Page 15 - Hekimce Bakış Dergisi 75. Sayı
P. 15
13 haberler
“Bir hekimin anıları”ndan...
Prof. Dr. M. Rahmi Dirican
Bir Hekimin An›lar›, Kocaeli Üniversitesi Yay›nlar›;
3. Bas›m; fiubat 2004
veremeyen hekimin yan›nda
“...Jandarma Genel Komutanl›¤›’nda çal›flmam” diyerek anahtar› b›rakan
ad çekme yap›ld›. Ben Giresun’u, bu Mustafa idi). Genellikle hamall›k
‹lhan a¤abey Hozat’›, Hozat önerimi yapard›. Sonralar› birkaç kez
kabul etmeyen s›n›f arkadafl›m benden özür dilemifl, yapt›¤›na çok
fiemdinli’yi çekti. Ad çekme piflman oldu¤unu belirtmiflti. ‹ki y›l
odas›ndan ç›karken bu arkadafl çok boyunca çarfl›dan ald›¤›m öteberiyi
sevinçli idi. Me¤er, fiemdinli’nin onunla eve gönderir, hak etti¤inden
Hakkari’nin bir ilçesi oldu¤unu daha fazla para vererek geçimine
bilmezmifl. Ben bunu söyleyince katk›da bulunmaya çal›flt›m.
rengi sapsar› oldu. Bu arada ‹lhan Mustafa, “Doktor bey çocu¤um çok
a¤abey oldukça üzgün duruyordu. hasta eve gelebilir misiniz?” diye
Yan›na giderek “‹lhan a¤abey, sordu. Evi 3 kilometre kadar
Hozat’la Giresun’u de¤iflelim mi?” uzaktayd›. O saate tafl›t arac› da
deyince ilk tepkisi “Ne kadar bulamazd›m ve gerçekten
istiyorsun” demek oldu. Bu ifli asla yorgundum. “Neden buraya
para için de¤il, birkaç gün önce getirmedin? Ben biraz keyifsizim”
yapt›¤› öneriye karfl›l›k vermek üzere “...Hekimlik uygulamalar›nda onurlu deyince, “Gelecek durumda olsa
yapmak istedi¤imi; üstelik evli davran›yordum. Ama, yine de getirirdim, ama durumu çok kötü”
oldu¤um için Giresun’da geçimimi parasal durumu iyi olanlara yan›t›n› verdi. “fiu anda gelemem,
sa¤layamamaktan korktu¤umu yoksullardan daha fazla ilgi sabah getir, muayene eder gerekeni
söyledim. gösterdi¤imi anlay›nca kendimden yapar›m” dedim. “Sa¤ol” diyerek
utan›yordum. S›k s›k kendime ayr›ld›. O ayr›ld› ama benim gözüme
Ad çekme sonras› yer de¤iflimi “Rahmi sen böyle mi olacakt›n?” uyku girmedi. Kendi kendime, “evet
ancak jandarma kurmay baflkan›n›n sorusunu yöneltiyordum. 1958 y›l› yorgun ve uykusuzsun bu do¤ru.
oluru ile gerçekleflmifl. ‹ki arkadafl A¤ustos ay›nda bir gece kap›m Ama seni ça¤›ran hamal Mustafa
baflkan›n odas›na girdik, ben çal›nd›. Aç›nca karfl›mda topal de¤il de tütün tüccar› Mustafa
dile¤imizi söyleyince, bana yönetti¤i Mustafa’y› gördüm, (iki y›l önce Tanoba ya da o¤lu olsayd› böyle
ilk soru “Kürt müsün?” demek oldu. “benim 7,5 lira ayl›¤›m› bile mi davran›rd›n? Herhalde eline
Tokat’l› oldu¤umu söyledim.
“Öyleyse aptals›n, gidin
de¤ifltirsinler” dedi. O güne kadar,
bu ülkede yaflayanlar›n tümünün
Türk oldu¤una inanan birisi olarak
kurmay baflkan›n›n bana “Kürt
müsün?” diye sormas›na çok
üzülmüfltüm. Ayr›ca yoksunluk
bölgesine gönüllü gitmek isteyen
genç bir hekime aptal demesini de
bir tu¤generale yak›flt›ramad›m.
E¤er bana, “Neden Hozat’a gitmek
istiyorsun?” diye sorsayd›, ona
babam›n dediklerini; Giresun’da
geçim s›k›nt›s› çekebilece¤imden
endifle etti¤imi ve en az bunlar
kadar önemli olan bir di¤er nedenimi
de belirtebilirdim.”
sf.55 -56