Page 9 - Hekimce Bakış Dergisi 91. Sayı
P. 9

Şekil 2. Bursa’da şehre verilen suyun kaynak bazında dağılımı (BUSKİ, 2014)

        Su kirliliği söz konusu olduğunda, konuya su şebekesinin sağladığı suyun (bakteriyolojik/biyokimyasal) niteliği ve kirlilik
        söz konusu olması halinde ortaya çıkabilecek sağlık sorunları üzerinden yaklaşmak gerekir.
        Su kirliliğinin izlenmesi ile ilgili raporlar genel olarak Bursa’da arıtma tesislerinden su sağlanan kentsel bölgelerde bir
        kirliliğe işaret etmemektedir. Zaman zaman su analiz raporları “Kirli” olarak açıklansa da, bu raporlar çok nadir olarak
        gözlenmektedir. Örneğin 23.10.2013 ve 04.12.2013 tarihlerinde Orhaneli Göynükbelen Belediye Şebekesi, 03.04.2013 ve
        13.11.2013 tarihlerinde Orhaneli Karıncalı Belediye Şebekesi uygun bulunmamıştır (BHSM, 2016). Benzer biçimde 17.04.2013
        tarihinde Kınık Belediye Şebekesi, 02.10.2013 tarihinde ise Harmancık Kılavuzlar Mahallesi uygun bulunmamıştır. Gerek
        BUSKİ tarafından, gerekse de İl Halk Sağlığı Müdürlüğü tarafından yapılan su analizlerinin sonuçları genelde “Temiz”
        olarak raporlanmaktadır.
        Ancak kırsal alan içme suyu örneklerinde Uludağ Üniversitesi Halk Sağlığı Eğitim ve Uygulama Merkezi ve Nilüfer
        Belediyesi tarafından yapılan analizler su kirliliği konusundaki tehlikeyi ortaya koymaktadır. Nilüfer’de 2014 yılında kırsal
        mahallelerde yapılan toplam 212 su analizinden 77’si (%36,3) bakteriyolojik açıdan kirli bulunmuştur (UÜ-HSEUM, 2015).
        Nilüfer Belediyesi’nin Uludağ Üniversitesi ile 2002 yılında imzaladığı protokolü 2016 yılında iptal etmesi yüzünden, artık
        ne yazık ki Nilüfer’de ne kırsal alanda ne de kentsel alanda su analizi yapılamamaktadır.
        Suyun kirli olması halinde yol açabileceği  sağlık sorunları su ve gıdalarla bulaşan  hastalıkların gözetimi ile
        değerlendirilmektedir. Bu hastalıklar genel olarak “Akut barsak hastalıkları” olarak adlandırılmaktadır. Sağlık Bakanlığı
        akut barsak hastalıkları gözetimini (sürveyans) 2005 yılında başlatmış, 2010 yılında tüm Türkiye’de günlük sürveyansa
        geçilmiştir. Bu kapsamda uluslararası hastalık sınıflama (ICD-10) kodlarına göre:
        •      A09 (enfeksiyöz kaynaklı olduğu tahmin edilen diyare ve gastroenteritler),
        •      R11 (bulantı, kusma) ve
        •      K52 (Enfektif olmayan diğer gastroenterit ve kolit)
        tanı kodlarıyla tüm sağlık kurum ve kuruluşlarından bildirilen veriler günlük olarak takip edilmektedir.








                                                                                                    Hekimce Bakış  9
   4   5   6   7   8   9   10   11   12   13   14