre Danışmanlık Ltd.Şti. Ankara, Ağustos 2012;Sayfa:32

Bu tablodan okunan durum şudur. Kirazlı bölgesinde yapılacak olan işletme sonucunda bölgedeki su kaynakları yetmeyebilecek olup bunun için başka bir bölgede yapılacak baraj ile su taşınacaktır.

Kirazlı işletmesi bölgede açılan tek işletme değildir. Birisi kapalı ocak olmak üzere 6 işletme faaliyet için başvurmuştur. Ağı Dağında da bir zenginleştirme tesisi daha kurulacaktır. Bu durumun bölgenin su havzası üzerinde ciddi bir baskı yaratması kaçınılmazdır. Çanakkale bölgesi zaten su zengini bir bölge değildir. Var olan su kaynaklarının madencilik amacıyla kullanılması ileride bölgeyi su kıtlığı yaşanan bir bölge haline getirebilecektir. Bunun dışında yapılacak olan faaliyetlerin hepsinde asit kaya drenajı riski bulunmaktadır. Şirketler bunu ÇED raporlarında belirtirken alınacak önlemlerin yeterli olacağını öngörmektedir. Asit kaya drenajı karmaşık bir süreç sonunda bölgede ağır metal zengini asidik suların oluşmasına neden olmaktadır. Çan havzası yıllardır kullanılan bir kömür havzasıdır. Aynı zamanda bölgede bir termik santral de bulunmaktadır. Ancak halen bölgede iri ufaklı beşe yakın asit gölü bulunmaktadır. Özellikle Kirazlı bölgesinin suları zaten asidik karakterlidir. Bu durum madencilik faaliyetlerinin yoğunlaşması durumunda bölgede bulunan asit kaya drenajı etkisinin artmasına neden olabilecektir. Böyle bir durumda sınırlı olan su kaynakları ağır metal zengini asidik sularla kirlenebilecektir. Bölgede yapılan çalışmalar ve balya bölgesinde yapılan çalışmalar asit kaya drenajının su ve toprak kirliliğine yol açtığını göstermektedir.

Madencilik yapılması düşünülen alanların tamamına yakını ormanlık alanları oluşturmaktadır. Özellikle Ağı Dağı Milli Park sınırları içinde olmamasına rağmen korunması gereken çok özel bir bitki örtüsüne sahiptir. Bu bölgede yaratılacak orman katliamı sadece ağaç kesmek olarak algılanmamalıdır. Çünkü ormana bağlı tüm yaşam sistemleri yok olma tehdidi ile karşı karşıya kalacaktır. Bu durum bölge ekosistemini olumsuz etkileyecek ve mutlaka insan yaşamına dokunacaktır. Tıpkı Balya’daki gibi! Bölgeye çok yakın olan Balya’da bugünkü gerekçelerle 100 yıl önce metalik madenciliği yapılmıştır. Elektriğin Osmanlı Sarayı’ndan sonra ilk geldiği yer olan Balya bugün etrafındaki maden atıkları ile “kanarya’nın üç gün yaşamadığı yer” olarak tanımlanmaktadır. Bu durum bizim için önemli bir göstergedir.

Bu gerekçelerle Çanakkale’de çevreye duyarlı herkes bireysel ve kurumsal olarak bir şeyler yapma ihtiyacı ile yıllardır hareket halindedirler. Toplantılar, paneller, köy gezileri, mitingler düzenlemektedirler. Gerek Çanakkale Çevre Platformu gerekse destek veren demokratik kitle örgütleri kamuoyunu ve yetkilileri bilgilendirmek amacıyla defalarca basın bildirileri açıklamışlardır. Ancak ÇED süreçleri durdurulamamış, 6 maden işletmesinin ÇED raporları onaylanmıştır. Bu şirketler Gayri Sıhhi Müessese ruhsatı almak amacıyla beklemektedir.

Ancak çevre direnişi süreci bu sefer de yargıya taşımıştır. Tüm ÇED raporları yürütmenin durdurulması amacıyla mahkemeye verilmiştir. Süreç yakından takip edilmektedir.

Ancak en önemli noktalardan birisi de kamuoyunun bilgilendirilmesidir. Bu amaçla 18 Kasım 2012 tarihinde Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi, Türkiye Barolar Birliği ve Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Yönetim Kurulu Başkanları ve Genel Sekreterlerinin ve Çanakkale’de yer alan demokratik kitle örgütlerinin katılımı ile bir basın bildirisi yayınlamışlardır. Bu bildiriyi okuyan Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özdemir Aktan ruhsatların iptal edilmesi gerektiğini vurgulamış ve “İlk ağaç kesilmeden, ilk kazma vurulmadan, ölüm çukurları açılmadan, toprağımız ve havamız bozulmadan, sularımız zehirlenmeden ve bölgemiz susuz kalmadan önce bir kez daha düşünün. Bölge hakkında yerel örgütlerimizin ve uzman meslektaşlarımızın hazırladığı onlarca raporu algılamaya çalışın. Yöre halkının haklı sesini duyun. Bölgedeki tüm arama, işletme faaliyetlerini durdurun, ruhsatları iptal edin” demiştir.

Bugün Çanakkale ili ve Kaz Dağları bölgesinde yapılacak olan faaliyetlerin insan sağlığı üzerine tam olarak ne etkide bulunacağını tahmin etmemiz oldukça güçtür. Ancak bu faaliyetlere bağlı ormanlık alanlar yok olacak, asit maden drenajına bağlı yer üstü, yer altı suları ve toprak kirlenecek, madencilik sırasındaki faaliyetlere bağlı gürültü ve toz yakın köyleri etkileyecektir. Bunların yanında madencilik sırasında olabilecek kazalar daha geniş bir bölgeyi etkileyebilecek sonuçlar doğurabilecektir. Tüm bu etkiler ve maden şirketinin ala(maya)cağı önlemler, şirketler tarafından hazırlanan ÇED raporlarında anlatıl(ama)mıştır. Ne yazık ki tüm uyarılara rağmen ÇED raporları onay sürecini de aşmıştır. Ancak Çevre Platformu, uzmanların hazırladığı raporlar eşliğinde sürecin iptali için yargıya başvurmuştur. Yargının kamuoyu menfaati gözeterek karar vereceğine inanılmaktadır. Çünkü bu bölgede yapılacak olan altın işletmeciliğinde kamu yararı bulunmamaktadır.

Altın tarih boyunca tüm dünyada mücevher ve yatırım amacıyla kullanılmaktadır. İnsanları altına çeken değer aslında yiyecek ya da su gibi gerçek bir değer değildir. Bu değer insanoğlu tarafından atfedilen ve hayati bir anlam taşımayan bir değerdir. Ancak bu söylem para kazanmaktan başka bir motivasyonu olmayan insanoğlu için hiç de anlamlı değildir. Bunun örneklerini mitolojide bile görmekteyiz. Şarap Tanrısı Dionysos, Kral Midas’tan kendisinden bir dilek dilemesini ister. Kral da dokunduğu her şeyin altın olmasını ister ve olur. Bu durum Midas’ı çok mutlu etmiştir; ancak bu mutluluk acıkıncaya ve susayıncaya kadar sürmüştür. Kralın dokunduğu tüm yemekler altın olmaktadır. Hatta sarıldığı kızı da altın olmuştur. Dileğinden çok pişman olan Kral’a Tanrı Paktolos ırmağında yıkanmasını söyler. Irmakta yıkanan dileğinden kurtulur, altınları da ırmağın kumlarına bırakır.

Kral Midas lanetinden kurtulmak için temiz bir ırmak bulmuş ve yıkanmıştır. Binlerce yıl sonra laneti bilmesine rağmen, altın çıkarma hırsından vazgeçmeyen insan yiyecek ekmek ve içecek su bulamadığında, lanetten kurtulmak için yıkanacak ırmak bulamayacaktır. Çünkü tüm ırmakların sularını topraktaki altını elde etmek için kullanmış olacaktır.

 

KAYNAKLAR

  • Kaz Dağları, www.kazdaglari.com
  • Doğu Biga Madencilik Anonim Şirketi, Kirazlı Altın Madeni Projesi Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu, Ankara,2012, sayfa:5-39
  • Alamos Gold. http://www.alamosgold.com/tr/madenlerimiz-ve-projelerimiz/ağı-dağı-ve-kirazlı-projesi/ağı-dağı-projesi-2-sayfa
  • http://www.alamosgold.com/tr/madenlerimiz-ve-projelerimiz/a%C4%9F%C4%B1-da%C4%9F%C4%B1-ve-kirazl%C4%B1-projesi/ileri-arama-faaliyetleri
  • Şimşek C, Gündüz O, Elçi A. Terkedilmiş Balya (Balıkesir) Pb-Zn Maden Atıklarının Ağır Metal ve Doğal Radyoaktivite İçeriği ve Çevre Kalitesi Açısından Değerlendirilmesi. Mühendislik Bilimleri ve Tasarım Dergisi.2012;2(1):43-55.
  • Aykol A, Budakoğlu M, Kumral M, Gültekin AH, Turhan M, Esenli V, Yavuz O. Heavy metal pullution and acid drainage from the abandoned Balya Pb-Zn sulfide Mine, NM Anatolia, Turkey. Environmental Geology. 2003:45;198-208.
  • Truva Bakır Maden İşletmeleri AŞ. Halilağa Altın ve Bakır Madeni İşletmesi Projesi Nihai Çevresel Etki Değerlendirme Raporu. SRK Danışmanlık ve Mühendislik A.Ş.Ankara, Mart 2012.
  • Özkara A, Karabacak B, Coşkun D, Akçakoca H, Ergüler GK. Terk Edilmiş Bir Maden sahasında Asit Maden Drenajı Oluşumunun Araştırılması. 65.Türkiye Jeoloji Kurultayı, 2-6 Nisan 2012. Sayfa:124.
  • TMMOB, Jeoloji Mühendisleri Odası Yayınları:75. Begama Ovacık Altın İşletmesi Konusunda TÜBİTAK-YDABCAG Uzmanlar Komisyonu Raporu’nun Eleştirisi.
  • No Dirty Gold. Dirty Metals Mining, Communities and the Environment. A Report by Earthworks and Oxfam Amerika, 2004
  • Ato AF, Samuel O, Oscar YD, Moi PAN, Akoto B. Mining and Heavy Metal pollution: Assessment of Aquatic Environments in Tarkwa (Ghana) using Multivariate Statistical Analysis. Hournal of Environmental Statistics. 1(4):1-13.2010
  • Karababa AO. Madencilik, Maden İşletmeciliği ve Sağlık Etkileri. 1. Tıbbi Jeoloji Çalıştayı, 30 Ekim – 1 Kasım 2009, Ürgüp Belediyesi, Kültür Merkezi, Ürgüp/Nevşehir
  • Türk Tabipleri Birliği, Bergama Raporu Siyanür Liç Yöntemiyle Yapılan Altın Madenciliğinin İnsan ve Çevre Sağlığı Üzerindeki Etkileri Ve Bergama-Ovacık Altın Madeninin Yaratacağı Risklerin Değerlendirilmesi, 2001. http://www.ttb.org.tr/eweb/bergama/index.html
  • Doğu Biga Madencilik San.Tic.A.Ş. Kirazlı Altın ve Gümüş Madeni Kapasite Artışı Projesi ÇED Başvuru Dosyası, Çanakkale İli Merkez İlçe, Kirazlı Köyü, Bayramiç İlçesi, Cazgirler Köyü, Encon Çevre Danışmanlık Ltd.Şti. Ankara, Ağustos 2012.
  • Özkara A, Karabacak B, Coşkun D, Akçakoca H, Ergüler GK. Terk Edilmiş Bir Maden sahasında Asit Maden Drenajı Oluşumunun Araştırılması. 65.Türkiye Jeoloji Kurultayı, 2-6 Nisan 2012. Sayfa:124.

 

Hekimce Bakış 81. Sayı