Zamanda yolculuk : Prof. Dr. M. Rahmi Dirican

Yakın zaman önce yitirdiğimiz Prof. Dr. Rahmi DİRİCAN hocamızı saygıyla anıyoruz…

Tarih,14 Mart 1991, günlerden Perşembe. Bursa Tabip Odası tarafından Tıp Bayramı etkinlikleri kapsamında Necatibey Kız Meslek Lisesi Konferans Salonu’nda kutlama toplantısı düzenlenmiş. Atatürk Anıtında yapılan törenin ardından saatler 9:30’u gösterdiğinde, Bursa Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Rahmi DİRİCAN açış konuşması için kürsüde yerini alıyor. Sevecen ses tonuyla katılımcıları selamladıktan sonra, o yıllardaki sağlık ortamını ve hekimlik sorunlarını özetleyen bir konuşma yapıyordu. Sonra oda dergisinde de yayınlanan bu konuşma şu cümlelerle bitiyordu: “Eğer politika, amaca varmak için izlenmesi gereken “yol” olarak algılanır ve amaç, daha sağlıklı bir toplum

oluşturmak için çaba harcamak, bu hususta katkıda bulunanlara destek olmak, onların hakkını savunmak şeklinde belirtilirse, Türk Tabipleri Birliği başta olmak üzere tabip odalarının politika yapmalarının kaçınılmaz görev olduğu açıktır. Bu tür bir politikanın şu iki temel ilkesi her zaman göz önünde bulundurulmalıdır:

1- “Suçlanmaktan korkmadan baskılara ve haksızlıklara boyun eğmeden meslek onuruna sahip çıkarak topluma mümkün olan en üst düzeyde sağlık hizmeti sunabilmek.

2- Birlik ve beraberliğimizi güçlendirmek ve bunun için tabip odalarını etkin kılacak olanakları sağlamaya çalışmak.”

Bu iki temel ilkeyi kendi yaşamında da eksiksiz uygulayan Prof. Dr. Rahmi DİRİCAN’ın, Bursa Tabip Odası’nın 1990 yılındaki yayın organı Bülten’de (Ağustos, Sayı 12) yayınlanmış olan bir başka yazısını da yan sütunlarda yeniden yayınlıyoruz. Hocamız bu yazısında, işçi sağlığı ve iş güvenliği alanına dikkat çekiyor. Son aylarda tersane ve madenlerimizde oldukça sıklaşan iş kazalarını “kader” olarak nitelemek “densizliğinde” olan yöneticilere yıllar öncesinden sesleniyor ve bir hoca kimliğiyle kulaklarını çekiyor

Dr. Hamdi Uğur


İşçi sağlığı ve iş güvenliğine gereken önem verilmelidir

Prof. Dr. M. Rahmi Dirican / Bursa Tabip Odası Başkanı

Günümüzde ülkemizin en önemli sağlık sorunlarından biri, işçi sağlığı ve iş güvenliğidir. fiimdiye kadar gereken önemle ele alınmayan bu konuda başarıya ulaşmanın temel koşulu, konuyla ilgili bakanlıkların, iş verenlerin, tabip odalarının ve sendikaların etkin bir işbirliğini gerçekleştirmeleridir. Türk Tabipler Birliği, işçi sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili olarak son iki yıl içinde yoğun bir çalışma içine girmiştir. İlk olarak, bu alanda çalışan hekimlerin daha etkin bir çalışma yapabilmeleri için iş yeri hekimliği sertifika kursları açmış ve hekimlerin bu konuda sürekli eğitimini sağlamaya çalışmıştır.

İşçi sağlığı ve iş güvenliği alanında işyeri hekimleri çok yararlı hizmette bulunabilirler. Elli veya daha fazla işçi çalıştırılan işyerlerinde iş yeri hekimi çalıştırmak yasal bir zorunluktur. Bu hususu işverenlere ve işçilere bir kez daha hatırlatmayı yararlı görüyorum. İşverenler, işçi sağlığı ve iş güvenliğiyle ilgili olarak yapacakları yatırımların kendileri maddi bir büyük getireceğini düşünebilirler. Ne var ki, yapılan araştırmalar bu tür yatırımların bir süre sonra, işgünü kayıplarının azalmasında; makinelerin kullanım ömrünün uzamasında ve verim artışında büyük kazançlar sağladığını göstermektedir.

Resmi kayıtlara göre, 1989 yılında 156.949 iş kazasında 1.447 kişi ölmüş; 2.634 kişi iş göremez durumda sakatlanmış; 2,5 milyon işgünü ve 30 milyarlık üretim kaybı olmuştur. Etkin bir iş güvenliği hizmeti bulunan ve bizden çok daha fazla sanayileşmiş benzer nüfusa sahip ülkelerde, iş kazalarıyla buna bağlı ölüm, sakatlık, işgünü kaybı ve maddi kayıplarla ilgili rakamlar, ülkemizdeki rakamların yarısından bile azdır. Bu durum, konunun önemini açıkça göstermektedir.

Bursa bir sanayi kentidir. İşçi sağlığı ve iş güvenliğiyle ilgili tüm kurumlar, sadece işçi sağlığı ve iş güvenliği haftasında değil, tüm yıl boyunca ortak etkinliklerde bulunmalıdırlar. Özellikle konuyla ilgili sendikaların ve işçilerin, işyerlerinde hekim bulundurması için gereken çabayı göstermeleri gerekir. İşyeri hekimliği yapan meslektaşlarımın ise, işçi sağlığı ve iş güvenliğiyle ilgili daha etkin bir hizmet sunmalarını ve sadece tedavi hekimliğiyle yetinmeyip koruyucu hekimliğe de gereken önemi ve önceliği vermelerini rica ederim.

 

Hekimce Bakış 75. Sayı