Page 44 - Hekimce Bakış Dergisi 83. Sayı
P. 44
Hekimce Bakış 57
hazırlamaya girişti. Özal’ın işe giderken kentin en önemli Üç gün gözaltı, dayak faslından
tabanı bu savaşma hevesine noktalarında kocaman “savaşa sonra tutuklanıyor. Polis diğer
ses çıkarmazken toplumda hayır” afişlerini görecek ve afişçi öğrencileri aramaya
önemli ölçüde savaş karşıtı bir savaş karşıtı duyarlılık daha da başlıyor.
muhalefet damarı da oluştu bu artacak! Hedefimiz bu. Kararı
ara. alıyoruz. Eyleme geçiyoruz. Arananlar, polisin bilmediğini
tahmin ettiğimiz bir öğrenci
Savaş ortamının yarattığı Ortam gergin. Polis göz evinde saklanmaya başlıyoruz,
klasiklerden birisi daha açtırmıyor. Planlar titizlikle yakalanmamak için. Daha
yaşanmaya başlandı ve Özal’ın yapılıyor. Çok etkili ve tehlikesiz doğrusu sırf savaşa hayır dedik
baskıcı yüzü iyice belirginleşti. bir eylemi başarmalıyız. Afişlerin diye bir araba dayak yememek
Memleketin neresinde “savaşa asılacağı merkezi yerleri tespit için…
hayır” diyen yurttaş varsa ediyoruz.
dövülmeye, gözaltına alınmaya Arkadaşlarımız bize bakıyor.
ve tutuklanmaya başladı. Bildik kartonlara “savaşa hayır” Takip edilmediklerinden emin
Baskılar arttı. yazıp, bantla yapıştırırsak hemen olarak, etraflarını kollayarak
çıkarılabilir. Bu nedenle arkası bize yiyecek, kitap ve haber
Son haberler bir lise öğrencisinin yapışkanlı büyük boy duvar taşıyorlar. Biz evden hiç
“savaşa hayır” afişi astığı için afişlerini arayıp buluyor ve satın çıkmadan, birazda yakalanma-
tutuklandığını geçmeye başladı. alıyoruz. dayak korkusuyla bekliyoruz,
Memlekette hava karardı. Baskı, laflıyoruz, konuşuyoruz,
şiddet öne çıktı. Bir yandan da Tam yirmi tane. Bir öğrenci tartışıyoruz ve nihayetinde
savaş karşıtı olanların gösterileri evinde yazısı güzel üç okuyoruz bol bol.
ve muhalefeti yükseldi. Özal arkadaşımız kocaman “savaşa
iyice sinirlendi, baskıları daha hayır” yazıyor bu afişlerin ön Bir gece erken yatıyorum evin bir
da arttırdı. Polis devleti günleri yüzüne. odasında. Gece-gündüz karışmış
başladı. Yirmi afiş yapışacak. Kırk kişilik günler. Saklandığımız evde on
beş-on altı kişi varız. Nöbetleşe
Kantinlerde, öğrenci evlerimizde bir ekip oluyoruz. Ekipler, birisi uyuyoruz.
ders çalışmaların yerini savaşın kız diğeri erkek olmak üzere
ve ülkemizin savaşa girmesinin yirmi gruba bölünüyor. Bir arkadaşımızın uyarısı ile
yaratacağı endişeler kaplamaya Ekipler afişi yapıştıracağı yerlere uyandım.
başladı. göre görev dağılımı yapıyor. “Kalk kalk başladı” diyor.
Nedense kimse Özal’ın “bir Uyku hali ile soruyorum “ne
koyup,üç-beş alma” fikrine sıcak başladı?”. “Savaş başladı,savaş”
yaklaşmadı. Bir sabah çok diyor.
Malum o zamanlar bilgisayar erken saatlerde Herkes salona toplanmış. TV’nin
yok, internet yok, e-posta başında. Müdahale başlamış.
yok, facebook yok, twitter yirmi ekip kentin Bağdat’a füzeler ve bombalar
yok. Oturup klavyenin başına,
birbirimize ve halkımıza “savaşa sokaklarına yağdırılıyor.
hayır” mesajları atarak duyarlılık Gece saldırısı ve Bağdat’ın
yaratamadığımız günler! dağılıyor ve üzerinde gecenin karanlığını
Toplanmışız bizim evde, çaylar “SAVAŞA yırtarak düşen füzeler ve
bombalar canlı yayınla tüm
demlenmiş, -maalesef- sigaralar dünyaya duyuruluyor.
yakılmış, çaylar doldurulmuş, HAYIR” afişlerini
savaşı konuşuyoruz. yapıştırıyor Salonda hepimiz ekrana
Ne yapabiliriz? Ne yapmalıyız? kitlenmiş ve büyük bir endişe ile
patlayan bombaları izliyoruz.
Nasıl yapmalıyız? Görev tamam.
Dünya Medya’sı o yıllarda bu
Saatler süren tartışmamızdan Sabah erken işe, okula giden kadar yaygın değil. Ülkemizde iki
sonra nihayet eylem planımız kent ahalisi afişleri görünce ne tane TV kanalı var. Müdahaleyi
çıkıyor. düşünüyor bilmiyoruz. Ancak CNN INT ‘ dan canlı olarak
ekiplerin ondokuzu dönüyor biri
Bir sabah bütün kent dönmüyor. Ekibimizin birisini aktarıyorlar. Yayının çevirisi
uyandığında, herkes okula, devriye gezen polisler yakalıyor. yapılıyor dilimize.