Page 84 - Hekimce Bakış Dergisi 86. Sayı
P. 84
Hekimce Bakış 99
Perulu yazar, Marquez’in eski dostu, sözde solcu armağan etti-
Mario Vargas Llosa ise Latin Amerikayı iliğine dek ler. Marquez’in
sömüren neoliberal ekonominin avukatı olmuştu, YÜzYILLIK
Bush’un dostu, Venezüella devriminin önderi Cha- YALNIzLIK’ı
vez’in ise düşmanıydı. bu akımın baş
Carlos Fuentes, populist diye damgaladığı Venezüel- yapıtlarından-
dır. Marquez bu
la’nın Bolivarcı Devrimini küçümseyerek Chavez’e
kıtanın palyaçosu diye saldırıyordu. romanında yeni
bir dil yaratmış,
Marquez’in gazeteci kimliğiyle yazdığı ‘’Tanıdığım mitolojiyle miza-
Fidel’’, ‘’İki Chavez’in Gizemi’’, ‘’Portekiz’in Karan- hı harmanlamış, zamanın çizgisel akışıyla oynamış,
fil Devrimi’’, ‘’Pablo Neruda’yla Söyleşi’’ ve Pino- fantastik bir atmosferde, Macondo’da Kolombiya-
chet’in yönetimindeki Şiliye gizlice girerek faşist nın trajik tarihini anlatmıştır. Macondo olağanüstü
baskıyı gösteren bir belgesel çeken yönetmenin bir Kolombiya metaforudur. Marquez romanlarında
öyküsü ‘’Miguel Littin Şilide Gizlice’’ gazetecilik tarihle söylenceyi karıştırmıştır. Bunu estetik bir
mesleğinin tarihine geçmiş yazılardır. kaygıyla yapmamıştır. Latin Amerikanın gerçekliği
budur. Büyülü gerçekçilik, Picasso’nun Guernica’nın
Küba Devriminin ardından Havana’da Arjantinli
gazeteci Masetti ile birlikte Prensa Latina haber gerçekçiliği için söylediği gibi aslında emperyaliz-
min sonucudur. zalimlikte sınır tanımadan tüm
ajansını kurarlar. Batı basınının yanlı haberlerine
alternatif Prensa Latina bugüne dek varlığını sür- bir kıtayı sömüren emperyalizmin eseridir. ABDli
şirket United Fruit Company’nin Kolombiyada,
dürmüştür. Marquez, adalete ve eşitliğe inanmış ve
ömrü boyunca emperyalizme karşı savaşmış bir ga- Guatemalada sendikalaşan işçilere yönelik katlia-
mı Marquez’in bu fantastik ülkesi Macondo’da da
zeteci olarak yazdığı makaleleriyle çağımızın etkin
Latin Amerikalı entellektüellerinden biri olmuştur. gerçekleşir. Marquez’e göre sömürgecilerin ezdiği
kıtanın gerçekleri kurgunun çok ötesindedir.
Ülkesi Kolombiyada sağın temsilcileri Nobel ödül- Marquez’e 1982 yılında Nobel Edebiyat ödülünü
lü yazar Marquez’i politik kimliğinden ayırmaya
çalıştılar. El Tiempo verdiler. Ödül törenine bembeyaz bir guayebera
(karayiplere özgü keten ceket) giyerek gelir. Latin
gazetesine verdiği yanıt
çok güzeldir: “Yıllardır Amerikanın yalnızlığını anlattığı Nobel konuşması
olağanüstüdür. ‘’Biz hikayelerin herşeye inanan
El Tiempo kişiliğimi
ikiye bölme çabasında. yaratıcıları insanlığın yokolmasına karşı yeni bir
ütopya oluşturmak için geç kalmadığımıza inanı-
Bir yanım dahi bir yazar
öteki yanım ülkesini yo- yoruz. Hiçkimsenin başkalarının nasıl öleceğine
karar veremeyeceği, aşkın gerçek olduğu, mut-
ketmeye yeminli ateşli
bir komunist. Oysa benim luluğun mümkün olduğu ve yüzyıllık yalnızlığa
mahkum halkların sonunda ve sonsuza dek yer-
bölünmez bir kimliğim
var, politik duruşum ki- yüzünde ikinci bir şansa sahip olacağı bir hayat
ütopyası.’’
taplarımı yazdığım ideo-
lojiyle birdir.” Ölümünün ardından Kübalı bir yazar, ‘’Albaya Kim-
seden Mektup Yok’’un yaratıcısı Marquez için şöyle
Küba Devrimi Güney
Amerika için önemli bir der: ‘’Evet Gabo’nun yazanı çok, hepimiz ona yaz-
dönüşümün başlangıcı oldu. Tüm kıtayı politik ola- dık, istedik ki sözlerimiz ona ulaşsın. Ama Gabo
rak sarsan bu romantik devrimin yankıları sanatta artık yazamayacak. Bizi öksüz mü bıraktı? Hayır,
inanıyorum ki Amerikamızın büyülü köşelerinde
özellikle yazın alanında büyük oldu. Bu uzak kıtada
bir devrim olmuştu ve bu devrimin o zamana dek başka Gabolar var, onun guayaba kokusuyla dolu,
bize bizi sevdiren anlatılarını soluyarak ışığımızı
kimseyi pek ilgilendirmeyen Latin edebiyatındaki
meyveleri nelerdi? Marquez en güzel yanıttı. ve karanlığımızı yeniden keşfedeceğiz, gururla:
Çünkü biz Latin Amerikalıyız. Teşekkürler Gabo.’’
1960 ve 1970 yılları arasında Boom Latinoamerica-
no olarak adlandırılan Latin yazarlar patlaması tüm
dünyayı etkilemişti. Bu akımın en ünlü temsilcisi
de Gabriel Garcia Marquez idi. Perulu Vargas Llo- Yıllar önce Tıp Fakültesinde öğrenci iken Ankara’da
sa, Arjantinli Cortazar, Meksikalı Carlos Fuentes
gibi genç yazarların kitapları çevrilerek yaygın Zafer Çarşısının ünlü kitapçısı Remzi Bey’in
bir biçimde basılmıştı. 500 yıl boyunca sömürülen önerisiyle okuduğum ve çarpıldığımYüzyıllık
kıtanın toprağını, ateşini, acılarını, insanlarını yani Yalnızlık sayesinde Güney Amerikayla tanıştım.
gerçekliğini masallarla, fantastik yaşantılarla, ne- Tarihi, dili, şiiri, romanı, müziği ve romantik
redeyse akıldışı öykülerle anlatıyorlardı. Edebiyat
dünyasına yeni bir biçemi büyüsel gerçekçilik’i devrimcileriyle direnişin simgesi bu asi kıtayla beni
buluşturan Marquez’e saygıyla....