Page 118 - Hekimce Bakış Dergisi 103. Sayı
P. 118

ayrı değildir. Romandaki en temel   değişen olaylardır, olgular değil.   sanatçısının vs. bu trajediyi
                                                                                                                                         olgular ‘öteki’, ‘din’, ‘savaş’ ve ‘acı’   Kişisel olarak deneyimlenen,   kendisine özgü- özgün ve özgür
                                                                                                                                         dır. Deneyimlenmiş bir acı veya   ölüm,  acı, ağrı, üzüntü, yalnızlık   bir biçim aracılığıyla sunması,
                                                                                                                                         ağrı gibi duyumsamaların insanın   vs. gibi tüm insanlığı etkileyen   sanatın zaferi ve tek kurtarılmış
                                                                                                                                         karşı karşıya kaldığı haksızlıkların,   olgular insanlığın başlangıcından   mekândır. Darren Afronosky’nin
                                                                                                                                         içine düştüğü bunalımların veya   beri değişmemiştir, bunlar bu   modern zamanların, dinlerin ve
                                                                                                                                         çıkmazların, kötülüklerin, yani   romanda da görüldüğü gibi     sanatın içine düştüğü  açmazı
                                                                                                                                         kişisel olayların, yaşantıların ve   sonsuz sayıda değişik kişi ve   “yaratılış efsanesi” zemininde ele
                                                                                                                                         durumların evrensel bir şekilde,   olayın konusu olabilir; bu da bir   aldığı “Mother” filmi ve Yorgos
                                                                                                                                         tekil olandan tümele ulaştırılması,   biçim özelliğidir.  Sanatın dilini   Lentimos’un,  yine aynı, fakat
                                                          Dr. Zehra Betül YAZICI  |  zebeye@gmail.com                                    tekil olayların, bütünün içinde   toplumsal uzlaşı dilinden ayıran   daha belirsiz veya silik bir şekilde,
                                                                                                                                         eritilmesi değil de olgusal     sınır da burasıdır; kendine özgü   İphigenia trajedisini zemin kılarak
                                                                                                                                         çerçevede düşünülmesi ve ifade   sanatsal biçimler geliştirmek ve   üstüne modern ailenin açmazını
                                                                                                                                         edilmesi sanatın alanına girer. Bu   bunun içinde yer alan söylem   oturttuğu Kutsal Geyiğin Ölümü
               MUTLAK MUTLULUK BAKANLIĞI:                                                                                                bireyin topluma veya öznel olanın   farklılığıdır. İnsanın trajedisinin   filmleri söylemek istediğime
                                                                                                                                         nesnel’e feda edilmesi demek    şiirlerle, romanlarla veya diğer   açıklık getirebilecek iki güzel
               ACININ, PERİŞANLIĞIN DİLİ, DİNİ, COĞRAFYASI YOKTUR                                                                        değildir; “olayları” “olgusal”   sanatsal verimler aracılığıyla gün   örnektir.

                                                                                                                                         çerçevede değerlendirebilme     ışığına çıkarılması değil;  şairin,   Ülkeler bölünür, sınırlar çekilir,
                                                                                                                                         kabiliyeti kazanabilmek demektir.   yazarın, yönetmenin, ressamın,   mayınlar döşenir,  ama insanlar
               Arundhati Roy, Mutlak Mutluluk   şimdimizi ve geleceğimizi esir   görüntü oluşturur. Hem bütün                            Tarihte her şey tekerrür eder;   heykeltıraşın, modacının, fotoğraf   bu bölünmeyi sanat aracılığıyla
               Bakanlığı romanını, biçimsel    alıp bizleri zincirlerle kendisine   zamanları, hem de birbirinden
               olarak, Bergsoncu “heterojen    bağlayan çizgisel, nesnel zaman   bağımsızmış gibi görünen
               zaman” olgusu üzerinden kurar.   kurgusunu yerinden eder.       olayları ve birbiriyle ilgisizmiş
               Tanpınar’ın Huzur ve Faulkner’in   Zaman dilimlerinin hepsini   gibi olan insanları bir araya
               Ses ve Öfke romanında da aynı   bulamaç gibi birbirine karıştırır,   toplar. Roy da, bütün gerçek
               kurgusal yapılanmayı görürüz.                                   sanatçılar gibi, insanlığın yaşadığı
               Roy, romanında, yaşanmış veya                                   acıların unutulmaması için tekil
               deneyimlenmiş olayların her                                     olaylardan yola çıkarak tümel
               birini gerçekliklerinden koparır,                                ya da evrensel olgulara ulaşır.
               kurgusal olarak yeniden bir                                        Söz konusu kesişen zaman
               araya getirir ve üç boyutlu                                         şeklindeki kurgu, sinemada
               bir büyülü gerçeklik ya da                                           ilk kez, 2000’li yılların
               sinematografik imgelem                                                başında Alejandro İnnaritu
               oluşturur. Bu üç boyutlu                                              tarafından kullanılmıştır.
               zaman algısını verebilmek                                             Ayrıca Only The Animals
               için anlatıda ‘geçmiş,                                                filminde de tesadüf
               şimdi ve gelecek’ iç içe                                             ettiğimiz bir tekniktir.
               geçirilmiş, en sonunda da                                           Roy’un Mutlak Mutluluk
               bütün farklı karakterler,                                          Bakanlığı romanında
               zamanlar ve yaşanmışlıklar                                       gördüğümüz gibi kişilerin içsel
               bir koltuk kumaşındaki kapitone                                 zamanlarında deneyimledikleri
               noktası gibi tek bir noktada,                                   tüm yaşantılar, tecrübeler,  kişisel
               “zamanın kendisini bütün                                        algılar yani olaylar ile evrensel
               sabrıyla bağladığı” bir mekânda;   flashforward ve flashback’lar   gerçekler ya da olgular birbirine
               mezarlıkta buluşturulmuştur.    ile  sinematografik bir zaman   karışmış bir bulamaç ya da
                                               ve hareket algısı, bütüncül bir
               Roy, romanında, geçmişimizi,                                    bataklık halindedir, birbirinden





               118  hekimcebakis.org                                                                                                                                                                                                119
   113   114   115   116   117   118   119   120   121   122   123