Page 50 - Hekimce Bakış Dergisi 104. Sayı
P. 50
etmeye zorluyor. Etmediğinde Fransız şair Rimbaud’u, “bir gerçekçiliğin egemen olduğu
cezalandırıyor. İnsan, başta ben var bende benden içeru” büyülü gerçekçi anlatım
dil olmak üzere, ahlak olmak demekle benim benim tanrıdır tarzı yazarın öngörülerini
üzere, verili toplumsal kimlikler diyen Yunus Emre’yi, 19. aktarması için güzel bir
ve cinsiyet rolleri olmak üzere, yüzyılın ortalarında Paris’te olanak. Bizzat yaşamadığınız
temsili demokrasi uygulamaları yaşanan hızlı sanayileşmenin, ve deneyimlemediğiniz halde
olmak üzere “yerine”lerden güzelliğin doğasını nasıl başkalarının acıları veya
oluşan simgesellik ve temsiliyet etkilediğini yansıtan şiirlerini ağrılarını işitmek, görmek,
nedeniyle kendisini tam Kötülük Çiçekleri’nde toplayan tanıklık etmek, onların
olarak ifade edemiyor ya da Baudelaire’i ve ABD’de önemli “anekdotal ifade”lerini almak,
tanımlayamıyor. Bu sisteme bir entelektüel akım olan New- bir şekilde ötekinin gerçeğine,
karşı çıktıkça tuzağa düşüyor, England Transandantalizmini kendi gerçeğimizin ötesine
sıkışıyor, kendisi açıklamaya ve natüralizmi akla getiriyor. dokunmak, alegorik başka bir
çalıştıkça yanlış anlaşılıyor. “Yanık Saraylar diye bir kitap dünyanın kapısını aralamak
En sonunda sustuğunda ya okumuştum, diyor Hülya. Hiçbir oluyor. “Öteki”nin dediğimiz,
da sokağa düştüğünde bile şey bir anlamamıştım. Ama gözlerimizi kapatıp görmezden
sistemin/iktidarın bu ikili yine de hoşuma gitmişti.” Buna geldiğimiz dünya; hiç fark
hiyerarşik yapılanmasından, yanıt olarak: “Saraylar…Yanar etmiyoruz, ama orası dediğimiz
bu kurgusundan, tabii” diyen Adnan abi var bir burası, öteki de biziz kısaca.
anlamlandırmalardan de. (1. s.134) Her ikisi de “Yanık Söğüt, okuruna bunu yaptırıyor;
kurtulamıyor. Saraylar” adlı öyküsünde (2) eline, “öteki”nde kendisini
“çatırtıların, çöküşlerin sesini” görmesini sağlayan sihirli bir
dillendiren Sevim Burak’a ayna veriyor. Bunun devamında,
YANIK SARAYLAR döndürüyor yüzümüzü. Neden Lağımların Aleksandra’sının
Başkalarının Tanrısı çok akıcı, daha önce bunu fark etmedik saçlarını kesmesini beklemeden
çok kolay okunuyor, ama bu ki. “ahlâk belanızı versin!” diyecek
özellik basit bir dille yazıldığı olanlar da bizleriz.
anlamına gelmiyor. Anlatıcı kişi
“AHLÂK BELANIZI VERSİN!”
şair olduğundan olsa gerek,
KAYNAKÇA
insanda tekrar tekrar okuma Mine Söğüt’ün kitaplarında
isteği doğuran çok şiirsel bir oldukça grotesk ve simgesel bir 1. Başkalarının Tanrısı, Mine
dil kullanılmış, bazı yerlerde anlatımın arkasına saklanmış Söğüt, Can Yayınları,
şairlere atıflar var. “Her şey büyük bir öngörü okunuyor. 1.Basım, Nisan 2022
benim. Ben her şeyim” diyor Demokrasinin olgunlaşmadığı,
2. Yanık Saraylar, Sevim
şair Musa (1, s. 153) bu cümle devletin git gide büyüdüğü,
Burak, https://www.foruq.
ismi zikredilmemekle birlikte saldırganlaştığı ve cezalandırıcı
com/books/tr/xyz/Sevim-
akla “ben bir başkasıdır” olduğu ülkelerde bu tür;
Burak-Yanik-Saraylar.pdf
diyerek içindeki “öteki” yi, yani hem grotesk, simgesel, hem
içindeki tanrıyı selamlayan de masallara bürünmüş bir
50 hekimcebakis.org