Page 59 - Hekimce Bakış Dergisi 100. Sayı
P. 59
aylarında zoraki de olsa alkış katılımıyla Ağustos ayında bozulmuş.
tuttukları sağlık çalışanlarına şimdi yaptığımız ankete dayalı araştırma Çalışmaya katılan hekimlerin
de artık yoruldukları, korktukları sonuçları başka meslektaşlarımızın yüzde 70’i doğrudan COVID
ve kaybettikleri için derin bir bulgularıyla örtüşüyor. Örneğin, ile çalışmış (diğerleri dolaylı,
üzüntüye kapıldılar diye vatan haini günlük ruh hallerinin nasıl uzaktan veya başka uzmanlık
muamelesi yapabilenler varsa, olduğunu birisi akıl edip sorsa ne kliniklerinde). COVID ile çalışmış
bu tutumda hekimlere karşı olan cevap verirlerdi diye düşünerek her dört hekimden üçü çalışma
bu ikili ve ikircikli duygu halinin sorduğumuz “nasılsınız, iyi misiniz?” koşullarının ve ekipmanın yetersiz
kolaylaştırıcı bir etkisi vardır. sorusuna cevaplarında “fena değil”, olması gibi nedenlerle kendilerini
Elbette siyasi bir arka planda “idare eder” diyen “normal”lerin yeterince koruyamadıkları bir
gerçekleşen olayları duygulara olağan şartlarda çoğunluğu dönem olduğunu belirtiyordu.
bağlamıyorum; bu duygusal teşkil etmesi beklenirken, durum Kısa bir süre içerisinde karşılaşılan
zeminin rolünü görmek, bağlanmış artık öyle değil. grubun ezici virüs miktarının (viral yük) ve
basiretleri çözebilir mi acaba diye çoğunluğunun ortalamanın çok bulaşıcılığın en yüksek olduğu
de düşünüyorum. altında kaldığını, belirgin ve aşırı ortamlarda önce kendini korumak,
oranda negatif hissettiğini, iyi
Hekimleri (ve sağlık çalışanlarını) başkalarına yardımcı olmanın
anlamaya çalışmak, onların hissetme dağılımının ayarının bir önkoşulu. Böyle bir durumda
önyargılarımızı besleyen ayrıcalıklı kötü hissetme lehine bozulmuş hekimlerin neredeyse dörtte üçünün
sosyal köklerindeki büyücü/ olduğunu gördük. “Nasılsın, iyi giderek artan düzeyde yaşadığı
şamanlıktan çoktan uzaklaşmış ve misin?” sorusuna, “kendini ne kadar kaygıyı “kaygı bozukluğu”ndan
sistemin içinde maaşlı veya esnaf güçlü, enerjik hissediyorsun?” ayırd etmeliyiz. Abartılmış veya
olarak sağlık hizmeti veren bir
meslek grubu üyesi olmuş olduğunu
görmemizle başlar. Bu belki
hekimlere yakıştırdığımız (“doktor
adam hasta olmaz” sözünde içkin
olan) “şerbetlilik”, “imtiyazlılık” gibi
büyülü özelliklerden sıyrılmalarını,
olumlu olumsuz anlamıyla
sıradanlaşmalarını getirse de
hallerini anlama gereğini de
arttırır. Eşitleştirici bir rol oynayan
bu konum kaymasının sonucunda
hayranlıkla veya merakla
izlemekten uzaklaşıp birbirimizin
halini anlama noktasına geliriz.
Peki, hekimlerin hali nasıl?
Hekimlerin ne durumda olduğunu sorusunu eklediğimizde de
anlama amaçlı yapılan çalışmalarda (olağan şartlarda) benzer bir yanlış algılanan bir tehdit yok,
pandeminin başlangıcındaki çoğunluğun “orta, normal” diye aksine gerçek tehlike ile yüzyüze
mücadele motivasyonunu cevap vermesi beklenir. Ama olmanın, bu tehlike karşısında
gitgide negatif yönde etkileyen bitkin, yorgun hissedenlerin ezici desteksiz bırakılmanın getirdiği
karamsarlık, desteklenmemişlik, çokluğu sonucunda bu duygu ve bir ruhsal zorlanmanın işareti olan
yalnızlık ve tükenmişlik gibi düşünce enerji düzeyinin dağılımı artık bir ve travmatik durumun ürettiği bir
ve duyguların ön plana geçtiği çan eğrisi değil, hekim grubunda kaygı. Bu gerçekçi kaygı, ya da
görülüyor. Büyük çoğunluğu duygu ve enerjinin normal dağılımı belki daha doğrusu korku, geleceğe
kamuda çalışan 385 hekimin bozulmuş. Duyguların ayarı bakıldığındaki belirsizliğin, hele
hekimcebakis.org 59