Page 21 - Hekimce Bakış Dergisi 99. Sayı
P. 21
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın verileriyle ortaya şiddeti besleyen, neredeyse kutsayan bir iklim var.
koyarak ve “Ne yapmalı?” sorusuna hep birlikte yanıt Ülkeyi ve sağlık sistemini yönetenlerin, duygusal
arandı. Açıklamayı Line TV canlı olarak yayınladı. ve kırılgan zemini olup tüketim nesnesi haline
getirilen sağlık hizmetindeki şiddete karşı hiçbir
ciddi adımı olmadı. Sağlıktaki şiddet eğilimini önce
SAĞLIKTA ŞIDDET inkâr eden, ardından şiddetin mağduru hekimleri ve
DURDURULMALIDIR! sağlık çalışanlarını suçlayan idareciler; olaylar yılda
en az bir hekim ya da sağlık çalışanının ölümüne,
20 Ocak 2020 yüzlercesinin yaralanmasına ve binlercesinin sözlü
ya da fiili tacizine dönüşünce şekilsel ve kararlılık
içermeyen adımlarla oyalama yoluna gittiler. Sağlık
hizmeti sunarken şiddete uğrayan, öldürülen,
bıçaklanan, kafasında mermer kırılan, tekmelere
maruz kalan, küfür ve hakaret edilen hekimlerin ve
sağlık çalışanlarının arkasından timsah gözyaşları
döktüler. Oy kaybederiz kaygısıyla her beklentilerinin
anında ve talep ettikleri biçimde karşılanmasını
isteyenlerin sırtını sıvazladılar. Örneğin gittiği Aile
Sağlığı Merkezinde, olmayan hastaya ilaç yazılmasını,
saptanmayan hastalığa tedavi uygulanmasını,
Bursa Tabip Odası Yönetim Kurulu tarafından gerekmeyen raporun verilmesini, istediği her ilacın
“Sağlıkta Şiddet Durdurulmalıdır!” konulu basın reçete edilmesini istemekle kalmayıp usulsüz ve etik
açıklamasını 20 Ocak 2020 Pazartesi günü Türkan dışı talebinin karşılanmaması durumunda şiddete
Saylan Toplantı salonunda yapıldı. başvuran binlerce insan, sıradan bir kavgaya, karşılıklı
Basın Açıklaması Metni: darba karışmış gibi muamele gördü. 80 milyon
nüfuslu ülkede 120 milyon kişinin acil servislere
gittiği yanlış kurgulanmış bu sitemde kendi
hastasının ve yakınlarının beklentileri karşılanmadığı
anda acil servisleri savaş alanına çeviren, acil servis
içerisinde cinayet işleyebilen, sağlık çalışanlarının
yanı sıra sedyede yatan başka hastaların bile
ölümüne yol açan bir cinnet ortamı sıradanlaştı.
Ne bir Aile Sağlığı Merkezinde ne de herhangi
bir hastane ortamında sözel ya da fiili şiddete hiç
kimsenin kalkışamayacağı, şiddete sıfır tolerans
gösterileceğine dair caydırıcı, sonuç alıcı ve somut
adımların atılması artık zorunluluktur. Gelişmiş
ülkelerde sağlık hizmetinin çok önemli kısmını daha
az maliyetle ve nitelikli bir biçimde karşılayan birinci
basamak sağlık sistemi ülkemizde ne yazık ki her
dönem olduğu gibi bugün de popülist yaklaşımların
kurbanı oldu. 2018 Yılında kişi başına yapılmış olan
ortalama 2030 liralık sağlık harcamasının sadece
88 lirası koruyucu sağlık hizmetleri için yapılmış, 1.
basamak sağlık hizmetlerini kuvvetlendirmek adına
yatırım yapılmamış, 1. basamak sağlık kurumları
değersizleştirilmiştir. Sağlık hizmetinin kışkırtılmış
talebe göre değil de bilim ve gereksinimler
doğrultusunda yönetilebileceği “sevk zincirinin”
ÖNCELİKLE; BİRİNCİ BASAMAK SAĞLIK SİSTEMİ adı bile anılmamaktadır. Büyük propaganda ile
GÜÇLENDİRİLMELİ, SEVK SİSTEMİ KURULMALI, ACİL getirilen “Aile Hekimliği“ uygulaması hekimlerin
SERVİSLERDE SADECE ACİL HASTALARA HİZMET gelirlerinde artış sağlamakla birlikte, hekimlerin iş
VERİLMELİ VE SAĞLIKTA ŞİDDET DURDURULMALIDIR!
Ülkemizde şiddet kol geziyor. Yaşamın her anında ve gelir güvencesini ortadan kaldırarak devletin-
Hekimce Bakış 21