Page 65 - Hekimce Bakış dergisi 89. Sayı
P. 65
Çinliler, resim sanatını, Çin Hat Sanatının bir dalı gibi Ressamlar genelde ağaç figürü yaparken çam ağacını
görürler. Çin resim sanatı ile Çin hat sanatı arasındaki örnek almış, bununla çamın uzun yaşam ömrü olmasını
ilişkiyi anlayabilmek için, öncelikle Çin yazısı hakkında ve doğaya dayanıklı olmasını vurgulamak istemiştir.
bilgi sahibi olmak gerekir. Çin yazısı, bir resim yazısıdır. Resimler çok az renklendirilir. Ama 7. ve 8. yüzyılda
Önceleri, anlatılmak istenen varlıklar ve de eylemler resim “yeşil ve mavi” diye adlandırılan tablolar gerçekten
yoluyla ifade edilmişlerdir. Zaman içinde bu resimler muhteşemdir. Genellikle ipek üstüne yapılan bu tür
değişikliklere uğrayarak, günümüzde kullanılan Çin resimde renkler, Jad ,Azurit ve Malakit gibi minerallerden
Yazısını oluşturmuşlardır. elde edilip, altınla yapılan çizgilerle tabloya sıcak atmosfer
kazandırılırdı. Bu resimlerde, Çinlilerin tabiat sevgisi,
Çin resminin temel unsuru, fırçanın izidir. Boşluk kavramı bitki ve hayvan figürlerinden görüneni aşmış, hatta canlı
olmadan esinlenme olgusu işlevini yerine getiremezdi. olmayan dağ, taş ve kaya motiflerinden bile hayat dersi
Resim dizgesini tek başına güvence altına alarak ayırıcı vermeye çalışmıştır.
özellikler oluşturmakta kendi başına değer taşıyan Boşluk
kavramı, beş düzeyle tanımlanır: 1) Fırça-mürekkep (esin-
uyum/biçim-oylum), 2) Yin-Yang (ya da Gölge Işık), 3)
Dağ-Su, 4) İnsan-Gökyüzü (Elemanların zihinsel düzeni/
derinlik-perspektif/tabloda şiir), 5) Beşinci boyut. Her
düzeyi boşluk kavramıyla ilintilendirerek ayrı ayrı irdeler
Çin Mitolojisinde, zamanın bilgeleri, gelecek kuşaklara,
insan üzerinden, tabiata dikkat etmelerini ve görüş
açılarını genişletmelerini öğütler. Büyük dağlar ve uzun
nehirler, batıdan doğuya Pasifik denizine kadar insanlık
tarihinin beşiğidir. Beş Dağ ve dört nehir olarak özetlenen
bu topraklar da tanrıya ulaşmanın yolu yüksek dağlardan
geçer. Dünyanın iskeleti olan dağ, değişmezlik, denge
demektir; Göğe yakın olduğu için de doğaüstüyle
aramızdaki bağdır. Akışkanlığıyla her biçime uyabilen Ressamların eserlerinde vazgeçemediği, “ 4 prens” de
su, toprağın damarlarında akar; Yol’un gerçek özü odur. dedikleri,Bambu, Orkide, Krizantem ve Erik ağacı çiçekleri
Dağ ve su bilgenin evrenle bütünleşmesini sağlar. Dağ motifleridir. Bambu, görünen ve görünmeyen dünyayı
ve Su, Yin ve Yang gibi birbirini tamamlayan unsurlardır. ifade eder. Çinliler, bambunun zarif hatlarına hayran
Felsefesinde şöyle anlatılır, kayalar serttir, su yumuşaktır. olduğu kadar, rüzgâr karşısında dik durmasını, kuvvetli
Ama su zamanla kayaları yıpratabilir. Belki yumuşak sıcaklara dayanmasını, soğuktan etkilenmemesine kadar
olmak sert olmaktan daha kuvvetlidir. Su hayattır ve özelliklerini insan hayatına benzetirler. Bambu boğumları,
canlıdır. Bunun için sanatçıların en sevdiği konulardandır. insan hayatının devamlılığını da anlatır.
Çinliler için Dağ uzun yaşamanın sembolü, Su ise
zenginliktir. Bu resimlerde, Çinlilerin Tabiat sevgisi, bitki
ve hayvan figürlerinden görüneni aşmış, hatta canlı
olmayan dağ, taş ve kaya motiflerinden bile hayat dersi
vermeye çalışmıştır.
Orkide nadide bir bitki olup, bir kayanın arkası veya bir göl
kıyısı gibi gözden uzak yerlerde yetişir. Güzelliği, saflığı
ve kokusu ile “kültür perisi” kabul edilir. Bazı resimlerde
Orkide, gölde saçlarını yıkayan utangaç bir genç kız gibi
tasvir edilir. Krizantem figürünün çok kullanılması da,
sonbaharda bile coşarak çiçek açması, gelecek zor kış
günlerine meydan okumasıdır. İnsanın her türlü kötü
koşullara dayanabileceğini ifade eder. Erik ağacı çiçekleri
de, bambu ve çam gibi Ming Hanedanı zamanında,
ressamların ustalıklarını gösterme konularından olmuştur.

