Sadağı Kanyonu, Orhaneli

Bursa merkeze 66 km uzakta bir çoğumuzun ismini duyupta gitmediği doğa harikası kanyona ulaşmak için Orhaneliden Sadağı köyü istikametine sapın köyün içinden geçip sadağı tabelalarını takip edin. Toprak yol köyden sonra daralarak devam etse de çok fazla sorun yaşamadan kanyona ulaşıyorsunuz. Bölge BEBKA ( http://www.bebka.org.tr/ ) nın desteğiyle turizme kazandırılmış.

Kanyon girişindeki piknik alanları ve tuvaletler gayet güzel olmasına rağmen kanyonun içine doğru yürümek isteyenler için yapılmış 2-3 köprü dışında derme çatma ve oldukça tehlikeli köprümsü tahtalardan geçmek zorundasınız hazırlıklı olun.

Tavsiyem pazar günü gitmemeye çalışın aşırı kalabalık olmasa da piknikçiler ve mangal kokuları rahatsız edici olabiliyor.

Kanyonun içine yürümek için bir kaç tavsiye fena olmaz sanırım.. Öncelikle ayaklarınızın ıslanacağını aklınızdan çıkarmayın. Kayaların üstünden, ağaç köklerinin arasından yürüyüp zaman zaman da tırmanmak zorunda kalacaksınız. Ayakkabı seçiminizi bunları düşünerek yapın, doğa yürüyüşü için tasarlanmış bir sandalet yaz ayları için uygun olabilir. Ağustos ayında suyun sıcaklığı 18-20 derece.

Çabuk kuruyan teri geçiren kıyafetler tercih edin. Kanyon boyunca ağaçların gölgesi hakim olsa da açık alanlarda güneş

çok yakıcı olabiliyor. Şapka gözlük ve güneş kremini unutmayın.

Kamp yapmayacaksanız küçük bir sırt çantasında hazır sandviç ve su bulundurmanız yeterli.(kanyon boyunca bir çeşme gördük ama o da kurumuştu)

Piknik yeri dışında ateş yakmak yasak, ancak bizim milletin bunu dinlediği pek söylenemez. Bir de çöpleri doğaya bırakma alışkanlığımızdan kurtulamamız üzüntü verici. Bu yüzden suyunuzu pet şişeyle götürmeyin ki yanlışlıkla olsa da plastiği doğaya bırakmayın.

Tabelaya bakarsanız kanyonun sonunda baraj gölü var ve 12 km ilerde, biz yaklaşık 3-4 km içeri yürüyüp geri döndük.

Az önce de bahsettiğim gibi ilk 2-3 köprü gayet güzel yapılmış ancak 500 metre sonra başlayan, tepeden kopup düşmüş taşların üzerinden geçilen heyelan bölgesi ve devamında ki derme çatma köprüler tedirgin edici.

Zaman zaman zorlansanızda kafanızı kaldırıp yukarı bakmayı ihmal etmeyin, 50-60 metrelik kaya bloklarının arasından yürüken manzara çocukluğumuzun kovboy filmlerinde gördüğünüz Grand Canyon u aratmayacak nitelikte.

İlk hedefiniz eski bir hamam kalıntısı, yaklaşık 1500 metre yürüdükten sonra ulaşacaksınız. Ne alaka diyebileceğiniz bir yerde olan kaya hamamını bölgede avlanmak için Orhaneli’ni kuran Roma İmparatoru Hadrianus karısı için yaptırmış. Avda eşini yalnız bırakmayan Kraliçeden kurtulabilmek için İmparatorun çözümü bu olmuş sanırım.

Yıkık dökük bir halde olan hamam aslına uygun restore edilirse bölgeye daha da değer katabilir.

Bir zamanlar hamamda kullanılan sıcak su kaynağı bölgede hizmet veren termal tesise kanyon boyunca döşenmiş siyah plastik boruyla taşınıyor. Bu da görsellik açısından hoş olmayan bir durum yaratıyor.

Hamamdan 600-700 metre ilerleyince karşınıza çıkan 4-5 metreden düşen şelale ve onun oluşturduğu havuz yüzmek isteyenler için iyi bir fırsat olacaktır. Dip kısım kum ve yaklaşık 1.5 metre derinlikte.

Şelaleden daha derinlere gittikçe kanyon genişliyor yürümek kolaylaşıyor ancak ilk bölüm kadar heyecan verici kaya yapılar da çok fazla gözlenmiyor.

Yaklaşık 3-4 km ilerledikten sonra aynı yoldan geri döndük. Dinlenme molasıyla beraber 3 saatlik bir yürüyüşle bu parkuru bitirebilmek mümkük. Zorluk derecesi olarak bazı bölümleri için orta ve üstü diyebiliriz.

Önemli bir bilgi olarak kanyon girişi dışında cep telefonları kesinlikle kullanım dışı. O yüzden özellikle sakin olan hafta içi ve yalnız gidecekseniz mutlaka birilerine nereye gideceğinizi söyleyin. Kanyon içinde başınıza bir şey gelmesi halinde cep telefonu ile yardım çağırma ihtimaliniz yok. Bu tür gezilere giderken sırt çantanızda ilk yardım kiti ve bekçi düdüğü de bulundurun, ne olur ne olmaz.

http://www.dunyayigezmeli.tumblr.com/

https://www.instagram.com/dunyayigezmeli/

 

Dünyayı gezelimHekimce Bakış 92. Sayı