Page 21 - Hekimce Bakış Dergisi 85. Sayı
P. 21
Hekimce Bakış 27
santralin kapısına sadece 2 km uzaklıkta
bu kadın şimdi ilaçsız yetiştirdiği meyveyi
uzatırken, yaşadığı toprakları radyasyonla,
ağır metallerle kirletmeye yeltenenlere
adeta kafa tutuyordu. Sarıldım ona sıkıca,
öptüm. “Göreceksin yaptırmayacağız
bu santrali” dedim inançla. Bizim bu
konuşmamızı duyan muhtar adayı adam
“sizin ne işiniz var yürümekle, siz gidin ilaç
Akkuyu Nükleer Santrali levhasından,
kapıya kadar yürünecek 2 km lik dik bulun” dedi dövecek gibi. Elbette cevabım
yokuş herkesin gözünü korkutsa da hedefe hazırdı “ilaç bulmak zorunda kalmamak
varacak olmanın heyecanıyla yürüyüş için şimdi yürümeyi tercih ediyoruz”.
birden büyük bir hızla başladı. Öndekiler o Şu anda hukuk kurallarını çiğnenerek,
kadar hızla ilerliyordu ki sanki filmlerde ÇED Raporu olmadan kaçak olarak
izlediğimiz kaleyi fethetmeye giden süren nükleer santral inşaatı eğer engel
askerler gibiydiler. Gazeteciler fotoğraf olamazsak normal çalışması sırasında kim
çekmek için grubun önüne geçmek için bilir hangi kaçak gizli işlere mekân olacak.
koşturuyor ama bir türlü başaramıyorlardı. Dünyadaki diğer santrallerde olduğu gibi
Üç günün yorgunluğuna rağmen bu gücü oluşan irili ufaklı kazalar gizlenecek.
nasıl bulduğumuzu anlamak mümkün Nükleer karşıtı mücadelenin, toprağımıza,
değildi. Yol kenarında kestikleri ağaçların suyumuza, havamıza, fok balığımıza,
parçaları dizilmişti. Öfkem onları görünce caretta carettamıza, geleceğimize sahip
iyice doruğa çıktı. Bir süre sonra kapı çıkmak, kısaca sağlığımızı koruma
gözüktü. Doktor arkadaşın yabancı bir hakkımızı savunmak olarak bakıyor
ülkenin sınır kapısına benzettiği kapının herkesi bu mücadelenin içinde yer almaya
ardında, ismi şaibelerle anılan Rus çağırıyoruz.
Rosatom şirketini yetkilileri, pek çok açıya
yerleştirdikleri kamerayla görüntümüzü
aldılar. İki yıl önce var olan küçük kapıyı
yurttaşlar hep birlikte omuzlayarak
kırdıkları için şimdi korkularından dev
bir kapı yapmışlardı. Yine tepkilerden
korktukları için iki ay önce geldiğimizde
gördüğümüz Rus Bayrağını direkten
indirmişlerdi. Biz de onları kameraya aldık,
fotoğraflarını çektik. Kapının önünde basın
açıklaması yapıldıktan sonra bizi bekleyen
aracımıza binerek kahveye geldik.
Ben karşıda görünen evin bahçesindeki dev
dikenli incirin fotoğrafını çekmek için evin
sahibinden izin istedim. Selamlaştıktan
hemen sonra genç kadın, üzerinde sadece
tek bir meyvesi bulunan bodur ağaçtan,
minicik bir kumkuatı kopararak bana
uzattı. “AL BUNU SEN YE, HİÇ İLAÇ
ATMADAN YETİŞTİRDİM” dedi. Evi

