İki ressamın birlikte çalıştığı resimler oldukça nadirdir ve bu ressamlar Peter Paul Rubens ve yaşlı Jan Brueghel olunca daha bir önem kazanıyor. 17.yy’da Antwerp’in bu iki ünlü ressamı çok yakın arkadaştırlar ve 1598-1625 yılları arasında 20’nin üstünde resimde de birlikte çalıştılar. Aralarında bazı sorunlar olsa bile arkadaşlıkları hep devam etmiştir. Brueghel öldükten sonra da Rubens onun çocukları ile ilgilenmeyi kesmemiştir. İki ressamın birlikte çalıştığı resimler çoğunlukla mitolojik alegoriler ve savaş temaları olmuştur. Resimde sol taraftan Yunan birliklerinin saldırdığını ve yerde yatan amazon kadınlarını görüyoruz. Eser de en çok dikkat çeken unsur erkek egemen, ataerkil toplumun anaerkil topluluğa karşı zaferidir. Ön planda Herkul iki amazon kadını ile birlikte savaşıyor ve üstün geliyor. Kırmızı giysili at üstündeki figür Amazon Kraliçesi Hippolyta. Resimde Sol taraftan saldıran Yunan birlikleri Amazonları arka plandaki köprüye, nehre doğru püskürtüyor. Nehir Thermodon (Terme çayı-Samsun) nehridir. Amazonların yaşadığı yer olarak kabul edilir.
PETER PAUL RUBENS, THE BATTLE OF THE AMAZONS, 1600
PETER PAUL RUBENS, THE BATTLE OF THE AMAZONS, 1615
İki ressamın ayrı olarak ta Terme köprüsü önünde Yunan Amazon savaşını defalarca çalıştıkları sanat tarihine geçmiştir.
Amazonlar klasik ve Yunan mitolojisinde tamamen kadın savaşçılardan oluşan tarihi bir ulus olarak geçer. Herodotos, Diodorus, Apollonius, Justinus, Virgil, gibi önemli tarihçiler, onlardan bahsetmiş ve Temiskira’yı (Terme) Amazonların anayurdu olarak işaret etmişlerdir. Amazonların öne çıkan kraliçeleri arasında Truva Savaşında yer alan Penthesilea kardeşi Hippolyta, Atlantislileri yenen ve İzmir’i kuran Myrina sayılabilir.
Amazon kelimesinin ne anlama geldiği ile ilgili açıklamaların çoğunun ortak noktası aykırılıktır. Amazon kelimesinin memesiz anlamına geldiği en fazla kabul edilen görüştür. Klasik Yunancada etimolojik olarak a mazos memesiz anlamındadır. Bizanslı Methodios onların, insanların beslenmesine uygun olarak beslenmedikleri vurgusunu yaparken beslenme konusundaki aykırılıklarını öne çıkarır. Onlar ekmek (maza) yemeyip kertenkele ya da yılan yerler. Onlar anandros (erkeksiz yaşayan), stryganor (erkek avcısı), androdamas (erkeğin sahibi), kreobotos (erkeksiz yaşayan) ve oirpatadır (erkek öldüren). Bütün bunlar ataerkinin adlandırmaları olsa da aykırılık vurgusu ön plandadır. Ataerkil Grekler bu kadınları barbarlar sınıfına koyarak dışlarlar. Bu dışlanmışlık, Amazon kelimesinin anlamının merkezinde bulunan aykırılık ile uyum içindedir. Amazon kelimesinin Farsça, savaşçılar anlamına gelen ha-mazan kelimesinden türediğini söyleyenler de vardır.
Yaygın inanışa göre Amazonların rahat yay ve mızrak kullanabilmek için sağ memelerini kestikleri veya yaktıkları söylenir. Hipokrat, Amazonları sağ göğüsleri olmayanlar olarak anlatır. Ona göre kız çocuklarına yapılan ve sıcak bronz bir metalle gerçekleştirilen operasyonla sağ göğüsün büyümesi engellenerek sağ omuz ve kolun gelişmesi sağlanırdı. Dönemsel sanat eserlerinde buna dair bir delil bulunmamaktadır. Amazonlar iki memeleri de mevcut olarak resmedilmiştir, sağ meme ise çoğunlukla kapalıdır.
Bazı efsanelere göre Amazonların erkeklerle cinsel ilişkiye girmesi kesinlikle yasaktı ve Amazon bölgesinde erkekler yaşayamazdı. Ancak soylarının devamı için Amazonlar komşu kabile Gargareanları yılda bir kez ziyaret ederler, doğan çocuklardan erkek olanlar ya babalarına gönderilir ya da öldürülürdü. Kız çocuklar annelerince büyütülür ve tarım, avcılık, savaşçılık konularında yetiştirilirlerdi.
Amazon kadınlarının neden erkeklerden nefret ettiklerine dair iki söylence vardır. Birine göre erkekler civar topluluklara yaptıkları akınlar sırasında pusuya düşürülmüş ve öldürülmüştür. Bunun üzerine kadınlar silahlanmıştır. Bir başka söylenceye göre ise Amazonların köle olarak kullandığı erkekler Anadolu’da Zeus adında erkek bir baş tanrının ortaya çıktığını duyar ve bununla böbürlenmeye başlarlar. Öfkelenen Amazonlar o gece bütün erkekleri öldürür, çocukları ise sakat bırakırlar. Öldürdükleri erkeklerin cinsel organlarını ana tanrıçaya sunan Amazonlar ülkelerine erkeklerin girmesini yasaklar.
İlyada’da yazıldığına göre Amazon kraliçesi Penthesilea, Aşil tarafından öldürülür. Amazonların Tuna Nehri üzerindeki Leuke adasına sefer düzenlediği iddia edilir. Seferin amacı Aşil’in küllerine sahip olmaktır. Amazonlar adaya ayak bastıklarında Aşil’in hayaleti belirmiş ve savaşçıları adadan kovmuştur.
Özellikle sanat alanında Amazonlarla antik Yunan kavimler arasındaki savaşlara çok yer verilmiştir. Şüpheli olan varlıklarına bir kez inanıldıktan sonra dönemlere göre resmedilişleri değişmiştir. İlk zamanlarda Yunan savaşçılarına benzetilen Amazonlar sonradan Pers etkisiyle resmedilmişlerdir. Antik Yunanlar sosyopolitik sistemleri gereği kadınların alt konumuna işaret etmek için Amazonları olumsuz örnek olarak gösterme çabasında olmuşlardır. Bu sanat eserleri bu sanatçıların fantezilerini yansıtırlar. Amazonomachy olarak adlandırılan vazo boyama sanatının bir başka ilginç tarafı cinsiyetler arası çatışmanın ilk örnekleri olmasıdır.
Antik Yunan medeniyeti haddini aşan ve kötü örnek olan bu savaşçı kadınları taş rölyeflerde de genellikle yenilgiye uğramış ve kötü durumda yorumlamışlardır.
Son olarak belirtmek istediğim bir nokta da tarihte henüz Yunanlılar atları sadece arabalara koşarken atları binek olarak kullananlar Anadolu’lu Amazonlardı. Hatta mitolojideki At Adamlar (Centaur)’ın, Amazonları at üstünde görünce onları tek bir canlı zanneden Yunanlılardan çıktığı söylenir.
GEORGE KURASOV CENTAUR VE AMAZON 2014