Page 31 - Hekimce Bakış Dergisi 105. Sayı
P. 31
Ankara’sını koymuşlar. Biraz da ile devletin bana verdiği diyebiliyorsa sadece, midemde
Bandırma vapuru ile sarışın bir süttür. Saygı duruşumdur O, bir kramp benim de, nefesini
Sivas. Ter kokulu bir asker var seyir defterimde Çanakkale tutamıyor sağından soluna
içimde botları bile yok gitti mi Geçilmez! Hazırolda duruşum. dönemiyor, soluğum kesiliyorsa,
gider, gelmez. Arkasında gözü Kırmızı kurdelemdir O benim iki büklüm çöküyorsam
yaşlı kerpiç ev. Giderken on beş okumayı söktüğümde yakama dizlerimin üstüne, hareketsiz
yaşında Mehmet, dönerken takılmış en değerli armağan. O adım atmaktan aciz bırakıldıysa
on beş yaşında Mehmet. Hey! benim köy enstitülü teyzemdir. bu Türkün evlatları Ata yadigârı,
On beşli, on beşli. Yasam Eker, biçer, diker. Sarı bir elbise ya şeker hastası ya karaciğeri
küçükleri korumak! Ayşedir, üstünde küçük ütülenmiş bez yağlı ya meme kanserine
Fatmadır, onunla omuz çiçekler. Cumhuriyet okuyan yenik düşmüş şişman kadın
omuzadır. İnanılmaz değil dedemdir. Küçük teyzemin ve erkekler ordusuysa şimdi
mi.? Hem Doğruyum, hem de mesleği ebe hemşiredir. O bu benim suçumdur, senin
çalışkanım, değil mi?. Heyy! ve annemdir bir çift pabucu suçundur akrep kardeşim.
Unutma bunu!. Her sabah taş değiş tokuş ederek yokluktan Kızgınlığım kontrolsüz göçedir.
mektebin bahçesinde sıra sıra kendilerini inşa eden, insan Hıfzıssıhhayı yok eden elleredir;
gevrek çocuk sesleri. Türküm, eden; bir çift pabucu bir o Cumhuriyet’in ilk Sağlık Bakanı
doğruyum, çalışkanım. Nasıldı bir öbürü değiştirip ve tabanı Doktor Refik Saydam tarafından
sonra?. Varlığım armağan patlak ve içine girmiş su ve 1928’de kurulan Hıfzıssıhha
olsun... Nötr bir varlık; iyinin yürürken o suyun çıkardığı ses Enstitüsü’nün kapatılmasına;
ve kötünün ötesinde. Hem ve genç utanç. Tek bir şapka size değil göçmen kardeşim.
erkek, hem de dişi; eşit oranda ile biri sabah öbürü öğlen
mükemmel bir karışım; biraz ortaokula giden. Yatılı lise
hermafrodittir; o yüzden sonrası. Devletin eli üstümüzde. Bedhahlar olacaktır demişti,
irice, yapılı. Benim o. O benim Annemdir O ilkokul öğretmenim beni yıkmaya çalışan! Oldu.
koskocaman bağımsızlığım. köyün mavi kartondan okulunda. Şimdi omurganın üzerinde
Sümerbank basmasıyım. Seka Okuldan kaçan Ömerdir; annesi dikilme vakti:
kağıdıyım ben var ya. Düz bize vermiştir okusun, adam
değil, bir çizgi gibi çekemem olsun için. Düşüp kafasını yarmış Türküm!
onu; burası başlangıçtır, bizden yaşça büyük Eyüptür. Doğruyum!
burası da sonudur, diyemem. Virane kalmış köy okulları,
O, engebelidir. Şimdi iner muşamba kaplamalı yurtlarda Çalışkanım!
gibiyim. Ama biliyorum her yanmış kız çocukları. Sızlamaz
inişin bir de çıkışı vardır. mı emanete hıyanetten
Zorlukları inanmakla aşmaktır kemikleri. Kırmızı melodikamdır
o, çalışmaktır, yerkürenin oysa benim o. Kiremit
ortasındaki dişil ışıktır. Katmer fabrikasında sırtında tuğla
katmer açmış kadife bir aydınlık. taşıyan nenemdir. Lâl Gültendir
Düz bir çizgi gibi çekemem işaret diliyle konuşmayı öğrenen.
çocukluğumdan yaşlılığıma Doğruyum, çalışkanım!
doğru. O taş mektepteki iki Küçük küçük hindileri besleyip
yanlı ahşap merdivenlerden büyütenimdir benim.
koşarak indiğimdir, rüzgârla Burada böyle beyaz önlüklü
savrulan saçlarımdır. Kısa bir hekimsem şimdi. Önümde
eteğim ve bembeyaz, kolalı konuşmayı bilmiyorsa,
kurdelemdir. Sınıfta dağıtılan anlatamıyorsa derdini; midem
hafif yağlı bir sandviç ekmeği
31