Page 17 - Hekimce Bakış Dergisi 99. Sayı
P. 17
“ Veremli gibi öksüreceğine o sarışın yazarı kayığınıza atıp da sana soranda kabahat. O adam
adam gibi cevap ver Mürsel az mı balığa çıkardınız? Açtırma sayesinde hala ekmek yiyor
Efendi! Ne de olsa mahpushane kutuyu söyletme kötüyü şimdi.” hep adalı. Ölmüşün arkasından
arkadaşın o puşt. Hiç tüyo verdi Tiyatro başlıyordu. İçerde on kötü söylenmez. Çok iyi adamdı
mi sana?” rahmetli.”
kişi ya var, ya yoktu. Sabahtan
Onlara verem olduğundan beri boş boş oturup sıkıntılarıyla Mürsel, keyiflenmişti. Sırıtarak:
söz etmemişti ki Mürsel. savaşan goygoycular Mürsel’in “Tabii canım tabii. Öyle iyi
Yine de herkesin bundan huyunu bildikleri için üstüne adamdı ki, yatacak yeri yok
haberdar olduğunukendisi gittiler: diye Sergen’e oda bile vermişti
de iyi biliyordu. “Adalıya sır
“ Vaay, büyük iftira bu Mürsel! evinde. İçip içip…”
verilmez” diye öğrenmişlerdi Alma Yakup ustanın günahını.
daha küçücük paliyken. Sergen hadi neyse de, Yakup Yakup öfkeyle bağırdı:
Birbirlerinin her şeyini bilir, yine yapmaz öyle şey” “Hööyyttt, kes artık, kes. Şaka
de orta yerde söylemezlerdi. maka derken işin tadını kaçırma
Masanın kenarındaki plastik Mürsel, duymazdan geldi. daha fazla.”
peçetelikte tıkılı duran ucuz “Yalansa yalan desin deyyus.
peçetelerden birini hırsla çekip Müptela ettiler adamı diyorum Meyhane sessizliğe gömüldü.
ağzını sildi. Öksürüğü diner gibi size. Siz kanmayın bunun Sergen’in nerede olduğunu
olmuştu. Peçeteye bulaşan kanı sakalının bıyığının beyazlığına. kimse bilmiyordu. Konstans’a
görmesinler diye katlayıp cebine Az kulampara değildir hergele.” söz vermişti. Hangi deliğe
koydu: girdiyse bulup getirecekti. Fakat
Yakup giderek sinirleniyordu. namussuz herif kimseye haber
“ Ona bakarsan Sergen’i sen Eski defterlerin açılmasından vermeden gitmiş olmalıydı.
benden önce tanıdın Yakup. hoşlanmamıştı. Ertesi sabah jandarmaya gidip
Yelkovan kuşlarının peşi sıra az sormaya karar verdi.
mı koşturdunuz küçükken? Hani “Sus ulan iftiracı serseri! Zaten
Hekimce Bakış 17