Page 49 - Hekimce Bakış Dergisi 104. Sayı
P. 49

durumundayız. Musa’nın          buluşturulmuş.  Burası metruk   veya Başkalarının Tanrısı’nı
                  içine düştüğü “sefalet psişik,   bir kahvehane ya da Persona    simgeliyor. Onun heybeti
                  kültürel, moral, bilinç, düşünce   ve Mulholland Drive gibi     karşısında Musa’da cisimleşen,
                  düzeylerinin hepsini birden     filmlerde de işlenmiş olan,     küçücük bir “kendi” olarak
                  içeren çok geniş kapsamlı bir   insanın kendi karanlık bilinç   kalmış, giderek küçülmüş,
                  sefalet” (Teber). Bireyi sarsıp   dışı ile karşılaştığı tekinsiz   içinden bir peygamber veya
                  tökezletiyor. Çaresizlik ve     bir mekân belki de. Buradan     kurtarıcı çıkaramayacak
                  güçsüzlük beraberinde psişik ve   itibaren derin anlamaya doğru   kadar zavallılaştırılmış,
                  kültürel bir çöküşü de getiriyor.   yola çıkabiliriz. Bu romandaki   yoksullaştırılmış, hayalleri
                  Böyle dönemlerde intihar        karakterler ayrı ayrı insanlar   budanmış, elinden bütün
                  olgularında artışlar oluyor.    olarak okunabileceği gibi tek   gücü alınmış insan duruyor.
                  İntiharın psikolojik hazırlayıcıları   bir insandaki bilinç&bilinçdışının   Durmadan tüketmeye
                  yanı sıra toplumsal             bir aradalığı olarak da         çağrılıyor, her şeyi sonuna
                  hazırlayıcılarının da olduğunu   okunabilir. Şahbaz’da olduğu   kadar kullanıp atması isteniyor.
                  biliyoruz. Biz okurlar Musa’nın   gibi Musa’da da melek & şeytan   Bu insan en sonunda kendisinin
                  ve sokakta karşısına çıkan      ile insan&hayvan gibi yani      başını da yemesi muhtemel bir
                  diğer insanların içinde oldukları   Jung’un bilinçdışı arketiplerinin   Başkalarının Tanrısı aslında.
                  sefaletten yola çıkarak ülkenin   (anima&animus, bilge kadın,   Çünkü istemediği halde, itiraz
                  ve toplumsal yapının içinde     persona ve gölge) bir araya     da etmeyerek içinde yaşamaya
                  bulunduğu politik ve kültürel   toplandığını görebiliriz.       devam ettiği sistemi büyütüyor,
                  alt yapıya ulaşabiliyoruz.      Büyülü Gerçekçi türe ait        onu durmadan besliyor.
                  Romandaki karakterler,  kesişen   özellikler taşıyan roman,     İnsanların, Lacan’ın “babanın
                  /kurgusal olarak kesiştirilen   sinematografik  bir imgelem     adı” dediği, doğa&kültür olarak;
                  hayatların hikâyesi, insanlığın   oluşturarak flash-back ve     uzlaşmaz ya da durmadan
                  yaşadığı tüm evrensel acı ve    flash-forwardlarla  ilerliyor.   çatışan iki düşman parça
                  özlemleri bünyesinde taşıyan    Perde açıldığında spot ışıkları   halinde kurgulanmış modern
                  bütün insan gibi okunmaya       sabahın erken saatlerinde,      simgesel sistem ya da otoriter-
                  açık bir alan bırakıyor bize.   vapur iskelesi civarında tek    emperyal devlet ile olan ilişkisi
                  Bunun için anlatıda, Mutlak     başına oturup, sağa sola        de matruşka bir bebeğe
                  Mutluluk Bakanlığı romanındaki   koşuşturan insanları seyreden,   benziyor.  Bu yapılanma başka
                  gibi veya Paramparça Aşklar     karşı kıyıdaki görkemli saraya   bir alternatif olamazmış gibi,
                  Ve Köpekler filmindeki gibi     bakan bir adamın, şair          farklı olanı görmezden gelerek,
                  ‘geçmiş, şimdi ve gelecek’      Musa’nın üzerine düşüyor.       ya da ödüllendirip bataklığın
                  sanki bir rüya alemindeymişiz   Saray burada, klasik olarak,    içine çekerek, sesini kısarak
                  gibi iç içe geçirilmiş, bütün   güce, kudrete, otoriteye sahip   massediyor. İnsanları da iki
                  farklı karakterler, zamanlar    bir tanrıyı, padişahı, günümüze   şeyden birisini seçmek zorunda
                  ve yaşanmışlıklar kapitone      gelindiğinde ise bu gücü eline   bırakarak düşmanlaştırıyor,
                  noktası gibi tek bir noktada    geçirmiş emperyal güçleri       çıkmaza sürüklüyor, itaat








                                                                                                             49
   44   45   46   47   48   49   50   51   52   53   54