WAKOLDA, Arjantinli yönetmen ve yazar Lucia PUENZO’nun BALIK ÇOCUK’tan sonra yazdığı ve filmini de çektiği 2. romanı. Çoklukla Arjantin olmak üzere Güney Amerikaya kaçan ve orayı mesken tutan Nazi eskilerinden biri, ‘’Ölüm Meleği’’ de olarak anılan Josef Mengele romanın baş kişisidir. Kitap, savaş suçlusu cani bir doktorun kişiliğinin edebi bir diseksiyonu. Ari ırkı temsil eden porselen bebeklere tutkusu sapkınlığının süregiden bir göstergesidir.
Romandaki ismiyle Jose, kendisini bir veteriner ve antropolog olarak tanıtan aslında kaçak olarak
Arjantinde yaşayan bir Almandır. Kanın ve genlerin saflığına takıntılı bir araştırmacıdır. Gittiği yerlerde kısa süre kalarak iz bırakmadan başka bir kente taşınır, çünkü Mossad ajanları ensesindedir. Bu gezilerinden birinde 1960 yazında, Lilith ve ailesiyle tanışır. Lilith yaşına göre oldukça kısa boylu, açık tenli küçük bir kızdır, ondaki bu anomali insan denekler üzerindeki araştırmalarından hala vazgeçememiş Jose’yi büyüler. Sanki onun yarım kalan deneyleri için yaratılmıştır.
Aileyle birlikte yolculuk ederek ve sonunda işlettikleri otele yerleşir. Lilith ve ikiz bebek bekleyen hamile annesi üzerinde deneyler yapmak için fırsat kollamaya başlar. Boyu nedeniyle kompleksli küçük kızın güvenini kazanan Jose onu suç ortağı yapar, aralarında örtülü bir cinselliğin de olduğu karanlık bir ilişki vardır. Adam, karşılaşmalarını neredeyse kutsal bir rastlantı sayar: ‘’Aşk suç ortağı olmadan hayata geçirilemeyen yasadışı bir iştir.’’
Ancak ne aile ve ne de Arjantinliler gerçeği önemseyecek kadar savaşın ve nazizmin zulmünden haberlidirler. Bu nedenledir ki savaş suçlusu pekçok Nazi Güney Amerikada rahatlıkla gizlenebildi ve hiç hesap vermeden ömürlerini tamamlayabildi. Bunlardan Josef Mengele’nin bu yarı kurgu yarı gerçek öyküsünün anlatıldığı Wakolda ‘’Alman Doktor’’ yazarı Lucia Puenzo tarafından filme de çekildi.
Josef Mengele, 1937de Nazi Partisine üye olmuş, 1938de Tıp Fakültesini bitirmiş, SSlere katılarak sivrilmiş ve toplama kamplarında insan denekler üzerinde ‘’tıbbi deneyler’’ yapmak amacıyla binlerce insanın ölümünden sorumlu tutularak 1944de savaş suçlusu ilan edilmişti.
Uzunca bir süre Arjantinde yaşadı, oradaki naziler ve yerel sempatizanları sayesinde yakalanamadı. 1979da Brezilyada eceliyle öldü.
Kitabın yayınından sonra kendisiyle yapılan bir söyleşide Lucia Puenzo, nazizmin medikalizasyonu ve temel nazi ideolojisinin bilimde bulduğu karşılığı sorguluyor: ‘’Hekimlik omnipotansının totaliter bir toplumda iktidarla bütünleştiğinde yapabileceklerinin Mengele iyi bir örneğidir.’’ Lucia Puenzo, Arjantinli Oscar ödüllü yönetmen Luiz Puenzo’nun kızı. XXY, Balık Çocuk ve Wakolda ödüllü filmleri.
Wakolda ile 2013 Havana film festivalinde en iyi yönetmen ödülünü almıştır.
Zaten Stalin de Hitler’in intiharına asla inanmamış, yanmış cesedinden arta kalan kafatasından da herhangibir DNA analizi o dönemde mümkün olmamış. Ancak 2009 yılında ABDli bir bilim adamı Nick Bellatoni’nin Rusların elindeki kafatası kalıntısından yaptığı DNA analizinin Hitler ya da Eva Braun’un ailesinden kimseyle eşleşmemesi bu varsayımın doğru olduğunu gösteriyor. Tarihin bu en büyük kırımının faillerinin bile keyif içinde yaşayıp hesap vermeden göçüp gitmesi insanın ağırına gidiyor. Kötülük ne zaman yenilecek?